Temmuz 2012 itibariyle;

En düşük işçi emekli aylığı 886 lira; en düşük Bağ-Kur emekli aylığı 717 lira oldu.
Asgari ücret Net: 673,30 TL.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ’na göre işsizlik oranı; Yüzde 9; (yersen, sokağa göre yüzde 20) Genç işsizler de yüzde 16,7
Yani yüz kişiden 20 kişi işsiz.
Yine TÜİK verilerine göre Türkiye’de açlık sınırı; 973 TL. Yoksulluk sınırı ise; 3.171 TL.
Kısaca Türkiye’de binlerce insan açlık sınırının altında bir maaşla çalışıyor. Ve binlerce emekli de açlık sınırının altında maaş alıyor. İktidar emekliye ve çalışanlara sırtını dönmüş;
“Ne haliniz varsa görün diyor” …
O Arakan’ı düşünüyor…
Daha önce de Gazze diye tutturmuştu. Dokuz insanımız İsrail tarafından katledilmişti…
Daha sonra Somali dedi. Tıpkı Gazze gibi, Somali’ye de yardım kampanyaları ayyuka çıktı. Sanatçısı, işvereni, zengini, fakiri, fukarası iktidara yaranmak için yardım konusunda yarışa girdi. Paraların hesabı denetleniyor mu, ya da yardımların tamamı ulaştı mı bilinmez?!
Libya’ya elden 100 milyon dolar gönderildi. Muhaliflere verilmek üzere…
Sınırlarımızda 55 bin Suriyeli nankörü barındırıyoruz. Polisimize, askerimize silah çeken, dayak atan, sığındıkları Türk topraklarında Suriye bayrağı açan bir takım şerefsizin karnını doyuruyoruz. Bunun için ABD dışişleri bakanı Türkiye’ye teşekkür ediyor. Ne hikmetse?!
Şimdi de Arakan çıktı. Bu güne kadar adını bile duymadığımız, sorsanız harita üstünde yerini gösteremeyeceğimiz bir ülkeye yardım ediyoruz. Yine bağış kampanyaları başladı ardı ardına. Hayır, anlamadığım bir şey var; Başbakanlık bir kampanya başlatıyor, ardından, bu iktidar zamanında türeyen yardım kuruluşları, Diyanet ve Kızılay’da peş peşe kampanya başlatıyor. Bizim çocukluğumuzdan beri bildiğimiz, bu tarz yardım kampanyaları sadece Kızılay’ın düzenlediğidir… Niye dört koldan kampanya düzenleniyor?!
Neyse, biz Osmanlı’nın torunlarıyız ya! Yedi cihana yardım yapacağız. Para gani nasılsa… Yardım yapmaya kimsenin bir itirazı yok. Elbette aç insanlara yardım elini uzatacağız. Ama öncelik kime? Kendi halkına… Eğer fazlası kalırsa dışarıya…
Bizim insanımıza bedava bir şeyler dağıtın bakalım görüntüler Afrika’yı aratacak mı? Senin binlerce insanın açlık sınırının da altında yaşamaya çalışsın, pazarlardan çürük sebze, meyve toplasın, emekliler sürünsün, Van’daki insanlar hâlâ çadır kentler de perişan olsun, kırık dökük karakollarda onlarca vatan evladı şehit düşsün; sen git filan, falan ülkeye, gözyaşları arasında yardım kampanyaları düzenle…Çuvallarla dolarları gönder. Sonra da iç siyaset malzemesi yap! Duygu sömürüsü yani…
Bayram yaklaşıyor. Acaba iktidar, emekliler için de bir yardım kampanyası başlatmayı düşünür mü? Hani yani bütçeyi sarsmaması baabından… Hem Yunanistan’ın durumuna da düşmemiş oluruz…
Bir fikir işte!
Neyse…
Bu iktidar hiçbir zaman, emekliyi, işçiyi, memuru düşünmedi…
Düşünmez de…
O, bu günlerde Arakan’ı düşünüyor… Yarın kimi düşünür bilinmez…
Bayramınız kutlu olsun!
 
Tülay Hergünlü
İstanbul, 12.08.2012