Yetmişli yılların ikinci yarısında, turizm sezonunun açılışı münasebetiyle Mart ayının ikinci haftası içinde kutlanmaya başlayan Turizm Haftası, olumsuz hava şartları nedeniyle 1983 yılında 15-22 Nisan tarihleri arasına kaydırıldı.   
 
İlk yıllarda turizm sezonunun açılışı olarak idrak edilen hafta, günümüz şartlarında konsept değiştirip; turizmin tüm seneye yayılması, alternatif turizm türleri ve rotaları ile bu konuda resmi makamlar ve turizm acenteleri tarafından yapılan çalışmaların halkımıza anlatılıp gençlerimizin bilinçlendirilmesi şekline dönüştü.
 
Niğdemiz; coğrafyası, tarihi, kültürü yeraltı ve yerüstü zenginlikleri ile turizm imkânları açısından Anadolu’da müstesna bir yere sahip olsa da yanı başımızdaki illere nazaran oldum olası geri plânda kaldı. Ecnebi turistin harman olduğu, turizmin altın yıllarında bile tam manasıyla pastadan pay alamadı, kaplıca ve dağ-doğa turizmiyle idare etti.
 
Niğde’nin kadim uygarlıklara ev sahipliği yapan tarihi dokusu onu özel bir şehir kılar.
İl merkezindeki Selçuklu ve İlhanlı eserleri yıllar yılı, mimar ve tarihçilerin ilgi odağı olmuştur. 1955 yılında Atatürk’ün manevi kızı, Prof. Afet İnan ile birlikte Niğde’ye gelip Halkevinde gençlere hitâben bir konuşma yapan Ord. Prof. Dr Süheyl Ünver şöyle diyor:      
 
“Sizler bu Niğde denilen şehirde değil, bir Selçuk müzesi içindesiniz. Bunlara merak, anlam muhafaza eder. Bir eserden bir taş düşünce adeta matem tutun. Biz bu vatanda onlarla varız. Bunların yalnız meraktan değil tiryakisi de olun. Sizlere yetecek kadar maddi olun. Para getirmez şerefli işleri ihmal etmeyin.”

Üstadın o günkü bilgelik dolu mesajlar içeren konuşması, Niğde tarihine altın harflerle kazınmalı, okullarda ders olarak okutulmalıydı. Sadece; “ para getirmez şerefli işleri ihmal etmeyin” cümlesi bile anlayan için çok derin bir mânâ ihtiva etmektedir.
 
Prof. Ünver’in bahsettiği asâr-ı atika, bugüne kadar korunabilmişse de kadim şehir dokusu maalesef günümüze ulaşmamış, şehir betona teslim olmuştur.
Ünver’in ziyaretini takip eden yıllar içinde, özellikle altmışların ortalarında Niğde’de bir turizm hamlesi başlatılmış; özellikle Çukurova’dan gelen yaylacılara yönelik çalışmalar ön plana çıkmıştır. Bor Caddesinde bir turizm ofisi kurulmuş, birkaç dilde broşür bastırılmış, Bahçeli- Köşk mevkiinde bulunan Roma Havuzu, zamanın Nafıa ( Bayındırlık) müdürlüğü ekipleri tarafından gün ışığına çıkarılmıştır. Aynı yıllarda Kale civarının çevre düzenlemesi yapılmış,
Alaeddin Tepesine ağaçlar dikilip havuz yapılmış, hoşça vakit geçirilecek bir park hizmete açılmıştır.
Ayrıca, Bor yolundaki Kokarca kaplıcasına Özel İdare tarafından bir bina yaptırılmış, Çiftehan’daki derme çatma kaplıca odaları da komple tadilattan geçirilmiştir.
 
O yıllarda yapılan bütün bu çalışmalar, Niğde’nin önünü açmış, yerli ve yabancı ziyaretçi sayıları her geçen yıl artmıştır. Ancak bir süre sonra evlerini Adanalı, Mersinli yaylacılara kiraya vermekte olan ev sahipleri, birbirleriyle sözleşmişçesine kiraları artırınca yaylacılar da yavaştan ellerini ayaklarını Niğde’den çekmeye başlamışlardır. Zamanın gazetelerine sıkça haber olan ve defalarca ikaz edilen ev sahipleri kendi ayaklarına sıkmaya devam edince başka yerlerden yazlık alan ya da kiralayan Çukurovalılar, sahneden çekilmişlerdir.
 
Aladağlar ve Bolkarlar silsilesini ziyaret eden yerli-yabancı turist, öncelikle doğallık arıyor, vahşi tabiatı seviyor, bozulmamış doğal ortamda dağcılık-trekking faaliyetlerine katılmak istiyor. Zirvelerden birine çıkıp aşağıya baktığında beton bloklar, yüksek gerilim hattı, teleferik kablosu, cam balkon gölgesi görmek istemiyor. Çadırda, bungalovda veya karavanda deliksiz bir uyku, zinde uyanılan bir sabah arzuluyor.
 
