Cumhurbaşkanı adaylarımız belli oldu. Ülkemiz için hangisi hayırlısı ise o seçilsin...
Türkiye’de en büyük parti gençler. Onları yakalayan, sandıkta zafere ulaşır.
Gençler, önceki seçimlere çok ilgi göstermediler. Çünkü politize değillerdi. Hiçbir parti, yeterince ilgilerini çekmiyordu. Ama cumhurbaşkanlığı için koşa koşa sandığa gideceklerinden emin olabilirsiniz...
İşte bu yüzden cumhurbaşkanı adaylarının gençlere yönelik politika üretmeleri gerekiyor. Bu açılım, sadece onları yakalamakla kalmayacak, anne babalarını da etkileyecektir...
Umarız bu kısa sürede, gençlere yönelik ciddi projeler üretilir. Yoksa sandığa gelmezler!..
Bu arada, onlar ne “gezizekalılar” ne de çantada keklikler. Kendileri için atılan her olumlu adımı unutmayacak kadar da vefalılar.
Dünü dünde bırakıp, geleceğe bakacak ve hem kendileri hem de ülkeleri için en doğru olanı seçeceklerdir!..
Gergin olmayan bir seçim döneminin yaşanması ve sandıktan çıkacak ismin hepimizin cumhurbaşkanı olması da en büyük dileğimiz!..
Nasıl bir lider?
Kimilerine göre dünyayı sosyal bilimciler yönetiyor.
Kimilerine göre ise mühendislik, sağlık, fen bilimleri, güzel sanatlar, spor çok daha önemli.
Bu konuda siz neler düşünüyorsunuz bilmiyorum ama bu sorunun cevabı, şu günlerde üniversite tercihi yapacak öğrenciler için çok önemli.
Ona göre meslek seçecek, ona göre kariyer planlaması yapacaklar...
Teknik adamlar
Bir ara dünyayı mühendisler yönetiyordu. Analitik düşüyor, doğru kararlar alıyor diye hemen her koltuk için onlar düşünülüyordu.
Türkiye’yi de Demirel’den Özal’a uzunca bir süre onlar yönetti.
Banka ve şirketlerin en tepesinde hep onlar vardı.
En yüksek puanlı öğrenciler mühendisliğe yöneliyor, en iyi maaşı onlar alıyor, mühendis damatlar özellikle tercih ediliyordu.
Kız öğrenciler bile bu cazibenin etkisinde kalmış, erkek egemen mühendislik fakültelerinde, sayıları hızla artmıştı.
Ama sanki son yıllarda, endüstri çağından, bilişim çağına geçişle birlikte mühendisler cumhuriyetinin etki alanı azalır gibi oldu.
Peki gelecekte mühendislere yer var mı?
Kesinlikle var. Hem de fazlasıyla.
Zaten mühendislik de dünden bugüne çok değişti. Yelpaze müthiş genişledi. Örneğin sağlık alanında, özellikle de araştırma merkezlerinde, her iki doktora karşın bir mühendisle karşılaşmak mümkün.
Tanıyı genelde mühendislerin geliştirdikleri aletler koyuyor, tedaviyi ise doktorlar yapıyor...
Fen bilimleri
Fen bilimleri maalesef bugün hak ettiği yerde değil. Oysa, bilimin temelini onlar oluşturuyor. Üniversitelerde fen fakültelerinin kapısına kilit vurulmak üzere. Pek çok bölüm kapatıldı ya da kontenjanları minimuma indirildi. Puanlar ise dibe vurdu.
Üniversitelerin bünyesinde kurulan teknoparklarda ise fen bilimlerinin adı yok. Bazı üniversitelerde var olan araştırma laboratuvarları ise maalesef yeterli desteği göremiyor...
Sosyal insan
Sosyal bilimler sosyal insan demek mi, kesinlikle hayır. Sosyal bilimlerden mezun olup da, asosyal olan çok insan var. Aynı şekilde çok katı değinilen mühendisler içinde de süper sosyal olanlar hep dikkat çekti.
Dünyadaki gelişmelere bakıldığında da sosyallik sanki daha bir öne çıkıyor. İşini çok iyi yapandan çok, işini iyi pazarlayan ve çevresiyle uyumlu olanlar tercih ediliyor...
Sosyal bilimleri çok ihmal ettik. Örneğin yeterince tarihçimiz yok. Sosyolog ve felsefecimiz de. Sizce niye?..
TEOG’da kaos!
MEB bir kez daha her şeyi eline yüzüne bulaştırdı. TEOG’da 8 soru iptal edildi. Yargıya gidildi. Puanlar yeniden hesaplandı. Ve bir kez daha veliler hop oturup hop kalktı. Şu anda ortalık toz duman ve MEB’in kafası bu konuda karma karışık!...

Özetin özeti: Çocukların devlete olan güvenini sarsmaya hiç kimsenin hakkı yok! MEB ise bu konuda hâlâ ısrarcı!..