Birinci komplo: Yıl: 2007. Mehmet Ağar’la Erkan Mumcu seçime ortak girme kararı alır ve büyük bir sinerji oluşur.
Derken hem Ağar’ın hem de Mumcu’nun önüne dosyalar konur ve yüzde 20 civarında oy alması beklenen ittifak bizzat  bu iki isim tarafından sabote edilir.
Sonrası malum, bozulan ittifakla hem Ağar hem de Mumcu  dibe vurarak siyaseti bırakma noktasına gelirler.
O dönem yeterince sorgulanmayan bu çirkin teşebbüste kimin perde gerisinde olduğu sorusu sorulduğunda  verilecek cevap nettir:
Bu ittifakın bozulmasından yararlanan kimdi?
AKP!..
Şu halde fail tartışmasız oydu!
Nitekim o günlerde AKP’lilerin iki isme de heyetler gönderip gözdağı verdiği biliniyor.
İkinci komplo:
Yıl: 2010.
CHP Deniz Baykal’la tırmanışa geçer.
Öyle ki Baykal merkez sağ seçmenin bile beğeni eksenine oturur.
CHP’yi  dinle barıştırmak ya da var olan yanlış imajı düzetmek için atağa kalkan Baykal, Milli Önder olarak da öne çıkar ve  yıldızı gerçekten parlamaya başlar.
İşte tam bu süreçte düğmeye basılır ve malum bel altı  komplosu yapılır.
CHP operasyonunda proje partinin en az iki parçaya ayrılmasıydı.
Önder Sav’ın inisiyatif alması ile bu olmadı ve Kılıçdaroğlu  seçildi.
Soruyorum kim vardı bu işin içinde?
Hiç kuşkum yok ki Ağar ile Mumcu’yu kim tasfiye ettiyse onlar, yani AKP ve onun kullandığı polisteki malum  aparat ekip!
Hatırlayın; AKP güruhu o gün de tıpkı bugün MHP’nin içini işaret etmesi misali ısrarla bu kasetler CHP’nin içinden sızdırıldı propagandasını yapmıştı.
Üçüncü komplo:
MHP’siz Meclis  ve Anayasayı değiştirecek çoğunluk hayalini kuranlar MHP’ye ajan kitaplarına konu olabilecek profesyonellikte pusular kurar.
Sonuç: 10 ayrı kaset -ki devamı da olabilir-
Peki kim var  bu tezgahın ardında?
Klasik kuralı işleterek soralım: MHP’siz Meclis’i isteyen kim?
Elbetteki AKP!..
Teraneler Baykal kasetinde yapıldığı gibi bu kasetlerin MHP’nin kendi içinden sızdırıldığıdır ki bunun olabilme ihtimali trilyonda bir bile değildir; çünkü MHP içinde öyle bir kabiliyet olsaydı Bahçeli’yi devirmek için imza toplandığı günlerde olurdu bütün bunlar. Hatırlayın hem Ramiz Ongun, hem Ümit Özdağ, hem de Koray Aydın birkaç imza eksiği ile olağanüstü kongreye gidememişlerdi!..
Evet tablo ortada, işin ardında AKP zirveleri var ve operasyonu AKP’nin talebiyle yapan da yukarıda işaret ettiğim  devlete sızan o  malum çetedir.

DİN BEZİRGÂNI
Diyanet açıkladı: AKP 1711 Kur’an kursu kapattı!
Mehmet Emin Koç  hem iyi bir entelektüel, hem de çok iyi bir gazetecidir.
Mehmet Emin Bey kısa bir süre önce yönettiği Yeni Mesaj gazetesi adına Diyanet İşleri Başkanlığına yazılı olarak müracaat eder.
Sorduğu soru şudur:
-Son 8 yılda ülke genelinde kaç Kur’an Kursu kapanmıştır.
Cevap Diyanet’ten yazılı olarak gelir.
Buna göre kapanan Kur’an Kursu sayısı tamı tamına 1711’dir.
Evet, yanlış okumuyorsunuz; Diyanet İşleri Başkanlığının yazılı olarak açıkladığı rakama göre AKP iktidarı  1711 Kur’an Kursunu yok etmiştir.
Meydanlarda din bezirgânlığı yapan Tayyip Erdoğan’a soruyorum; nedir bu Kur’an Kursu düşmanlığın!
Sen değil misin CHP 1940’lı yıllarda camileri ambar ya da ahır yaptı diye ajitasyonlar yapan?
Ve yine o sen değil misin devri iktidarında Kur’an öğreten kurslara kilit vurduran?
Tekrar ediyorum, bir iddiadan söz etmiyorum, Diyanet İşleri Başkanlığının yaptığı yazılı açıklama var ortada!
Cevap ver Tayyip Erdoğan, nedir Kur’an’a olan bu  husumetin?
Yoksa böyle bir husumetin, niye kapattın o kursları?!..
İnönü’yü savaş yıllarında camileri buğday ambarı yaptı diye adeta küfürle itham eden sen, acaba bu tutumunla hangi konumdasın?
Kur’an kursları da camiler misali kutsal mekânlar değil midir?
Ve heyhat Kur’an kurslarını kapatan Tayyip Erdoğan devri iktidarında on binlerce kilise açtırdı bu ülkede?
Evet AKP ile beraber artık her mahalle ya da sokakta kiliseler faaliyettedir.
Şuraya bakar mısınız, güya mukaddesatçı olan Tayyip  Erdoğan Kur’an kurslarını kapatırken, “Ya Allah bismillah” deyip kilise açıyor!
Sakın din özgürlüğünün gereği demeyin!
Türkiye’de açılan kilise sayısı kadar Hıristiyan yok ki!..
Açılan kiliseler ibadet ihtiyacı için değil, insanları Hırıstiyan yapmak içindir!
Ve Tayyip Erdoğan verdiği izinlerle buna destek oluyor!
Kilise açılmasının hükümetle ve Erdoğan’la ne alakası var da demeyin...
AKP iktidarı İmar Kanununda yer alan cami ibaresini ibadet yeri’ne çevirerek kiliselerin önünü yasal olarak açmıştır.
Yahu bu AKP değil midir nüfus kağıdımızdaki dini İslamdır ibaresini kaldıran!
Bu AKP değil midir Sumela’da, Akdamar’da ayinler yaptıran?
Bu AKP değil midir ilk okul kitaplarında Kelime-i Tevhitteki “Muhammedün resullah” ı kaldırtan?
Bu AKP değil midir hutbelerde okunan yegâne din İslam ifadesini ABD sefiri Edelman’ın baskısı ile okunmaktan çıkaran!
Ve bu  AKP şimdi  seçim meydanlarında utanmadan din simsarlığı yapıyor!
Devlet Bahçeli bu konularda yoğunlaşmalıdır!