Türkiye, Uluslararası sistemin Türkiye'ye ihtiyaç duyduğu veya kazık atacağı zamanlarda uluslararası yarışmalarda hep dereceler almıştır... Yani global konjonktür nasıl buyurmuşsa bizim yarışma derecelerimiz de hep öyle olmuştur. Örnekler aşağıdaki gibi sıralanabilir...
1- 1930'larda Türkiye, Milletler Cemiyeti üyeliğine soğuk bakmıştır. Çünkü MC, başından beri Lozan ve Türkiye aleyhine işler yapmıştır. Özellikle Musul Meselesi'nin Türkiye aleyhine sonuçlanması Türkiye'nin bu örgüte uzak durmasına neden olmuştur. Diğer yandan MC'nin birçok yerde Türkiye aleyhine yaklaşımları onun tarafsızlığını gölgelemiştir. 1930'larda Avrupa güç dengesinin değişmeye başlaması batının Türkiye'ye olan ihtiyacını artırmıştır. Atatürk'ün ısrarı üzerine Türkiye için davet yöntemi çalıştırılmıştır. 6 Temmuz'da Yunanistan'ın önerisi ve Cemiyet Genel Kurulu'nun oybirliği kararıyla Türkiye üyeliğe davet edilmiştir. 18 Temmuz'da da Türkiye MC’ye üye olmuştur.
Cemiyetin gözde üyesi Türkiye'nin adayı Keriman Halis de 31 Temmuz 1932'de Belçika'daki yarışmada dünya güzeli olmuştur.
2- 1952, Kore Savaşı yılları, bir Türk kızı Avrupa güzeli seçilmiştir. Fazla teferruata gerek yok, Türkiye’nin büyük bir coşkuyla Küçük Amerika rüyası gördüğü yıllar.
Memedin Memişin elin gavuroğlu için Çin Maçin yollarına düştüğü yıllar. İlim için gidememişsek de ABD için savaşa giderdik Çin’e. Gittik de. E bu kadar coşkulu bir sevgi de karşılıksız bırakılamazdı dostlarımız tarafından!...
3- Arkasından bitmek tükenmek bilmez Eurovision maceramız geldi. Eurovision'da yaklaşık 30 yıl sıfır çektik. İnat etmiştik bir kere. Kıracaktık şeytanın bacağını…
Kırdık da. AB Uyum yasalarına eyvallah dedik, ardından hem Türkiye Eurovision’da Sertab Erener ile 1. oldu hem de üyelik için müzakere takvimi aldık.
4 – ABD’nin demokrasi seferlerine başladığı bir dönemde Türkiye’nin de batı sistemi içerisinde olması istenmişti. Ecevit-Bahçeli ikilisi burun kıvırıyorlardı. Türkiye düşünülen Irak Operasyonu için kıymetliydi. Gel gör ki ABD’nin savunma bakanı Türk havalanına inerken Türk Genel Kurmay Başkanı Çin’e havalanıyordu. Hem bunların burnu sürtülmeli hem de yeni kamuoyuna biz sizi seviyoruz mesajı verilmeliydi.
Sevgilerini de gösterdiler mesajlarını da verdiler. 2002’de Türk kızı Azra Dünya Güzeli seçildi. Burun kıvıranlar seçimlerde sandığa gömüldü, askerler ise zaten Ergenekoncuydu, onların işi çok daha kolaydı.
6- Bu al gülüm ver gülüm bir süre devam etti, ufak ufak dereceler aldık Eurovision'da. Ancak yıldızımız sönmeye başlamıştı. Türkiye’nin daha da değişmesi gerekiyordu. Baykal’dan başlandı işe, sonra MHP için planlananlar yürürlüğe kondu. Ancak papazı hahamı dövenlerin imamı dövmemesi düşünülemezdi.
Kim ne derse desin, Türkiye yine uzun vadeli bir değişim sürecinin içerisine hem de Baykal Kasedi’nin yayınlandığı gün girmiştir. Cemaatler, kasetler, yolsuzluklar, telefon dinlemeler zaten bir toplumsal birikim yaratmıştır. Geriye sadece fitilin ateşlenmesi kalmıştır. Bu fitil ateşlendiği zaman Türkiye, ülkede AKP benzeri uzun soluklu bir iktidarın şefkatli kollarına teslim edilmiş olacaktır. Elbette ki bu sandıkla olacaktır. Sandığın manipülasyonu kolay iştir, birkaç yıl gürültü çıkarır halkı bıktırırsınız, bunun yanına uluslar arası kamuoyunun da işaret ettiği sempatik bir yüzü eklersiniz halk da kime oy vereceğini çok iyi bilir.
Daha önce derece alan Türk yarışmacılardan ve şarkılardan hiçbir eksiği olmayan dünkü santçılarımız ve şarkımız sıfır çekerek evine döndü. Bu artık Türkiye’nin mevcut koşulları ile batı karşısında para etmediğini göstermektedir.
Sonuç,
Batı dün bize resmen "şarkını da al git" dedi.
Bu ödüller her daim bir dönüm noktası olmuştur Türkiye tarihinde. Sıfır çekmeler de itibarsızlığımızın bir nişanesi. Kısacası hem sürpriz seçim sonuçlarına hem de seçimden çok geçmeden parlayacak yeni bir siyasi liderliğe ve harekete hazır olun.

11/05/2011