Kadınların “özel durumlarında” namaz kılıp kılamayacakları sürekli kafamı meşgul ediyordu. Malum olduğu üzere, bu durumda olan kadının namaz kılamayacağı, Kur’an okuyamayacağı, camiye giremeyeceği, Kabeyi Tavaf edemeyeceği ve oruç tutamayacağı ilmihal kitaplarında yazılıdır.
 
Rahmetli Prof. DR. Mehmet Zeki Duman Hoca (tefsir hocasıydı), bir konferansında “benim kanatım kadınlarında bu özel durumlarında namaz kılabilecekleri yönündedir. Kur’an’da “necis kelimesi” müşriklerle ilgilidir (Tevbe 9/28). Kadının bu durumu “necis” olmayıp vücudun normal bir sürecidir” demişti.
 
Prof. Dr Yaşar Nuri Öztürk, Prof. Dr. Bayraktar Bayraklı’da bu özel durumlarda kadınların namaz kılabilecekleri yönündedir. Bunların bu görüşleri kamuoyuna yansımış durumdadır. Bu yönde başka ilahiyatçılarda olabilir. Diyanetinde bu konuda görüşü, namaz kılamayacakları, Kur’an’a el süremeyecekleri, oruç tutamayacakları, Kabe’yi Tavaf edemeyecekleri yönündedir.
 
Kur’an dinde tek baş vurulacak kaynaktır. Onun pratik hayata aktarılmasını ise, Allah Rasulünün izahlarında (hikmet) ve uygulamalarında (sünnetinde/tatbikatında) görüyoruz. Namazla ilgili iki ayette (Maide 5/6, Nisa 4/43), namazın ön şartının abdest olduğunu belirtiliyor. Yani abdest namaz için bir zorunluluktur. Abdestle ilgili ayetlere baktığımız zaman, esteîzü billâh;
 
Ey iman edenler, namaza kalktığınız zaman yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın, başlarınızı meshedin ve her iki topuğa kadar ayaklarınızı da. Eğer cünüpseniz temizlenin (gusül edin); eğer hasta veya yolculukta iseniz ya da biriniz ayak yolundan (hacet yerinden) gelmişse yahut kadınlara dokunmuşsanız da su bulamamışsanız, bu durumda, temiz bir toprakla teyemmüm edin (hafifçe) yüzlerinize ve ellerinize ondan sürün. Allah size güçlük çıkarmak istemez, ama sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimeti tamamlamak ister. Umulur ki şükredersiniz.” Maide 5/6
 
“Ey iman edenler! Sarhoş iken, ne söylediğinizi bilinceye kadar namaza yaklaşmayınız. Cünüp iken, yolcu olanlar müstesna, gusül edinceye kadar namaz kılmayınız. Eğer hasta olur veya yolculukta bulunursanız ya da biriniz abdest bozmaktan gelince veya cinsel ilişkide bulunup su da bulamazsanız, o zaman tertemiz toprakla teyemmüm ediniz. Niyetle yüzlerinize ve ellerinize sürünüz. Şüphesiz ki Allah, günahları temizleyendir; çok affedicidir.” Nisa 4/43
 
Bakara 2/221; “Sana kadınların ay halleri hakkında soruyorlar. De ki: “O bir eziyettir. Âdet halinde kadınlardan uzak durunuz (cinsellik anlamında) ve temizleninceye kadar onlara yaklaşmayınız...”  Bakara 2/222
Namaz için abdest, boy abdesti ve teyemmüm abdesti şart olduğuna göre, özel (adet) durumunda olan bir kadın, temizlenmenin sonunda gusül abdesti alması gerekmektedir. Bu durumda olan bir kadının her abdest için “gusül abdesti alması imkansızdır”. Allah’ta hiçbir kimseye gücünün üstünde bir yük asla yüklemez, Mü’minün 23/62, Bakara 2/286. Dolayısıyla bir kadının o günlere denk gelen namaz ibadetinden de sorumluluğu kalkmış olmaktadır.
 
