Zulme, sömürüye, her türlü tahakküme karşı isyan iradesidir 21 Mart. Bu iradenin kazanma gücünün ve yenilmezliğinin ifadesidir. Bir söylenceden öte yeni yaşamın filizlendiği günün adıdır Newroz.
     İnsanlığın ezilen tarafının asırlar öncesinden başlayıp bugünü ve geleceği kesecek olan hikâyesinin çarpıcı bir özetidir. Zalimle-zulüm gören, egemenle-ezilen, sömürenle-sömürülenin iki ayrı dünyayı, iki ayrı duruşu, çıkarı resmeder. Bu açıdan da mesajı, zulmün, sömürünün, sınırların, eşitsizliğin, her türlü ayrımcılığın ortadan kalktığı bir dünya kurulana kadar dipdiridir. O, dünyanın kurulması için savaşacak olanların ruhunun kıvrımlarında daima yeniden üretilerek işçi ve emekçilerle, ezilen halklarla buluşan bu mesaj, onların bitimsiz yaratıcılıklarıyla yeni anlamlar kazanıp geleceğe doğru yol alır. 
      Çağlar değiştikçe Newroz’un anlamı değişmez ama kahramanları değişir. Zalim Dehak başka suretlerde, başka düzenlerde karşımıza çıkar; ona başkaldırının ateşini yakan Demirci Kawa başka suretlerde ve düzenlerde… 
      Kökleri kölecilik dönemine uzanan Newroz’un mesajı, feodal barbarlık döneminden süzülerek bugünkü durağı olan emperyalist kapitalist barbarlığa ulaşmıştır. Newroz’un kahramanı bir demircidir. Yani bir işçidir. Onun gücü sadece kendi adalelerinde ve çekicinde yatmaz. O asıl gücünü arkasından gelen kitleler ve halklardan alır.
      Doğanın canlanma anlarıyla insanın yaşamla/toplumla/dışındaki gelişmelerle kurduğu ilişkinin mükemmel bir uyuma ulaştığı eşsiz bir bütünlüğün ifadesidir Newroz. Bu bütünlük yeni bir hayatı, arayışları ve yaratımı simgeler. Newroz’un çağdaş mesajı, bu yeni hayatın tarihsel ve toplumsal olarak hangi zorunluluklar üzerinden yükseleceği, hangi temellere dayanacağı sorusunda saklıdır. 
     Bugünün Kawa’ları da bu barbarlık düzenine karşı direnişe geçen işçiler, emekçiler, ezilen halklar ve onların bağırlarından çıkan “kahramanlar”dır!  Zamanı gelen bir direnişin kıvılcımını çakmanın yeterli olduğunu, ama o kıvılcımı çakmak için irade ve kararlılığın şart olduğunu anlatır.
     Bir halklar denizi olan Ortadoğu’nun tüm ezilen halklarınca yaratılan bu destanın kahramanı Kürt halkının bir evladıdır. Onun bu bütünlüğü ve özünde saklı anlamlar bugün çıktığı topraklarla hiç bu kadar özdeşleşmemişti. Zengin yeraltı kaynaklarıyla fakirliğin birbiriyle yarıştığı, emperyalist akbabalar ve bölge gericiliklerince iliklerine kadar sömürülmek istenen/sömürülen kadim toprakların ezilen halklarının, işçi ve emekçilerinin bugün her zamankinden fazla ihtiyacı var Newroz ruhunda direnişe. O direnişi yeni bir hayatla buluşturmaya… 
     Mısır’dan Tunus’a, Yemen’den, Bahreyn’e, Arabistan’dan Irak’a, İran’a, Suriye’ye uzanan devasa bir alanda yılların acılarının, ezilmişliklerinin, yokluk ve zulümlerin hıncıyla dolu halklar. Bu hıncı sokaklara da saldılar. Ama akbabalar kadar örgütlü olmadıkları, ne istediklerini henüz bilince çıkaramadıkları için şimdilik onu kınına soktular. 
     Emperyalist akbabalar ve bölge gericilikleri, çevirdikleri kirli işlerle halkların birbirine yabancılaşması, düşmanlaşması, birlikte hareket etmelerinin engellenmesi için ne gerekiyorsa onu yapıyorlar. Newroz’un bugünkü en önemli mesajı bu oyunların boşa çıkarılması ve ezilen halkların işçi ve emekçilerinin birleşik bir mücadeleyle zalimlere karşı isyana kalkmasıdır. 
    Mazlum halkların yeni bir hayat şiarıyla Rojava’da yaktığı ateşin Türkiye başta olmak üzere tüm Ortadoğu halkları tarafından sahiplenilmesi çağrısıdır. Bu ateşi yakan Kürt halkının onun sönmemesinin yegâne garantisinin bölgede birikmiş direniş dinamikleriyle buluşması, o dinamiklerden aldığı güçle onlara güç vermesi olduğunu bilmesidir! 
    Demirci Kawa’ların sayısızca çoğaldığı bu çağda Newroz, Diyarbakır zindanında yakılan bir kibrit çöpünün kıvılcımının on yıllardır hiç sönmeyen direniş ateşine dönüşmesiyle vücut bulmuş, anlam kazanmış olduğu unutulmamalıdır.
      21. yüzyılın bu ilk çeyreğinde o ateş şimdi daha gür yanıyor, ama söndürülmesi için çok daha ciddi saldırılar, tehlikelerle karşı karşıya. Tüm bölgede -ve aslında dünyada- dünle kıyaslanmayacak bir güç haline gelen Kürt siyasal hareketi bölgesel dinamiklerden destek aldığı ya da o dinamiklerin bir güç haline gelmesi için çaba harcadığı oranda 21. yüzyılın yeni Newroz’larını yaratabilecektir.
      Coğrafyamızın sayısız Dehak’ının dünya ölçeğinde en büyük Dehak’larla birlikte bölge halklarına cehennem ettikleri bu topraklar için yeni bir bayramın yeni bir yaşamın gerçekleşmesi ezilenlerin yok ve hor görülenlerin birlikte mücadelesiyle gerçekleşecektir. Bu inanç ve aşkla Newroz Piroz Be!