Başbakan Erdoğan’ın kendi yanında durmayanlara karşı uzun zamandır sürdürdüğü düşmanca üslup ve yürüttüğü gerilim politikası, “bizden olanlar ve olmayanlar” tutumu Berkin Elvan'ın cenaze töreni sonrasında ülkemizin geleceğini tehlikeye atan bir boyuta geldi

Cenazeye katılanlara yönelen polis saldırısı, kalabalıkların sağduyusu sayesinde ölüme sebebiyet vermeden atlatıldı. Ancak gece vakitlerinde Başbakan’ın gerilim siyaseti, Burak Can Karamanoğlu'nun ölümüne sebep olacak şekilde insanları karşı karşıya getirdi. 15’inde Berkin’imize yanarken 22’sindeki Durak Can’ın acısı kor düşürdü tüm duyarlı yüreklere.

Başbakan Erdoğan bu durum karşısında sağduyulu davranıp, tüm ülke vatandaşlarına sağ duyu çağrısı yapacağı yerde, düşmanlık tohumları ekmeye devam etti. 14 yaşında polisin attığı gaz fişeği ile öldürülen Berkin Elvan’ı terörist, mezarına bırakılan cam misketleri demir bilye olarak tanımladı. Ardından ülkemizde bugüne kadar görülmeyen bir biçimde, Gaziantep seçim mitinginde toprağa verilen bir fidanın annesini mitinge gelenlere yuhalattı. 

Çocuğunu toprağa veren bir annenin miting alanında yuhalatılması hiç bir onurlu insan tarafından kabul edilemez. Böylesi bir siyasi üslup meydanlar üzerinden ilk defa gerçekleşiyor. Siyasilerin bir birlerini yuhalatması sıkça rastlanır bir durumdu ancak çocuğunu toprağa vermiş annenin yuhalatılması bir ilk. Umarım ve ümit ederim ki son olur. 

Okmeydanı'nda süren polis saldırılarına, metrolardaki kavgalara, Türkiye'de günden güne artan gerilime tanığız.Bizler, bugüne kadar nasıl hiç bir halkın devlet ve hükümetler tarafından ezilmesine, horlanmasına, öldürülmesine göz yummadıysak, bugün de bu nefret siyasetinin, düşmanca üslubun Alevilere ve diğer Türkiye halklarına yönelmesine izin vermeyeceğiz. 

Türkiye toplumu yalnız ve seçeneksiz değildir. Halkların Demokratik Partisi, tüm halkların yanındadır ve onların tüm sorunlarına sahip çıkmaktadır. Başbakan, AKParti bünyesinde Madımak katillerinin avukatlarına yer vermiş olabilir. Ancak bu, yeni Madımaklar, Gaziler ve Maraşlar yaratılmasına izin verileceği anlamına gelmez.

        Yeni konjonktür, adalet ve özgürlük taleplerini canı pahasına savunanların dünyanın her noktasında sahiplenilen demokratik direnişlerini öne çıkarıyor. İktidarların buna yanıtı kan dökmek oluyor. Taraftarlarını milisleştiriyor, faşizmin esasını oluşturan bir reaksiyon hareketi biçiminde mobilize ediyor ve adalet isteyenlerin üzerine salıyorlar.

       Böylesi tutumlar her iktidarın ömrünü törpüler. Törpülüyor da. Ya yıkılıyor ya iki paralık hale geliyorlar. Zorbalaştıkça gülünçleşiyor, tepkileri yok etmeye çalıştıkça daha fazla insanı karşılarında buluyor, komplo teorilerine sarıldıkça inanırlıklarını yitiriyorlar.

Bu vesileyle bir kez daha Berkin Elvan ve Burak Can Karamanoğlu'nun ailesine, komşularına ve arkadaşlarına başsağlığı ve sabır diliyoruz. 

AKParti'ye ve Başbakan Erdoğan’a, gencecik yaşlarında aramızdan alınan bu çocukların analarından- babalarından insanlık dersi almalarını ve halkımızı birbirine düşürme gayretlerine bir an evvel son vermesini önerir,15 yaşındaki evladını kaybetmiş anneyi “yuh”alatma gibi insanlık onurunu ayaklar altına alan söylemlerden vaz geçmesinin kendi çıkarına olacağını hatırlatmak isterim.