CHP Niğde Milletvekili Doğan Şafak 30 Ağustos Zafer Bayramının 90. yıldönümü nedeni ile kutlama mesajı yayınladı.

Milletvekili Doğan Şafak mesajında şöyle dedi ;

Emperyalist devletlerin, çıkarları uğruna dünyanın birçok yerinde yapmış oldukları işgal eylemlerinden bir tanesi de Osmanlı Devleti’nin parçalanmasıydı. 

Böylece vatan topraklarımızın büyük bir bölümünü kendi aralarında paylaşıp, Osmanlı Devletini tarihten silmeyi hedeflemişlerdi.

Bu kapsamda 1. Dünya Savaşında Osmanlı Devleti’nin yenilmesinden sonra, emperyalist devletler gayelerine kısmen ulaşmış, topraklarımızın büyük bir bölümünü işgal etmişlerdir.

Osmanlı ordusunun askeri gücünü silahsızlandırılmak suretiyle etkisiz hale getirmişler, demiryolları ve limanlar gibi önemli ekonomik tesislerin gelirlerine el koymuşlardır.

Bu duruma isyan eden, Başta Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere, ona inanan ve güvenen birkaç vatanseverin bir araya gelerek başlattıkları Kurtuluş Savaşı; çok çetin ve zorlu safhalardan geçerek, 26 Ağustos 1922 tarihinde başlamış, 30 Ağustos 1922 tarihinde Türk askerinin ve milletinin eşsiz zaferi ile sonuçlanmıştır.

Bütün dünyanın hayretler içerisinde kaldığı bu büyük zafer; sadece top, tüfek ve süngü ile kazanılmamış, Türk milletinin inancı, kararlığı, birlik ve beraberlik ruhu sayesinde askeri güç ile birleşerek sonuçlanmıştır.

30 Ağustos ülke topraklarının, bağımsızlığın ve özgürlüğün geri alındığı günü temsil eder.

30 Ağustos Dumlupınar'da Mustafa Kemal'in başkumandanlığında zaferle sonuçlanan Başkomutanlık Meydan Muharebesi'ni, Büyük Taarruzu” anmak için kutlanan bayramımızdır.

O günün şartlarında, o yoksulluk ve kıt koşullarda 10 milyon insanla kazanılan bu eşsiz zaferin, kat ve katı bugün gerçekleştirilemez mi? Tabi ki gerçekleştirilir. Ama bunun için öncelikle ekonomik ve siyasi olarak bağımsız ve özgür olmak gerekir.

Bugün sahip olduğumuz savaş araç ve gereçlerinin birçoğu yabancı menşeilidir. Radarların ve füzelerin kontrolü yabancıların elindedir. Bir gün bu araç gereçleri, milli menfaatlerimiz doğrultusunda kullanmamız gerekirse, kime neyi soracağız?

Cumhuriyet döneminin o yıllardaki büyük imkansızlıklar ve kıt kaynaklar ile elde ettiği 80 yıllık kazanımlarından olan Türkiye Şeker Fabrikaları, Tekel, Tüpraş, Demir-Çelik, Türk Telekom gibi stratejik öneme sahip, kar eden birçok tesis ve kurumlar, 10 yıllık AKP hükümeti döneminde, özelleştirme adı altında uluslararası kapitalist sermayeye yok pahasına satılmış ve halen de satılmaya devam edilmektedir…  

Sahip olduğu yer altı ve yer üstü zenginlikleri ile bulunduğu coğrafi konumdan dolayı, önem arz eden Türkiye Cumhuriyeti’ni, içerden ve dışardan parçalamak için uğraşan belirli güçler tarihten beri var olmuş ve gelecekte de var olacaktır.

Milli birlik ve beraberliğimiz sayesinde bertaraf ettiğimiz tüm bu tehdit ve saldırılara göğüs germek için sahip olmamız gereken tek şey bu ruhu benimseyip, yaşatmaktır.

Ama maalesef, AKP iktidarı döneminde, başta Cumhuriyetin kurucularından olan Atatürk ve İnönü’ye saldırılar başlamış, millet dini yönden ötekileştirilmiş,  mezhep ayrımına gidilmiş, politik yönden paramparça edilerek, birbirlerine düşman edilmişlerdir.

Özgürlük vaat ederek iktidara gelen bu hükümet, milletin askerini, milletvekillerini ve hükümete karşı yazan gazetecileri cezaevine göndermek suretiyle ne kadar özgürlükçü bir hükümet olduğunu bizlere göstermiştir.

2002 yılında sıfır seviyesinde teslim alınan PKK terörü, bugün artık şehirlerarası yollara inmiştir. Hükümet bu rezil tabloyu sadece seyretmekte ve klasik beyanlar vererek geçiştirmektedir.

Terörü konuşmak için TBMM’ne CHP’nin çağrısına kulak asmamış, “bir kaç Mehmet öldü diye meclis mi toplanır diye” bizi eleştirmişlerdi.

Hükümetin, bu duyarsız ve tutumsuz davranışından sonra maalesef birçok askerimiz ve vatandaşımız terör kurbanı olmuştur.

“Komşularla sıfır” sorun sloganı ile yola çıkan AKP hükümeti sayesinde, bugün ülkemiz, komşularla “sıfır ticaret ve sıfır diyalog” seviyesine inmiştir.

Ülkeler arası ekonomik ve siyasi ilişkiler, aşiret ve cemaat ilişkileri gibi yürütülemez.

Yıllarca yurt dışında ülkemizi başarılı bir şekilde temsil eden ataşe ve büyükelçilerimize monşer diyen AKP hükümeti, sırf kendi yandaşlarını atadığı bu kadrolar yüzünden, bugün ülkemiz yalnız kalmış ve bu yüzden birçok düşman kazanmıştır.

Biz, bu yaşanan tüm olumsuzluklara ve rezilliklere rağmen dün olduğu gibi bugünde, yarında, sonrasında da, dişimizle, tırnağımızla kazandığımız milli mücadele ruhunu yaşatmak için elimizden gelen her şeyi yapacağız. 

AKP hükümeti, eğitim ve öğretim yuvalarından, Andımızı kaldırarak, milli bayramlarımızın kutlanması kısıtlayarak hiçbir yere varamayacaktır.

Bu duygu ve düşüncelerle;

30 Ağustos Zafer Bayramımızı kutluyor, bu zaferle bizlere bu mutluluğu yaşatan, Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, tüm şehit ve gazilerimizi şükran ve minnetle anıyorum.


 
Editör: TE Bilişim