Yüzbinlerce öğretmenin heyecanla beklediği o önemli güne saatler kaldı. Sözleşmeli öğretmenlik atama sonuçları bugün açıklanacak.

On binlercesi sevinecek, yüz binlercesi kahrolacak.

Sözleşmeli öğretmenler, 9 Ağustos’taki atamaların ardından 2 Eylül’de göreve başlayacak. Zaman dar ama atanma sevinciyle eminiz ki atandıkları yerlere kuş gibi uçacaklardır.

Kendilerini şimdiden, canı gönülden kutluyoruz.

Atanamayanlara ise sabır diliyoruz. Eminiz ki çok büyük hayal kırıklığı yaşıyorlar ama yapacak bir şey yok. Keşke, ek kadro verilse de hiç zaman geçirmeden, yeni alımlar yapılsa. Çünkü en az 100 bin ücretli öğretmen var ve yeni bir atamaya şiddetle ihtiyaç var.

Tıp fakülteleri

İş garantili mesleklerin en başında hâlâ tıp fakülteleri geliyor. Mecburi hizmet ve TUS gibi caydırıcı faktörler olsa da yine gözde oldu. Çünkü mühendisliğe kaçan Sayısal’cılar, işsizlik nedeniyle tekrar tıp fakültelerine yöneldi.

Cerrahpaşa’dan yapılan açıklamaya göre, İngilizce Tıp’ın taban puanı önceki yıla göre 538,533’ten 541,085’e, başarı sıralaması 401’den 313’e yükseldi ve Sayısal’da en yüksek taban puana sahip devlet üniversitesi bölümü oldu. Türkçe Tıp’ın taban puanı önceki yıla göre 521,518’den 525,031’e, başarı sıralaması 1.933’ten 1.708’e yükseldi. Fakülte programlarını, Sayısal’da ilk 100’den 12, ilk 200’den 35 öğrenci tercih etti. Cerrahpaşa’yı kutluyoruz. Çok badireler atlattı ama hâlâ en iyi öğrencilerin buluşma noktası olma özelliğini koruyor.

Hayal kırıklığı

Üniversite sınav sonuçları, bir anlamda, Türk eğitim sisteminin aynası gibi. Hangi okullar başarılı, hangileri boşa kürek çekiyor, çok net ortaya çıkıyor. Başarılı denilen ya da her yıl ücretleri katlanarak artan özel okulların, abartıldığı kadar başarılı olmadıkları görülüyor.

Sonuçlara ilişkin iki rapor yayınlandı. YÖK’ün raporunda, kendilerini başarılı göstermek için bardağın sadece üçte birlik dolu tarafıyla ilgilenilmiş. Açıkta kalan gençler, mezunlar, boş kontenjanlar, belli ki çok da umurlarında değil. ÖSYM verileri ise her şeyi ortaya koyuyor, analizi, size kalmış... Sonuçlara ilişkin onlarca tablo var. Ama gelin, lise kayıtları devam ederken, üniversiteye girişte, hangi liseler daha başarılı onlara bakalım. Katsayılar nedeniyle, büyük mağduriyetler yaşadığı öne sürülen, imam hatipler ve meslek liselerinde, katsayılar kalkmasına rağmen değişen bir şey yok. Çünkü bu sınav sisteminin, onların aldığı eğitimle uzaktan yakından ilgisi bulunmuyor!..

Yıllık öğrenim ücretleri, 100 bin TL’yi aşan özellerde ise durum parlak değil. Tabela okullar haline getirilen Anadolu liseleri ile hemen her yere açılan fen liseleri de fire vermeye başladı. Hep kazananlarla ilgileniyoruz. Peki ya açıkta kalanlar? Üniversite sınavlarına bu yıl, 2.5 milyon aday başvurdu. 4 yıllık fakültelere yerleşen aday sayısı 409 bin! Yani 2 milyondan fazla aday, öncelikli tercihi olan lisans bölümlerine giremedi! Kazananlar, kazandıkları fakültelerden ne kadar memnun?

Çarpıcı bir tespit daha? Sınava başvuran 2.5 milyon adaydan, 983 bini yeni mezun. 1.5 milyondan fazlası, yıllardır sınava giren öğrencilerden oluşuyor. Daha da enteresanı, bu adaylardan 374 bini halen üniversitede okuyanlardan, 205 bini bir yükseköğretim kurumunu bitirmiş olanlardan, 47 bini de kaydı silinenlerden oluşuyor. Anlayacağınız, kazananlar ve mezunlar bulundukları konumdan çok da memnun değiller!..

Aşağıdaki tabloyu incelemekte yarar var. Düz lise mezunlarının yüzde 10’u bile bir fakülteye girememiş. Özel liselerdeki başarı durumu da çok parlak değil. 164 bin kolej mezunundan 43 bini, yani dörtte biri lisans bölümlerini kazanmış. Peki diğerleri?

Anadolu liselerinde de 639 bin mezundan sadece 180 bini fakültelere yerleştirildi. Peki ya diğerleri? Meslek liseleri ve imam hatipler de ise durum daha da vahim. Peki, bu konuda hiçbir açıklama yapılmayacak mı? Öğrencileri üniversite önüne yığıp, sonra da derin hayal kırıklıkları yaşatmanın hesabı hiç sorulmayacak mı? Şu anda, birkaç yüz bin evde çifte bayram sevinci yaşanıyor ama 2 milyondan fazla evde de matem havası var...

Özetin özeti: Keşke, eğitimi, sınav sonuçlarını, gençlerimizin beklentilerini, hayal kırıklıklarını ve en önemlisi de velilerimizin yaşadıklarını, çok daha ayrıntılı irdeleyebilsek...