Referandum sonrası oluşturulan HSYK ile yargı kurumu  artık tartışmasız biçimde yandaş hale getirilmiştir!
Delil mi istiyorsunuz?
İşte Tekel işçilerine açılan dava!
111 emekçinin her biri için 8’er yıl hapis isteniyor!
Peki ne yaptı bu işçiler?
Kamu ya da toplum malına zarar mı verdiler?
Mağaza ya da araçları mı kundakladılar?
Bomba ya da Molotof mu attılar?
Yol mu kestiler, bayrak mı  indirdiler, Atatürk’ün büstünü mü kırdılar yoksa devlet dairelerini mi taşladılar?
Hiç birini yapmadılar!
Sadece kimseye, ama hiç kimseye zerre zarar vermeden  demokratik haklarını kullandılar ve müktesep haklarını  talep ettiler!
Vay sen misin bunu yapan?
8 yıl hapis istemiyle  hemen dava!
Görüyorsunuz bu ülkede devlete kalkışmanın müeyyidesi kimilerine karşı yoktur kimilerine karşi çoktur!
Etrafı yakıp yıkmanın ve yağmalamanın cezası yoktur!
Polisi tokatlamanın, taşa tutmanın karşılığı yoktur!
Türk bayrağını gönderden indirip çiğnemenin, Atatürk’ün büstünü bölücü katil Öcalan’ın bez afişi ile örtmek suç değildir.
İshak Alaton’un yaptığı gibi ekranlardan Kürtleri isyana çağırmak da serbesttir.
En önemlisi  “Ben Kandil’den Sayın  Öcalan’ın emriyle onun mesajını getirmek adına Habur’dan giriş yapıyorum, asla pişman değilim”  diyen terörist de dokunulmazdır.
Dahası, zekât için toplanan paraları çalmak suç değildir.
Amma velakin kazanılmış hakkımı gasp etmeyin diyen ve bunu söylerken karıncayı bile incitmeyen işçi kardeşlerimize bu yakarışını dillendirmenin karşılığı 8 yıl hapistir!
Söyleyin bana bu mudur adalet ve yargının bağımsız olması?
Bu ülkede AKP’yi eleştirirsen, mesela öğrenci olup yumurta atar pankart açarsan ve işçi  ya da  çiftçi olup  hakkım dersen bunun karşılığı son yaşananlarla sabittir ki hapse girmektir!
Değilse vicdanı olan herkese soruyorum aradan üç yıl geçti  Deniz Feneri hırsızlığı için hâlâ niçin dava açılmıyor?
Ucu AKP kadrolarına dokunuyor da ondan mı yoksa?
O Deniz Feneri ki suç sabit yani Alman yargısı yapılan yazılı  itiraflar doğrultusunda kesin hükmünü verdi ama buna rağmen bizim savcılardan tık yok!
Evet, Alman yargısı bu  suçun gerçek failleri Türkiye’de diye haykırırken bizim iddia makamımız onlarca ay geçmesine rağmen hâlâ dava bile açmıyor!
Vicdanı olan cevap versin, bu mudur bağımsız yargı ve adalet?
Türkiye, tarihinin hiçbir döneminde topyekün olarak hiç bu kadar dibe vurmamıştı!
Not: Bu akşam Ulusal Kanal’da saat 21.00’de başlayacak Alternatif Programımıza hepinizi bekliyorum.

YOLU BOZUKLAR
AKP’nin duble yolları çöküyor!
Güzergâh: Zonguldak-Karabük arası.
Pirinçlik mevkiinde yeni yapılan duble yol 200 metrelik güzergâh boyunca bir buçuk metre çöktü.
Yol nasıl çöker demeyin; düzgün yapmazsanız çöker ki AKP döneminde yapılıp çöken bu sekizinci duble yoldur.
Çeyrek asrı aşan  bir sürede gazetecilik yapıyorum ve işim gereği bu tür haberleri izliyorum, emin olun yol çökme olayını ilk defa bu dönem işittim.
Bakın Demirel ve rahmetli Özal  binlerce  kilometre tek yön yol, yüzlerce kilometre de otoyol yaptılar hiç çöktüğünü duyan-gören oldu mu?
AKP 9 yıl önce 214 milyar dolardan aldığı ülke borcunu 565 milyar dolara çıkardı. 30 milyar dolarlık da özelleştirme geliri elde etti ve bunun karşılığında yaptığı sadece 5-6 milyar dolarlık duble yol ama gördüğünüz gibi o da  çürüktür.

ACI GERÇEK
Türkiye bölünmeye alıştırılıyor!
Başlıktaki ifade Demokrat Parti Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek’e aittir ve önceki gün ifade edilmiştir.
Maalesef Sayın Zeybek’in söylediği doğrudur ve Türkiye adım adım bölünmeye hazırlanıyor.
Şu yaşananlara bakar mısınız?
Olanlar açık bir kalkışma ya  da isyan  değil midir?
Kendimizi avutmayalım; Türkiye’deki manzara Libya’dan çok farklı değildir.
Eksik olan şey, sadece hadisenin isimlendirilmesi ve konunun uluslar arası zemine taşınmasıdır ki göreceksiniz çok sürmez bunu da yapacaklar.
Maalesef AKP ile Türkiye dönülmez bir yoldadır ki bu süreçten  sonra birlikte yaşamak kolay olmayacaktır.
Hayır, bütün bu olanlar tesadüf değil, projedir ve uygulayacısı da AKP’dir.

İŞGALCİLERDEN BETER
YSK’nın imajı!
Yüksek Seçim Kurulu bu ülkenin en temel kurumudur, zira özgür seçim ancak tarafsızlığı sayesinde mümkündür.
Üzülerek ifade etmeliyim ki YSK’nın imajında müthiş bir gedik açılmıştır.
Dün de yazdık, birincisi alelacele öyle bir karar nasıl alınır?
Ama ondan önemlisi alınan karardan anında nasıl çark edilir?
Efendim çok baskı oldu!
Yapmayın; YSK gibi bir kurum baskılarla değil, kural ve kaidelerle hareket eder!
Görüyorsunuz AKP iktidarı ile bu ülkede 1950’den bugüne hiçbir zaman tartışma konusu olmayan YSK da artık  tartışılır haldedir.
Emin olun bu ülke işgal edilseydi, işgal kuvvetleri 9 yılda bu kadar büyük tahribatı yapamazdı!

http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=17952