“Salât” kelimesi destekleme eylemidir. Allah’ın Nebisine “Salât’ı” ise, Nebisini insanlar içinden seçerek onu elçilikle görevlendirmesidir.
“Şüphesiz ki Allah ve melekler nebiye salât ediyorlar/destekliyorlar….”  Ahzâp 33/56
Allah’ın Nebisine/Rasulüne salât etmesi/desteklemesi
1.      Allah, Nebisini insanlar içinden seçerek salât etmiştir/desteklemiştir.
“Yemin olsun kuşluk vaktine. Yemin olsun karanlığı çöktüğü vakit geceye. Rabbin seni terk etmedi, sana darılmadı da. Gerçekten ahiret/sonuç senin için dünyadan/evvelinden daha hayırlıdır. Pek yakında Rabbin sana verecek de hoşnut olacaksın. Seni yetim bulup da barındırmadı mı? Ve seni bir şaşırmış halde buldu da doğru yolu göstermedi mi? Seni yoksul bulup zengin etmedi mi? Duhâ 93/1-8
2.      Allah, Dinini Muhammet A. S.’a bildirerek/vahy ederek salât etmiştir/desteklemiştir.
 “Şüphesiz ki bu Kur'ân,  doğru hükümler koyan, her şeyi bilen, Allah tarafından sana verilmektedir.” Neml 27/6
“Elçilerin haberlerinden, kendisiyle kalbini destekleyip sağlamlaştıracağımız her şeyi sana anlatıyoruz. Bunun içinde sana gerçek gelmiştir. Bunda, inananlar için bir öğüt ve hatırlatma da vardır.” Hûd 11/120
“Sana okutacağız, sen de unutmayacaksın. Ancak Allah’ın dilediği başka. Şüphesiz O, açık olanı da bilir, gizliyi de. Sana, en kolay olanı kolaylaştıracağız. Eğer öğüt vermek/hatırlatmak yarar sağlarsa hatırlat/öğüt ver! Allah’a karşı derin saygı duyarak O’ndan korkan öğüt alacaktır. Sapıtmış âsi günahkâr ise ondan uzak duracaktır. O ki, en büyük ateşe girecektir. Sonra ne ölecek onda, ne de hayat bulacaktır.“ A’lâ 87/6-13
“Bu, kendisiyle insanları uyarman ve insanlara öğüt olsun diye sana indirilen bir kitaptır. Artık bu hususta kalbinde bir sıkıntı/şüphe olmasın. Rabbinizden size indirilene uyun, O'ndan başka velilere uymayın. Ne az öğüt alıyorsunuz?” A’râf 7/2-3
“İşte sana da, emrimizle, bir ruh (kalpleri dirilten bir kitap) vahyettik. Sen kitap nedir, iman nedir bilmezdin. Fakat biz onu, kullarımızdan dilediğimizi, kendisiyle doğru yola eriştireceğimiz bir nur yaptık. Şüphesiz ki sen doğru bir yola iletiyorsun; göklerdeki ve yerdeki her şeyin sahibi olan Allah’ın yoluna. İyi bilin ki, bütün işler sonunda Allah’a döner.” Şûrâ 42/52-53
3.      Allah Nebisini,  kâfirlerin, müşriklerin, münafıkların tutumuna karşı uyararak salât etmiştir/desteklemiştir.
“Onlar, “Biz sana itaat ediyoruz” derler; ama yanından ayrılınca onlardan bir kısmı, senin dediğinden başkasını gizlice kurar. Allah da onların gizlice kurduklarını yazar. Sen onlara aldırma ve Allah'a dayan; vekil olarak Allah sana yeter.” Nîsâ 4/81
Eğer Allah'ın senin üzerindeki lütfu ve rahmeti olmasaydı, onlardan bir grup seni şaşırtmaya mutlaka yeltenecekti. Ama onlar kendilerinden başkasını saptıramazlar. Ve sana hiçbir şekilde zarar veremezler. Allah sana Kitap'ı ve hikmeti indirmiş ve sana bilmediğin şeyleri öğretmiştir. Allah'ın senin üzerindeki lütfu çok büyüktür.” Nîsâ 4/113
“İnkâr edenler, “Kur’an ona bir defada toptan indirilseydi ya!” dediler. Biz, Kur’an’la senin kalbini pekiştirmek için onu böyle kısım kısım indirdik ve onu ağır ağır okuduk. Onların sana getirdikleri hiçbir örnek yoktur ki, biz sana gerçeği ve en güzel yorumu (ahsena tefsir) getirmiş olmayalım.”  Furkan Suresi 25/32,33 “ 
Bize karşı başka bir şey uydurman için, az kalsın sana vahyettiğimiz şeyden seni saptıracaklardı. O zaman seni dost edineceklerdi.”İsrâ 17/73
“Eğer seni sebatkâr kılmasaydık yani engellemeseydik, gerçekten neredeyse onlara birazcık meyledecektin.” İsrâ 17/74
“…..Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam'ı/Allah'a teslim olmayı seçtim………” Mâide 5/3
 “Sonra sana da emrimizden bir yasa belirledik; artık ona uy, bilmeyenlerin arzularına uyma!” Câsiye 45/18
“Çünkü onlar, Allah'tan gelecek olan hiçbir şeyi savamazlar. Şüphesiz, zâlimler birbirlerinin dostlarıdır. Allah da takvâ sahiplerinin dostudur.” Câsiye 45/19
