17 Nisan 1940 tarihi Türkiye’nin eğitim tarihinin en önemli deneyimlerinden olan Köy Enstitülerinin kuruluş tarihidir.
 
           İsmail Hakkı Tonguç ve Hasan Ali Yücel’in Türkiye Eğitim tarihine armağan ettiği bu deneyim tam 71 yaşında. Eğitimin toplumu aydınlanma ruhu ile ileri taşıyabileceğinin en başarılı örneklerindendir. Köy Enstitüleri 1940’larda toplumsal sorunlarla, ülkenin ekonomik ve kültürel gelişmesiyle yakından ilgili bireyler ve öğretmenler yetiştirmiştir. Yaşadığı sürece birçok eli kalem tutan ve yurttaşlık bilincine ve mücadele ruhuna sahip aydını bünyesinden çıkartan bu kurumlar eğitimin toplumun ihtiyaçlarına göre ve toplumsal pratiklerin içinde şekillenmesinin en başarılı örneklerindendir. Köy Enstitülerinin, çevreleri ile kendileri arasında yüksek düzeyde bir uyuma ulaşmaları bunun en açık göstergesidir.
 
            Eğitim alanında müfredatından  istihdam politikalarına uzanan bir dizi başlıkta topluma yabancılaşmanın sınırlarının zorlandığı, öğretmen yetiştirme sisteminin niteliksizleştirildiği, eğitimin topyekûn olarak piyasanın ihtiyaçlarına göre yeniden biçimlendirildiği, eğitim emekçileri arasında rekabetin hat safhaya vardığı, öğrencilerin öğrendiklerine yabancılaştığı ve yarış atı misali sınavlara adandığı bugünlerde Köy Enstitüleri, öğrenci ve öğretmenin kimi zaman birlikte harç kardığı, kimi zaman birlikte ağaç diktiği, kısacası yaşamı umutla ürettiği, hayatın içinde, eşitlikçi bir eğitim deneyimi olarak ufkumuzu aydınlatmaktadır.
 
              Bu kurumların önce kız ve erkek enstitüleri olarak ayrıştırılmasına daha sonra da sıradan öğretmen okullarına dönüştürülerek niteliklerinden arındırılmasına ve pek çoğunun da doğrudan kapatılmasına neden olan zihniyet ne yazık ki üzerinden 71 yıl geçmesine rağmen ülkemizde varlığını sürdürmektedir. İktidar toplumsal gerçeklik karşısında gittikçe körleşirken, laik, demokratik ve kamusal eğitimi savunanlara ilham alınacak bir miras olan köy enstitülerinin kuruluşunun 71. yılında bu enstitülere hâkim olan aydınlanmacı anlayışı tüm eğitim emekçileri sahiplenmelidir.
 
            Yaşattıkları böylesi önemli bir deneyim ve demokratik eğitim fikriyatına büyük katkılarından dolayı tüm Köy Enstitülü eğitim emekçilerine şükranlarımı sunuyor aydınlanmacı eğitim anlayışının ve demokratik eğitim mücadelesinin yılmaz bir neferi olarak bize devrettikleri mücadele bayrağını daha, daha yukarı çıkartarak bizden sonra geleceklere devredeceğimiz bilinciyle aziz hatıralarının önünde saygıyla eğiliyorum.