Tartışma kültürü, farklı fikirlerinde var olabileceğine inanan ve kabul eden kişilerin en önemli çağdaş özelliğidir. Güzel ülkemizin ulusal bağımsızlığı ve mutlu geleceği için tartışma kültürümüzü geliştirmemiz gerekirken, ne yazık ki giderek azalıyor. En küçük bir tartışmaya bile başlayamıyoruz. Hemen kavga çıkıyor ve çatışmalar başlıyor, silahlar konuşuyor, yok yere canlarımızı kaybediyoruz.
 
Tüm milletimize örnek olması gereken kurumlarımızda bile gereken nezaket ve hoşgörü kültürümüzü yerleştiremediğimiz için tartışmalarımız üzücü, kırıcı ve nefret edici olaylarla sonuçlanıyor. Tartışmacılar sonra pişman olup, özür diliyorlar ancak olan o sırada mağdur kişilere oluyor. Yaşanan acı olaylar, halkımız için kötü örnek olarak yıllarca unutulmuyor.
 
Neden bu yüzyılda bile kaliteli bir tartışma yapamıyoruz? Çünkü toplumumuza, küçük yaşlarda başlayan, sağlıklı bir tartışma kültürünün oluşmasını sağlayacak, karşı fikirlere saygı duyacak şekilde bir eğitim veremedik. Bu konuları irdeleyen ve halkımıza örnek olacak şekilde tutum sergileyen yazılı ve görsel medyamızı oluşturamadık. Ve çağdaş yazar ve düşünürlerimizin her türlü baskıya rağmen bizlere sunduğu tartışma ve haber programlarının kaldırılmasına da engel olamadık.
Örneğin;
·                         Saygıdeğer Emre Kongar ve Mehmet Barlas’ın NTV de yıllardır sunduğu “Yorum farkı” isimli tartışma programı kaldırıldı.
 
·                         Pazar günleri Star TV’de Ruhat Mengi’nin sunduğu “Her açıdan” tartışma programı da kaldırıldı,
 
·                         NTV de Can Dündar’ın sunduğu kaliteli haber programı yok artık,
 
·                         Star TV satıldı. Yılmaz Özdil’in katkılarıyla hazırlanıp Uğur Dündar tarafından sunulan ve her yıl birçok ödül alan haber programı da yok artık.
 
Bu programlar, yaşadığımız olaylar ve ulusal sorunlarımızın çözümleri için uyarı ve öneri paketleri içermekteydi. Gerçektende yöneticilerimiz ve danışmanları tarafından ders alınacak, görevleri sırasında daha az hata yapmalarını sağlayacak bu programların devamı herkesin yararına olacaktı. Ne yazık ki kaldırıldılar.
 
Esasen bazı TV’lerde tartışma programları var ve devam ediyor. Ancak bunların pek çoğunda yöneticilerimize yaranmak ve destek vermek uğruna tartışmalara yer veriliyor. Yeni öneri ve uyarı üretmek yerine, yapılanları sadece savunma ve onaylama peşindeler. Ne hikmetse birçok tartışma programlarına davet edilen kişiler de hep aynı ve izlemekten bıktık artık.
 
Değerli arkadaşlar,
Karşılıklı nezaket kuralları içinde yapılacak tartışmalar; taraflara, arzu edilen çözüm önerilerini getirir. Ve hem kendileri kazanır hem de toplumumuz kazanır. Yani eleştiriye izin vermek ve hoşgörü göstermek, yanlış yapılmasını önler.
 
Sonuç olarak; kavga etmeden tartışmak, hakaret etmeden eleştirmek, yapıcı eleştiri üretmek bizleri daha çağdaş ve medeni toplum yapacaktır. Umarım tüm yöneticilerimiz ve danışmanları da kendilerine yapılan eleştİrilere karşı hoşgörü gösterip, onlardan yararlanırlar.
 
Sevgi ve Saygılarımla (13.12.2011).
Prof.Dr. Mehmet Ali KÖRPINAR
 
NOT:
Vergilerimizle ayakta duran TRT-1 de yaklaşık 25 yıldır her Pazar günü bir kovboy filmi oynatılır.Dünyada bir başka ülke varmıdır ki en büyük devlet TV sinde her Pazar bir kovboy filmi oynatılsın.Korkarım AB-D emperyalizmi sonunda, Türk milletini de kovboy yapacak galiba. Yani herkes silah sahibi olacak ve silahını erken çeken son sözü söyleyecek. Çünkü yeni hazırlanan Silah Yasa taslağında pompalı tüfek için ruhsat artık 21 yaşındakiler yerine 18 yaşındakilere de verilecekmiş. Ayrıca ARMAĞAN SİLAH kavramı ile birileri silaha kavuşturulacakmış. Silah kaçakçılarına gün doğdu. Yıllardır bireysel silahlanmaya karşı mücadele veren UMUT VAKFI’nın (http://www.umut.org.tr) emeklerine yazık oldu.