Başbakanımız ile CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun “Kürt sorununda çözüm” için bir araya geldikleri gün, bir yandan üniversitelerde KCK kapsamlı bir operasyon sürdürülerek 100 dolayında tıp öğrencisi gözaltına alındı, Artık rutine dönen bölgedeki savaş hali durumunda F-16’lardan,obüslere, tanklara varana denk bölgeyi gün be gün bombalamaya devam ediyor. Hatip Dicle’den sonra, tutuklu Milletvekili Kemal Aktaş’a, yaptığı konuşmadan dolayı verilen cezanın Yargıtay tarafından onandığına dair karar TBMM’ye ulaştırılarak, milletvekilliğinin düşürülmesi yeniden tartışılmaktadır. Siyasi ve askeri operasyonlar, gözaltı ve tutuklamalar artarak sürüyor. Önceki gün Yüksekova’da cenazeleri kaldıran kitleye yapılan silahlı polis saldırısında yaralanan 15 yaşındaki çocuk Özgür Taşar hayatını kaybetti. Bölge tam bir kuşatma altında ve halkın sokağa çıkmasına bile tahammül gösterilmediği gelen haberler arasında.
 
      Bununla da yetinmeyen AK Partisi iktidarı, yıllardır tutuklu bulunan belediye başkanlarını, milletvekillerini, avukatları, gazetecileri, Kürt siyasetçileri, salıvermek, siyasi tutsakları özgürlüğünün önündeki engelleri kaldırmak yerine, yeni esirler almaya, yeni belediye başkanları ve Kürt politikacıları tutuklamaya devam ediyor.
 
     Son olarak Van Belediye Başkanı ve ilçe belediye başkanları hedefteydi. Perşembe günü sabah erken saatlerinde Van merkez ve ilçelerinde belediye başkanları, belediye binaları ve BDP'li ilçe başkanlarının evlerine baskın yapılarak başkanlar ve yöneticiler gözaltına alındılar.
 
      Van Belediye Başkanı Bekir Kaya, Edremit Belediye Başkanı Abdülkerim Sayan, Van merkeze bağlı Bostaniçi Beldesi Belediye Başkanı Nezahat Ergüneş, Başkale İlçe Belediye Başkanı Hecer Sarıhan, Muradiye Belediye Başkanı İzzet Çelik, Özalp İlçe Belediye Başkanı Murat Durmaz gözaltına alınmasıyla Van yerel yönetimlerine AK Partisi dışında seçilenlerin tutsaklaştırılarak tasfiye süreci yeni bir aşamaya da gelmiş oldu.
 
      “Kürt Meselesinin” demokratik bir çözümü isteniyorsa ilk adım olarak; Operasyonlara Son Verilmeli, KCK Operasyonu’nda Alınan Tüm Tutsaklar Serbest Bırakılmalıdır
Bir yandan Kürt meselesinde çözüm arayışları sürdürüyormuş havası yaratan iktidar, diğer tarafta, baskıyı, operasyonları, gözaltı ve  tutuklamaları aralıksız olarak sürdürüyor olması, yine Kürt sorununda çözüm arayışı içinde olduğunu söylen CHP ise tüm bu olanlar karşısında sesini çıkarmıyor olması düşündürücüdür. Bu gelişmeleri “teröre karşı mücadele” kapsamında ele almaya devam ediyor oluşu “meseleye” ne denli sığ yaklaştığının göstergesidir.
 
       Bu gelişmeler karşısında sessiz kalınamaz. Kürt halkına, halkın seçilmiş belediye başkanları ve parti yöneticilerine, milletvekillerine karşı sürdürülen bu pervasız operasyonlara son verilmelidir.
 
       Kadınlara, emeğe, gençliğe, bilime, farklı inançlara, Kürtlere, aydınlara, çevreye düşman bu yapılanma karşısında gösterilen tahammül, her an baskının, şiddetin artması, zulmün hâkim kılınması anlamına geldiği bilinmelidir.
 
       Kürt meselesinin geldiği bu aşamada çözümsüzlüğün ülkemiz demokratikleşmesine bir fayda sağlayamayacağı, sürdürülen “savaş” politikalarıyla çözmün bulunamayacağı bilince çıkartılarak bir an evvel “müzakere” yöntemine geçilerek daha fazla “ana”nın gözyaşı dökmesi engellenmelidir.