Büyük şehrin görüntü ve gürültü kirliğinden, iş stresinden, trafiğinden kaçıp geldiğinden, bizim topraklar ona aradıklarını sunabilmeli, huzurla kendini doğanın kucağına bırakabilmeli.   
Geçtiğimiz iki sezondaki kapanmalara nazaran bu yıl özellikle yerli turist açısından bir nebze hareketli geçecek gibi görünüyor. Burada da lüks otel ve tatil köylerinden sıkılan/para yetiremeyen yerli turistin mütevazı bütçesine göre Niğde birçok alternatif tur paketi vaad ediyor. Ankara-Niğde otobanının hizmete girmesiyle, Niğde’ye günübirlik gelen, Gümüşler Manastırına bakıp çıkan gezginlerin kalışını uzatacak aktivitelerden bazıları hayata geçirildi, bazılarının ise üzerinde çalışılıyor. Bu aktivitelerin çoğu bütün yıla yayılabilecek tur paketlerini kapsıyor.    
 
Eskigümüş Kiraz Cuması: Haziran ayı içinde planlanan kiraz cumasının festival kıvamında olması bekleniyor. Gümüşler Belediyesince Dumlu Yaylası’ndan yaptırılan Gümüş Alabalık Tesisleri de hizmete girmesinin ardından büyük rağbet görmeye başladı.
Gastronomi Festivali: Niğde Belediyesince düzenlenmesi planlanan festival ile beraber, Niğde yemeklerinin servis edileceği yöresel restaurant açılışı da planlanıyor.
Fertek Eğlence Turu: Çevre illerden sevdikleri sanatçının konserini dinlemeye gelenler Niğde otellerinde konaklıyor ve ertesi gün şehri geziyorlar. Burada bir trafik oluşmuş durumda.
Selçuklu Destinasyonu: Selçuklu şehirlerinde birer, ikişer gün konaklanıyor. Başlangıç Sivas, bitiş Konya olmak üzere, mahalli yemeklerin tadılacağı, Selçuklu eserlerinin gezileceği büyük tur.
Aladağlar Foto Safari- Dağ Maratonu, yarı maraton, muhtelif ekspedisyonlar- tur kayağı zaten bölgede yıllardır düzenleniyor. Faaliyet gösteren tur firmaları bu konuda tecrübe sahibi ve dünyanın her yeriyle bağlantıları var. Aladağ ve Bolkarlar, atlı safari, dağ bisikleti, yamaç paraşütü ve daha nice doğa sporu için eşsiz olanaklar sunuyor. 
Erciyes Ekspresi- Yemekli “ Gurme” vagonu:  Kayseri- Adana hattında çalışan, Toros Tünelleri-Belemedik bölgesinden geçerken yolculara görsel şölen sunan trene ilâve edilecek yemekli vagonda yolculara yöresel yemekler ikram edilecek. Niğde’de duraklayacak trene, bölgemizin mahalli tadları da yüklenip yolculara servis edilecek.
Karavan Park Alanları ve Bungalovlar: Küresel salgın sebebiyle tüm dünyada olduğu gibi bizde de turizm şekil değiştirdi. Kitleselden bireysele dönen tur programları ve kişiye özel paketler günümüzde daha çok rağbet görüyor. Karavan turizmi hızla gelişiyor. Elektriği, suyu olan karavan parkları oluşturulması gündeme gelmelidir.  
Göllüdağ: Göllüdağ’a çıkan yolun iyileştirilerek hizmete açılması Kurul onayından geçti.
Çiftehan: Oteller tam kapasite çalışıyor. Çukurova, Güneydoğu ve Ortadoğu bölgesinden misafirler termal havuzun, kaplıcanın tadını çıkarıp şifa buluyorlar.
Yeşilburç: Eko-köy projesi kapsamındaki çalışmalar devam ediyor. Cam seyir terasının sezona yetişmesi planlanıyor. Yöresel ürün satışı yapacak kadın kooperatifi kuruldu. Köy içinde butik otel olabilecek evler restore edilecekleri günü bekliyor.
Ketençimen Kayak Merkezi; İlk etabı tamamlandı. Niğde ve çevresine hizmet veriyor.
Elma Kültür Yolu: TÜRSAB tarafından projelendirildi. Yakın gelecekte hayata geçirilmesi planlanıyor.
 
Niğde’nin turizm alanında gelişmesini istiyorsak:
 
Büyük şehirlerdeki Niğde Tanıtım Günlerinde Niğdelilere; elma hakı, köfter, kuru üzüm ikram etmekle turizm olmayacağını kavramış olmalıyız. Niğde olarak fark yaratmamız gerekir. Bu da turizmde kalifiye personelle, çağdaş zihniyetli otellerle, yöresel yemeklerle, heyecan, macera ve yeniliklerle, güleryüzle, kültürle, sanatla, korunmuş tarih ve doğayla olur. Duygu sığlığı, kendini tekrarlama, kolaycılık ve adamsendecilikle bir yere varamayız.