AÇLIK, YOKSULLUK SINIRI VE ENFLASYON FARKININ 0.14 OLMASI GERÇEKLİĞİ!

       Konfederasyonum Araştırma Merkezi KESK-AR tarafından, TÜİK “madde fiyatları istatistikleri” ve Bütçe Mali Kontrol Genel Müdürlüğü, “Memur Maaş Hesabında Kullanılan Katsayı” istatistikleri üzerinden yapılan araştırmanın sonuçlarına göre son 1 yıl içinde giyimden konut harcamalarına, gıda tüketiminden ulaşıma kadar birçok ihtiyacın karşılanmasında kamu emekçilerinin alım gücü düştüğü, yoksullaştığı diğer bağımsız araştırma  kuruluşları tarafından da doğrulanmışken 0,14’lük enflasyon farkı nerden ve nasıl üretildi? Gelin yakından bakalım:

       Gerçekte hükümetten bağımsız kurumların yaptığı araştırmalarda  ortalama ücretli bir kamu emekçisi son 1 yıl içinde 9 kg daha az peynir alabildi, 650 gram daha az dana eti, 30 adet daha az yumurta, 11 adet daha az damacana su, 5 tane daha az erkek pantolonu, 6 tane daha az kadın pantolonu, 13 tane daha az çocuk pantolonu alabildi. Geçen 1 yıla kıyasla 1 kg daha az kömür alabildi, 4 tane daha az tüp alabildi. 

       Ücretlere yapılan zamlar göz önüne alındığında enflasyonun hayat pahalılığı yaratan etkisini en ağır hissedenlerden biri kamu emekçileri oldu. Kamu emekçilerine yapılan yıllık ortalamada yaklaşık yüzde 6 ücret zammı(dün tüm yaygın medyada 2013 memur zamlı maaşları diye çarşaf, çarşaf ilan edilen %3 + 0,14’lük zam) ise hayat pahalılığı karşısında yaşanılan mağduriyetleri gidermenin çok uzağında kalarak, refah kayıplarını kat be kat körükledi.

      Ücret artışlarında, emekçiler için yaşamsal olmayan ürünlerin hesaplamalara dâhil edilmesi ile elde edilen enflasyon artışları dikkate alınmaktadır. Dolayısı ile fiyat artışları karşısında emekçilerin içine düştüğü durum emekçi kitleler başta olmak üzere ülkemiz kamuoyunda gizlenmektedir.

      Biz kamu emekçilerine verilen yüzde 0,14 enflasyon farkı sadaka niteliğinde olup onur kırıcıdır. Kamu emekçileri ürettikleri hizmet karşılığı kırıntı kabilinden artışlara layık değildir. Bu pozisyona itilmelerinde siyasal iktidarın “kapı kulu” görme mantalitesi yattığı kadar üyesi oldukları sendika ve konfederasyonların hareketsizlik,”bekle gör” mantığıyla yönetilmelerinin de payı vardır.

      İşsizlik, giderek bozulan gelir dağılımı, zorlaşan çalışma koşulları, ticarileşen kamusal hizmetler, çığ gibi büyüyen barınma sorunu gibi emek karşıtı süreçlerden oluşan AK Partisi politikaları sonucu emekçinin ödediği bedeller ağırlaşmakta, kazanımları günden güne erimektedir. Bağımsız kuruluşların yaptığı tüm araştırmalarda 4 kişilik ailenin sağlıklı beslenmek için yapması gereken minimum aylık gıda harcaması olan açlık sınırı 2012’i Aralık ayında 1119 TL, açlık sınırının tüketim harcamasına dağıtılması ile elde edilen yoksulluk sınırı ise 3537 TL olduğu tespiti görmezden gelinmektedir. 

      Siyasal iktidarın 2010 anayasa referandumu gereği 4688 sayılı yasada kısmi tadilatlar yaparak,10 yıldır sürdürülen “toplu görüşme” oyununun devamı olarak, içerikte toplu görüşmeden bile daha geri bir düzen içine hapsettiği  “toplu sözleşme”  sonucunda kamu emekçilerine yıllık ortalama 2013 yılı için %6 ücret zammı ön görülmüştü (%3+%3 olarak iki eşit dilimde). Şimdi enflasyon farkı olarak %0,14 ilave ediliyor. Toplamda ilk altı ay için %3,14’lük bir ücret zammı hatta ikinci altı ayı bile eklesek sefalet demektir. İnsan onuruna yakışır, emekçileri hayat pahalılığı karşısında “gerçek” anlamda koruyacak bir artış yıllık en az %30 olmalıdır. Kamu emekçilerine yapılacak zam, 2013 yılı için gerçekleşen enflasyon+büyüme oranı+refah payı kadar ücret artışını temsil etmedikçe bu sefaletin devam edeceği biz kamu emekçileri tarafından net bir biçimde anlaşılmış olduğunu ümit ederim.            

                                                                                                      

NOT: Yazımı tamamlarken haber ajansları Zonguldak’ta Türkiye Taşkömürü Kurumu’na ait Kozlu maden ocağında metan gazı sızıntısından dolayı hayatını kaybeden işçilerin sayısını 8 olarak geçiyor ve ölü sayısının artmasından endişe ediliyordu. İş cinayetlerinde yaşamını yitiren işçi kardeşlerime Allahtan rahmet acılı aile ve mesai arkadaşlarına sabır dileyerek acılarını paylaşıyorum.