 
Allah’ın Son Nebisinin Konuyla Ilgili Sözü/Hadisi;
"Neden âdetli kadın orucu kaza eder de namazı kaza etmez?"
"Sen Harûrâlı (Harûrâlı, Harûrâlı demektir. Harûrâ, Sıffîn savaşında Ali'nin saflarından ayrılan Hâricîlerin toplandığı yerdir. (Bkz. Ethem Ruhi Fığlalı, "Hariciler", DİA, c. XVI, s.169-175.) mısın?" dedi. "Hayır, Harûrâlı değilim ama soru soruyorum" deyince şöyle dedi: "Başımıza bu olay gelince orucu kaza etmemiz emredilirdi ama namazı kaza etmemiz emredilmezdi." ((Müslim Hayız 67.)
 
1.                           Benim anladığım kadarıyla adetli kadın namaz kılamaz. Çünkü namaz abdeste bağlı bir ibadettir. O günlerde namaz üzerinden düşmüş olur. Bu konuda diyanetin görüşü doğrudur. Bunun dışında diğer görüş sahiplerinin görüşleri doğru değildir.
2.                            
3.                           Özel durumlarda (kadının adetli olduğu günlerde) “ziyaret için” camiye girmesi, oruç tutması, Kur’an okuması, Kabeyi Tavaf etmesi abdeste bağlı bir ibadet olmadığından bu özel durumlarda kadınlar bunlardan mahrum bırakılamaz. Bu konuda DIYANETIN VE BENZERİ görüş sahiplerinin görüşleri doğru olmayıp, diğer görüş sahiplerinin görüşleri doğrudur.
4.                            
Prof. Dr. Mehmet Okuyan’la telefonda yaptığımız bir görüşmemizde dediki, “tavafın sonunda eğer nafile olarak namaz kılacaksa zaten abdestli olması gerekir, eğer abdesti yoksa sadece o nafile namazını doğal olarak kılamaz. Bunun dışında Kabeyi Tavaf etmesinde hiçbir manilik yoktur” dedi. (Tavaf esnasında abdesti bozulan (yellenmek gibi) bir kişinin tavafı bozuluyor mu, yani tavaftan çıkabiliyor mu, hayır. Tavafla ilgili abdest şartını koşanlar, abdesti bozulanların  tavafı terk etmelerini söylemeleri lazım değil mi, söyleseler de zaten dikkate alınmaz). Olmayan bir şeyi dine sokmanın hiçbir kişinin ve kurumun işi olmadığı iyi bilinmelidir.
 
 
SONUÇ:
a.    Kadın özel günlerinde (adetli olduğu) namaz KILAMAZ.
b.    Ziyaret için camiye girer/girebilir,
c.    Kur’an’ı yüzünden veya ezbere okur/okuyabilir, Kur’an üzerinde çalışır/çalışabilir.
d.   Kabeyi Tavaf eder/edebilir. Hele zamanın kısıtlı olduğu Hac günlerinde Kabeyi tavaf etmesse Haccının yarım kaldığı iyi bilinmelidir.
e.     
f.     Orucuna devam eder/edebilir. Eğer sağlığını olumsuz anlamda etkiliyor ise tutmayabilir.
g.    Hiçbir kurum veya hiçbir kimse Kur’an’dan dayanağını almayan bir hüküm oluşturamaz, ortaya koyamaz, dinin emri budur diyemez. "Sizin Allah'ın berisinde taptıklarınız, Allah'ın kendileri hakkında hiç bir delil indirmediği, sizin ve atalarınızın ad olarak adlandırdıklarınızdan başkası değildir. Hüküm, yalnızca Allah'ındır. O, kendisinden başkasına kulluk etmemenizi emretmiştir. Dosdoğru olan din işte budur, ancak insanların çoğu bilmezler." Yusuf 12/40
 
KONU İLE İLGİLİ ÇALIŞMALAR
http://www.suleymaniyevakfi.org/kadin/adetli-kadinin-orucu-ile-ilgili-supheler.html
Savaş ÖREN
Niğde Kur’an Evi Derneği Başkanı