4.      Allah, nebisine şu yolları takip etmesini emrederek salât etmiştir/desteklemiştir. 
“Ey örtüsüne bürünen/Ey (risalet görevine) bürünen (Nebi)! Kalk, ve (insanları) uyar. Sadece Rabbini yücelt/büyük tanı. Kendini (elbiselerini) arındır. Tüm kötü ve pis şeyleri terket. (Yaptığın iyiliği) çok görerek başa kakma.” Müddessir 74/1-6
         “Ey örtünüp (risalet görevine) bürünen (Nebi)!  Birazı hariç, geceleri kalk. (Yani gecenin) yarısında, ondan biraz kısarak (yani daha erken), ona ilave ederek (yani gece yarısından sonra) kalk ve Kur'an'ı ağır ağır oku. (Çünkü) yakında Biz sana (içeriği ve sorumluluğu) ağır bir söz vereceğiz/vahyedeceğiz.” Müzzemmil 73/1-5
“Sen, Allah’ın rahmeti ile onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba ve katı kalpli olsaydın elbette etrafından dağılıp giderlerdi. Onları affet ve onlar için Allah’tan bağışlanma dile. İş hususunda onlarla istişare et, karar verdiğin zaman, artık Allah’a güven, Allah kendisine güvenenleri sever.” Âl-i İmran 3/159
“Allah size yardım ederse, sizi yenecek yoktur. Eğer sizi yardımsız bırakırsa, ondan sonra size kim yardım edebilir? Mü’minler, ancak Allah’a tevekkül etsinler.” Âl-i İmran 3/160
5.      “Hüküm vermede acele etme” diyerek salât etmiştir.
“Gerçek hükümdar olan Allah yücedir. Sana vahyedilmesi tamamlanmadan önce Kur’an’ı okumakta acele etme. “Rabbim! İlmimi arttır” de.” Tâhâ 20/114
6.      “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol” diyerek salât etmiştir.
“Öyle ise emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Beraberindeki tövbe edenler de dosdoğru olsunlar. Hak ve adalet ölçülerini aşmayın. Şüphesiz O, yaptıklarınızı hakkıyla görür. Zulmedenlere meyletmeyin. Yoksa size de ateş dokunur. Sizin Allah’tan başka dostlarınız yoktur. Sonra size yardım da edilmez.” Hûd 11/112-113
“Şu halde, sen bundan dolayı davet et ve emrolunduğun gibi doğru bir istikamet tuttur. Onların heva (istek ve tutku)larına uyma. Ve de ki: "Allah'ın indirdiği her kitaba inandım. Aranızda adaletli davranmakla emrolundum. Allah, bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim amellerimiz bizim, sizin amelleriniz sizindir. Bizimle aranızda 'deliller getirerek tartışma(ya, huccete gerek)' yoktur. Allah bizi bir araya getirip toplayacaktır. Dönüş O'nadır." Şûrâ 42/15
7.      “Allah’ın hükmüne tabi ol” diyerek salât etmiştir.
“Sana da Kitap'tan onun yanında bulunanı doğrulayıcı ve onu denetleyip güvenirliğini sağlayıcı kitabı hak olarak indirdik. O halde, onlar arasında Allah'ın indirdiğiyle hükmet; Hakk'tan sana gelenden uzaklaşıp onların keyiflerine uyma! Sizden her biri için bir yol ve bir yöntem, bir hukuk belirledik. Allah dileseydi, sizi elbette tek bir ümmet yapardı. Ama size vermiş olduklarıyla sizi imtihana çeksin diye, öyle yapmamıştır. O halde hayırda yarışınız. Hepinizin dönüşü Allah'adır. O size, tartışmış olduğunuz şeylerin esasını bildirecektir.” Mâide 5/48
“Sen de aralarında, Allah'ın indirdiği ile hükmet ve onların arzularına uyma! Dikkat et de, Allah'ın sana indirdiğinin bir kısmından seni uzaklaştırıp fitneye düşürmesinler. Eğer yüz çevirirlerse bil ki, Allah onları bazı günahları yüzünden belâya çarptırmak istiyor. Zaten insanların birçoğu doğru yoldan iyice sapmış bulunuyorlar.” Mâide 5/49“Sen, sana vahyedilene sımsıkı sarıl. Şüphesiz sen, dosdoğru yoldasın. Doğrusu Kur'an, sana ve kavmine bir öğüttür. İleride ondan sorumlu tutulacaksınız.” Zuhrûf 43/43-44
8.      “Sadece Allah’a yönel” diyerek salât etmiştir.
“Allah’ın, kendisine Kitab’ı, hükmü (hikmeti) ve nübüvvet verdiği hiçbir insanın, “Allah’ı bırakıp bana kullar olun” demesi düşünülemez. Fakat (şöyle öğüt verir:) “Öğretmekte ve derinlemesine incelemekte olduğunuz Kitap uyarınca rabbânîler (Allah’ın istediği örnek ve dindar kullar) olun.”  Âl-i İmran 3/79
“Allah'ın yardımı ve zaferi gelip de insanların bölük bölük Allah'ın dinine girmekte olduklarını gördüğün vakit Rabbine hamdederek O'nu tesbih et ve O'ndan mağfiret dile. Çünkü O, tevbeleri çok kabul edendir.” Nasr 110/1-3
9.      “Mükâfatı sadece Allah’tan iste” diyerek salât etmiştir.
“De ki: “Sizden herhangi bir ücret istemişsem, o sizin olsun. Benim ücretim ancak Allah’a aittir. O, her şeye hakkıyla şahittir.” Sebe 34/47
“Ey kavmim! Buna karşı ben sizden herhangi bir mal da istemiyorum. Benim mükâfatım ancak Allah’a âittir. Ben o iman edenleri (teklifinize uyarak) kovacak da değilim. Çünkü onlar Rablerine kavuşacaklardır. Fakat ben sizin bilgisizce davranan bir toplum olduğunuzu görüyorum.” Hûd 11/29
Savaş ÖREN
Kur’an Evi Derneği Başkanı