“... dillerinizin ve renklerinizin farklılığı da O’nun delillerindendir...”  Rum 30/22
Günümüzde bazı tartışmalarda, Arapçının veya başka bir dilin üstün olup olmadığı tartışmasıyla karşılaşmaktayız. Burada, diller ve lehçeler aynı konuma sahiptir. Çünkü bunları yaratan yukarıdaki âyette de görüldüğü gibi Allah'tır. Fakat dillerin ve lehçelerin kullanıldıkları alanları itibariyle, daha geniş ve daha dar alanlara sahiptirler. Bu yönüyle birbirinden farklılık gösterirler. Bizim için Arapçanın önemi, Kur'an dilinin Arapça olmasından kaynaklanmaktadır. Her Müslüman onun için Kur’an’ı, olduğu gibi korumakla görevlidir. İnsanlar, insan olma yönüyle yaratılıştan aynı ise, dilde insanla var olduğuna göre, diller bu yönüyle eşittirler. Burada esas olan Arapçanın, diğer dillere üstünlüğünden ziyade, Kur'an dilinin Arapça olmasıdır.
“Biz, her rasülü, kendilerine (dinin hükümlerini) iyice açıklayabilmeleri için kendi kavminin diliyle göndermişizdir...”  İbrahim 14/4;  âyetinde Muhammet Sallellâhü Aleyhi Vesellem’e Kur’an’ın Arapça olarak iniş sebebi, o kavmin Arapça konuşması olarak ifade edilmektedir.
Kur’an Allah’ın insanoğluna bir mesajıdır. Arapça dışında konuşan insanlarında bu mesajı anlamaları gerekmektedir. Kur’an’ı asıl metninden  (orijinalinden) okumakla beraber, bu vahyin insanoğluna neleri söylediğini anlamamız için kendi anladığımız dilden okumalıyız. Kur’an’ı yüzünden okuyacak bir bilgiye sahip olmakla beraber, bunun dışında mutlaka konuştuğumuz, anladığımız dilden okumalıyız ki bu Kur’an bize ne söylüyor bilelim. Yoksa ne anlattığını bilmediğimiz bir metni okuyup durmamız Kur’an’ın insanoğluna geliş gayesiyle uyuşmamaktadır.
“Herhangi bir sûre indirildiğinde, içlerinden, (alaylı bir şekilde) “Bu hanginizin imanını artırdı?” diyenler olur. İman etmiş olanlara gelince, inen sûre onların imanını artırmıştır. Onlar bunu birbirlerine müjdelerler”  Tövbe 9/124. Bu ayeti anlamadan okuyan bir kişi Kur’an’ın imanını artırdığını nasıl bilecektir.
“Bu (Kur’an) da bizim indirdiğimiz bereket kaynağı bir kitaptır. Artık ona (Kur’an’a) uyun ve Allah’a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin”Enam 6/155. Bu ayette de görüldüğü gibi Kur’an’a uymamız bizden isteniyor.Anlamadığı bir metni okuyan kişi Kur’an’a doğru uyduğunu nasıl anlayacaktır.
Kur’an’a uymak esas olduğundan anlayarak yani bizim için meallerinden de okumak doğru olandır.
Eğitim anlamından her Müslüman Kur’an’ı en azından yüzünden doğru olarak okuyabilmelidir. Şu da bilinmelidir ki esas olan Kur’an’ı anlayarak hayatımızın her alanında kendimize kılavuzluk etmektedir. Ku’an’ın kılavuzluğu bizim Allah katında kurtuluşumuzdur.
“O da “Ben size atalarınızı üzerinde bulduğunuz şeyden daha doğrusunu getirmiş olsam da mı?” dedi. Onlar da “Doğrusu biz seninle gönderileni tanımıyoruz.” dediler”  Zuhruf  43/24. Ayette de görüldüğü gibi tüm dini bilgilerimizi Kur’an’la test etmemiz gerekmektedir.
Savaş ÖREN
Kur’an Evi Derneği Başkanı