ABD’ye “do” diyemeyen Suriye’ye ise nota üstüne nota veren cengaver Tayyip Erdoğan ve AKP Hükümeti, büyük kararlılıkla(!) askeri mühimmat taşıdığı gerekçesiyle sivil Suriye uçağını Ankara Esenboğa Havalimanı’na zorunlu iniş yaptırdı.
Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ABD karşısında gösteremedikleri büyük devlet adamlıklarını Suriye’ye karşı ustaca sergilediler.
Fakaaat!..
Gönül isterdi ki bu devlet adamlığı tavırları her daim olsun ve hiç çifte standartlarla da dolu olmasın.
Unutmuşsunuzdur ama örnekleyelim.
Bana da Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım hatırlattı;
“AKP Hükümeti, Suriye uçağındaki askeri malzemelere el koymuştur. Ancak aynı AKP Hükümeti Haziran 2006’da, Derince limanına gelen sivil İngiliz bayraklı Scan Bothnia gemisinde bulunmasına rağmen, beyan edilmeyen ve Amerika’ya ait olduğu tespit edilen tanklar ile silah ve mühimmata el koymamıştır. Uluslararası hukuktaki farklı uygulamalar muhatap devletlerin tepkisini çeker. Şimdi Türkiye ile Suriye arasındaki krize Rusya Federasyonu da eklenmiştir.”
Ümit Yalım’dan konuyu biraz daha açmasını istedim.Bakın, neler söyledi:
“AKP Hükümetinin 10 Ekim 2012 günü, Rusya Federasyonu’ndan Şam’a giden Suriye Havayolları’na ait sivil yolcu uçağını, Türk hava sahasına girmesini müteakip, F 16 savaş uçaklarının eşliğinde Esenboğa Havalimanı’na indirmesi ile birlikte Suriye ile olan kriz, yeni bir boyut kazanmıştır. Rusya Federasyonu da krizin içerisine dahil edilmiştir. Ayrıca bu uygulama ile Türk sivil havacılık uçuşları da riskli ve daha masraflı bir hale getirilmiştir.”
Önemli ve gözden kaçmaması gereken noktalara da dikkat çekti Ümit
Yalım:
“Sivil Havacılık kurallarını düzenleyen 1944 tarihli Şikago Sözleşmesi’nin 35’inci maddesine göre, sivil yolcu uçakları, üzerinden uçtukları devletlerin müsaadesi olmadıkça harp cephanesi veya harp silah ve vasıtaları taşıyamaz. Suriye yolcu uçağı bu maddeyi ihlal etmiştir. Ancak yine aynı 35’inci madde kapsamında her devlet harp silah ve vasıtalarından ne kastettiğini ilgili kanun ve yönetmeliklerinde belirtmek
zorunda.
Türk Sivil Havacılık Kanunu’nun 93’üncü maddesine göre uçuş sırasında, silah, cephane ve her nevi harp malzemelerinin taşınması yasaklanmıştır. Madde genel bir ifade olup silah, cephane ve harp silahlarından ne kastedildiği belli değildir.
Sivil uçaklara binen asker kişiler ile polis ve silah taşıma ruhsatı olan diplomat ve bunun gibi kamu görevlilerinin tabancaları ve mermileri de uçağa yüklenmektedir. Gerek Rusya Federasyonu gerekse Suriye’nin misilleme yaparak, bu şekilde tabanca ve mermi yüklenmiş Türk bayraklı sivil uçakları, ülkelerindeki herhangi bir havaalanına indirmesinin önü açılmıştır.
Uluslararası Hukuk kurallarına göre sivil uçaklar, hava sahasını kullandıkları ülkeler tarafından, can ve mal güvenliği veya kamu düzeni veya yurt güvenliği gerekçesi ile bildirilecek havaalanına inmek zorundadır. Sivil uçak direnirse kuvvet kullanılır. Suriye uçağının indirilmesi sırasında F-16 uçaklarının görevlendirildiği ve böylece kuvvet kullanıldığı anlaşılmaktadır. Acaba Suriye uçağı inmemek için direndi mi? Eğer direnmediyse, Rusya’nın ve Suriye’nin de benzer uygulamada bulunarak misilleme yapması ihtimal dahilindedir. Ayrıca, Rusya’nın 1983 yılında, 269 yolcu taşıyan bir Güney Kore uçağını vurarak düşürdüğünü de hatırlamakta fayda var. Görüldüğü gibi AKP, böyle bir uygulama ile Türk sivil havacılık uçuşlarını tehlikeye atmıştır.”
Kafalarına her an inebilecek beyzbol sopasının korkusu ile sahte kabadayılık yapan zihniyet, Amerika’nın dayatması ile Türkiye’yi adım adım savaş bataklığına doğru sürüklemektedir. İş, o kadar zıvanadan çıktı ki; askerliğini Ankara’da -kısa dönem- Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nda parmaklıkları boyayarak yapan AKP Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar’dan bile, “3 saatte Şam’a varırız” nidaları yükseliyor.
Suriye’nin uçağını indiren kaplanlar bir de Kandil’in katırlarına yanaşabilseler!..