Bazı çevrelerin, CHP ve MHP dahil bu seçimde herkes galip demesi tam bir riyakarlıktır.
Soruyorum CHP ile MHP nasıl başarılıdır?
AKP iki kişiden birinin oyunu alırken CHP’nin onun yarısı kadar oy alması ve MHP’nin barajı geçmesine sevinmesi olacak şey midir?
Ne yani CHP ile MHP majestelerinin yani Tayyip Erdoğan’ın iktidar oyunundaki muhalefet figürleri midir?
Kimse ne kendini ne de başkalarını kandırsın!
Muhalefet ağır bir yenilgi almıştır.
9 yıldır iktidarda ve doğal yıpranma sürecinde olan bir partiye karşı böyle bir sonuç alınıyorsa, muhalefet yetersiz demektir ve topyekun yenilenmesi gerekiyor.
Ama devlet imkanları ve medya taarruzu falan demeyin!
Bunlar doğrudur, lakin bunlara rağmen hazırlanmak gerekmiyor muydu?
Kendini yansıtacak bir medya yapılanmasını kurmayı bile beceremeyen bir muhalefet anlayışı ile AKP gibi bir dev yıkılamazdı ve yıkılamadı.
Altını çizerek yazıyorum, bu anlayış ve kadroların hükümranlığı sürerse, AKP değil 2015 seçimlerini, sonrasını da alacaktır.
Aslında bu sonucun böyle olacağı referandum sonrası ile belliydi ki biz o günden iki partide topyekun bir kadro değişikliğini teklif etmiştik.
Adı demokrasi olan bütün rejimlerde partiler yönetmek, yani iktidar olmak için kurulur ve faaliyet yaparlar.
CHP ve MHP de teorik olarak bu kapsamda olduğuna göre tepe kadrolarının gereğini hem de derhal yapmaları gerekiyor.
Onlar yapmazlarsa tabanları harekete geçmekte gecikmez.

HEDEF ÇANKAYA
Erdoğan-Gül kapışması!
Aylar ve hatta yıllardır muğlak olan bir şey önceki akşam aydınlandı.
Ne mi?
Abdullah Gül’ün görev süresi!
Evet Cumhurbaşkanı Gül’ün süresinin 7 değil 5 yıl olduğu artık  kesinleşecektir.
Başta Bülent Arınç ve Mehmet Ali Şahin olmak üzere başlangıçta 7 yıl diyenler de şimdi viraj alıp 5 yıl diyecekler, çünkü işin içinde Tayyip Erdoğan var.
Nasıl mı o var?
Köşke Erdoğan çıkacak da onun için!
Tayyip Bey’in Köşke çıkması şu bakımlardan  kesindir:
1) AKP tüzüğü gereği dördüncü kez milletvekili olamıyor.
2) Bu sefer de Cumhurbaşkanlığına aday olmazsa kafaları karıştıracaktır.
3) Adını devletin zirvesine yazdırarak hem tarihe geçecek hem de  cepheleşmelerle yıpranan imajını toparlayacaktır.
Gelelim Erdoğan’ın Başkan olma hevesi ya da projesine?
Tayyip Bey zorlar, lakin aldığı oydan hareketle buna kolay erişemeyeceğini görüyor.
Bu uğurda BDP’ye taviz verse halktan tepki göreceğini de biliyor.
Dolayısı ile görünen, Erdoğan’ın Gül’ün yerine Köşk’e çıkacağıdır.
Bunun için halka gitmek gerekiyor ama kim bilir CHP ile ele ele verilip Anayasanın bu maddesi tekrar değiştirilebilir ve seçimi yine Meclis’e bırakabilir.
Peki Abdullah Gül ne mi olacak?
Ayrılacağı gün milletvekili olmayacağı için Erdoğan’ın yerine  AKP’nin başına geçmesi yani Başbakanlığı mümkün değil.
İşte bu sebepledir ki önümüzdeki süreçte Erdoğan’la Gül arasında gizli çekişmeler yaşanacak, zira Abdullah Bey Köşk’den inmek istemiyor.

MADDE MADDE
AKP başarısının ardındaki sır?
1) Seçimi ciddiye alıyor.
2) Örgütünü taarruza geçiriyor.
3) AKP’li Belediyelerle örgüt ve devlet imkanları el ele veriyor.
4) Tayyip Erdoğan’a haşa ilah gibi iman ediliyor ve her buyruğuna uyuluyor.
5) Seçim öncesi mutlaka istismar edecek bir şeyler bulunuyor.
6) Din simsarlığından hiç vaz geçilmiyor.
7) Tayyip Erdoğan şahıslara değil partisine vefalı. İyi aday  belirliyor.
8) Türkiye’nin geleceğini ipotek altına alma pahasına halkın gündelik hayatı iyi tutulmaya çalışılıyor ve iktidarın eli ahalinin cebine sokulmuyor.
9) Halka anladığı dille ulaşılıyor yani çok iyi propaganda yapılıyor.
10) Siyaset mühendislikleri ile alternatif yapıların doğumu engelleniyor.
11) Günü birlik mesajlarla halkın duygularına hükmediliyor.
12) İktidarıyla ahali arasında yardım gibi konularda al-ver ilişkisini iyi kuruyor.
13) Vizyon ve istikrar görüntüsünü iyi veriyor.
14) Güç bende diyerek herkesi sindiriyor.
15) Karşısında yeni bir çekim merkezinin oluşmasını bel altı metotlarla sabote ediyor.

HÜSRAN
Erbakan Hoca’nın kemikleri sızlıyor!
Eğer rahmetli Erbakan yaşasaydı, Saadet Partisi bugünkü gibi yerlerde sürünmezdi.
Ne mi yapardı?
Kesin olarak ittifak kurardı ki vefatı öncesinde hasta yatağında bile bunun için çırpınıyordu.
Onun yerine gelenler Erbakan Hoca’nın emanetine sahip olamadılar.
Emanete sahiplenmek onu yüceltmekle mümkündür ki tablo ortadadır.
Saadet kurmayları sırf kibirlilikleri sebebiyle yani kendilerini dev aynasında görerek bu sonucu hazırladılar.
Oysa seçim öncesi ittifak arayışlarının önüne mağrurluklarını koymasalardı barajı aşma ümidi ile pekala bir sinerji oluşturabilirlerdi.
Mustafa Kamalak Bey ve hâlâ geçmişte yaşayan malum eskiler, Erbakan Hoca’nın aziz hatırasına hiç ama hiç layık olamadılar.