Başbakan Tayyip Erdoğan, 10 Şubat’ta geçirdiği ikinci operasyonun ardından gecikmeli olarak 17 gün sonra Ankara’ya dönebildi.
Siyaset kulislerini aktarmaya önce görünenden başlayalım..
Tayyip Erdoğan Ankara’ya döndüğü tarih olan 27 Şubat’ta, 59’uncu doğum gününü de kutladı. Ankara Esenboğa Havaalanı’nda partililerin hazırladığı kutlama ise çok anlamlıydı. AKP’liler Erdoğan’a kocaman ve bol kırmızı güllerle süslenmiş pastayı medya önünde kestirdiler. 
Bence, Erdoğan’ın “güllü” pastayı manidar bir gülüşle kesmesi sıkı Tayyipçilerin ruh halini yansıttı. Başbakan hasta yatağında yatarken onların neler çektiğini en yakın takip edenlerden biriyim.
Tayyip Erdoğan’ın sağlık ve bununla bağlantılı siyasi hayatına gelelim.
Emin olun!..
Başbakan’ın sağlık durumu ile bildiklerimin çok azını sizlerle paylaşıyorum. Kendisinin tedavisinde görevli sağlık ekibinden direkt aldığım bilgileri ancak “ihtiyaç halinde” sizlere aktarıyorum.
Tayyip Erdoğan sıradan biri değil. Bu ülkenin Başbakanı. Onun sağlık durumu bizim geleceği görebilmemiz açısından her kesimi yakından ilgilendiriyor.
Tayyip Erdoğan ikinci ameliyatı geçirince “tedavisinde devam edilen ve önceden planlanan uygulama” olarak “rutin” açıklama yapılmıştı. Verilen bilgiler o hafta içinde kısa bir istirahattan sonra Erdoğan’ın Ankara’ya döneceği yönündeydi.
Denilenler olmadı.
Başbakanı tedavi eden sağlık ekibinden aldığım bilgilere göre, Erdoğan’ın tedavi süreci kritik bir eşikte devam ediyor. Yapılan ikinci operasyonda hastalığın ilerlediği görüldü. Doktorları, uygulanan tedavilerin Başbakan’ı yorduğunu belirtiyorlar. Erdoğan’a “yarım saatten fazla ayakta kalmaması” tavsiye edildi.
Daha da önemlisi çıkarılan ara karar:
“Erdoğan’ın sağlık durumu ile ilgili olarak siyasete devam edip etmemesi, bu 6 aylık tedavi süreci içinde karara bağlanacak”..
Tabii ki, bu doktorlarının vereceği karar olacak!..
Doktorları, “bugünkü gidişata göre Tayyip Erdoğan’ın 6 ay sonrasında bu tempoyla siyaset yapamayacağını” düşünüyor. Erdoğan’ın yakın çevresi de aynı kanaatte. Denilen o ki;
 “Başbakan 6 aylık süre içinde Suriye olayını atlatmak için var gücünü sarf edecek” ...
Sonra?...
Güvenilir kaynaklardan somut bilgiler bu kadar.
Kehanete gerek yok. Sabırlı olup beklemek lazım...
Erdoğan’ın bugünkü grup toplantısına katılıp katılmayacağını sordum. AKP, TBMM Grup Başkanlığı’ndan, grup toplantısının yapılacağını duyurduklarını söylediler. Ama ihtiyatlıydılar, “Çok büyük değişiklik olmazsa Sayın Başbakan grup toplantısını yapacak. Değişiklik olursa mutlaka duyururuz” dediler.
Benim kanaatime göre Başbakan bugün gelir ve grupta konuşur.
Bence, Erdoğan’ın ayakta durma ve konuşma süresine çok dikkat edilecek!... 

Güvenli(k) bilgiler(i)...
Bir gazetede küçük haber şeklinde okudum; “Terör örgütüne yönelik operasyonlarda MİT, bir yılda 6 istihbarat verdi” diye. Rakamlarda doğrular da, eksiklikler de var.
Her zaman olduğu gibi en doğrusunu YENİÇAĞ’dan okuyun istedim. 
-Terör örgütü ve uzantılarına karşı 2011 yılında yapılan 2 bin 150 civarındaki operasyona MİT’in verdiği istihbarat sayısı toplam 6. 
- KCK operasyonlarında toplam 4 bin kişi gözaltına alındı, bin 300 kişi tutuklandı
-Terörist Abdullah Öcalan ile avukatlarının son görüşmesi 27 Temmuz 2011’de oldu. Şimdiye kadar avukatları aracılığıyla götürülen talimat sayısı 130.
- Şu anda örgütün yaklaşık 5 bin silahlı militanı var, bir yıl içinde örgüte katılan yeni militan sayısı 2 bin 300.
- Terörist Abdullah Öcalan’ın Türkiye’ye getirildiği tarih olan 15 Şubat’ta Hakkari Yüksekova’da yapılan ve Selahattin Demirtaş’ın da katıldığı gösteriye toplam katılım 150 kişi. Bunların 30’u “Öcalan’a af dilekçesi” için adliyeye götürülüyor. Sonra evrak ve kimlik getirmek için evlerine gönderiliyorlar, kimse geriye dönmüyor. Bütün Türkiye’deki 15 Şubat eylemlerine katılan kişi sayısı 6 bin.
Bunların yanı sıra istihbarat kaynaklarından duyduğum bir başka gelişmeyi de aktarayım:
“KCK çökünce terör örgütü Halkların Demokratik Kardeşliği (HDK) isimli yeni bir örgütlenmeye gidiyor. Bu örgütlenme Türk solunu da içine katacak bir çalışma. Amaç bir çatı parti oluşturup bunun üzerinden siyaset yürütmek.” 
İstihbarat ve güvenlik birimleri kırmızı alarmda. Bahar aylarının gelmesi ve karların erimesi ile birlikte bölgede hararetin yükseleceği gelen duyumlardan belli.
Emniyet içinde çıkarılan iki kararname ile yazımızı sonlandıralım..
Hatırlar mısınız?
Kapatılan DTP eski Genel Başkanı ve şu anda Mardin bağımsız milletvekili Ahmet Türk’e 2010 Nisan ayında Samsun’da yumruklu bir saldırı yapılmıştı..
Bu saldırının hemen ardından AKP Hükümeti Samsun Emniyet Müdürü Muzaffer Erkan’ı görevden almıştı. Erkan görevinden alınınca gazetecilere, “Bu kadar çalışmak ancak nasipti. Bizim büyüklerimiz bir şey düşünmüşlerdir, bizden daha iyi düşünmüşlerdir. Verilen kararları saygı ile karşılıyorum. Bir daha Samsun’a gelişimiz sanırım olmaz. Bizden çok daha değerli arkadaşımız gelir. Bunda çok büyük bir hayır olduğunu düşünüyorum, hem kendi şahsım, hem ailem açısından” demişti.
Erkan’ın “büyükleri” düşündü-taşındı ve sonunda hayırlı(!) kararı verdi. Muzaffer Erkan Pakistan’a müşavir olarak gönderiliyor.
Emniyette yurtdışı diğer bir atama da 28 Şubat sürecinin önemli isimlerinden dönemin Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Bülent Orakoğlu’nun kardeşi Metin Orakoğlu’na nasip oldu.
Metin Orakoğlu da Çin’e müşavir olarak gidiyor.
Emniyette giden gidene!...