Yazının sözün bitiği yer sevdiğinin, değer verdiğinin ardından yazmakmış. Öğrenmiştim bir kez daha bilince çıkardım. Vedat Bayram (sarı Vedat) 1992’li yıllardan bu yana çok yakinen tanıdığım Vedat Ağabey “örgütlü toplum demokratik Türkiye” mücadelesinde kesintisiz bir biçimde mücadele vermiştir.

      Sarı Vedat, Vedat Ağabeyi elim bir trafik cinayetinde kaybetmenin derin üzüntüsünü siz değerli okurlarla nasıl paylaşacağımı bilmeden yani kurgulamadan ola bildiğince doğal ve içten paylaşmak isterim.

      Vedat Ağabeyi 92’li yıllarda şu andaki sendikam Eğitim Sen’in önceli olan Eğit Sen örgütlemesi içini gittiğim Çiftlik İlçesinde tanıdım. Tüm sevecenliği ve insanlığıyla  “hoş geldiniz, inanın ben de bekliyordum, bu gün yarın bizimkiler gelir diyordum işte geldiniz. Hoş geldiniz sefalar getirdiniz” diyerek etrafına saçtığı “mavi” neşesiyle lakabına uygun sarışınlığıyla ne yalan söyleyeyim beni şaşırtmıştı.

      92’li yıllarda bırakın  sendikanın  “S” sini ağzına almak, örgütlemeye çağırmak bile cesaretin cesareti bir işken, birçok “deve dişi” gibi gördüğümüz insanımızdan “kelaynak kuşu” muamelesini bire bir yaşamışken Vedat Ağabeyin bu sıcak karşılayışı bizlere olabildiğince cesaret vermiş idi. Hele iş yerlerindeki örgütlenme çalışması bitip Niğde’ye dönmek için müsaade isterken “fakir haneyi, yaşam  yoldaşımın hazırladığı iki lokma şeyi yemeden bir yerlere  bırakmam” demesindeki samimiyet hiçbir zaman aklımdan çıkmadı.

       12 Eylül Faşizminin tüm gaddarlığını 3,5 yıl bire bir zindanlarda yaşamış, onlarca dava ve duruşmalardan aklanarak çıkıp canından öte sevdiği öğretmenlik mesleğini yapmak için kendi memleketini seçerek “taş yerinde ağır” düsturundan hareketle tüm bilgi birikimini “memleketine” vakfeden Vedat Ağabey evindeki cömert konuk severliğiyle olsun, bir ay gibi kısa  sürede 90’dan fazla eğitim emekçisini örgütleyerek ilk ilçe temsilciliğimizin Çiftlikte açılmasına vesile olarak bir kez daha bizleri şaşırtmıştı.

       Tıpkı vakitsiz ölümüyle bu gün bizi şaşırttığı gibi!

Defin töreninde sevenleri ve yoldaşları Vedat Ağabeyi hep o mücadeleci ve örgütleyici kimliği ile yâd ettiler. Derbent Mezarlığında toprağa verilmeden yoldaşlarından biri “vasiyetidir bu konuşmayı yapmalıyım” diyerek söz alıp, 55 yıllık mücadele dolu ömrünü anlamlı birkaç cümleye sığdırmaya çalıştı. Örgütlü olduğu kurum ve kuruluşlar defin töreninden sonra trafik cinayetine maruz kaldığı Bor Caddesini iki yönlü trafiğe kapatarak tepkilerini ve sorumlularından hesap soracaklarını haykırdılar. Tamda “örgütlü toplum” mücadelesinde Vedat Ağabeye yakışır bir biçimde.

      Mücadele arkadaşları, yoldaşları trafik kazasının baş sorumlularından Niğde Belediyesi ve yüklenici firmayı protesto etmek için Niğde Belediye Sarayına kadar sloganlar eşliğinde yürüyerek ve Niğde Belediye Sarayına siyah çelenk bırakarak tepkilerini örgütlü bir biçimde, gösterdiler. Her anında oradaydım. Vakitsiz ölümünüm acısını sevenleriyle beraber paylaşırken mücadeleci ve örgütlü kimliği tüm konuşmaların, anmaların ortak keseniydi.  

      Cenaze namazı için beklenirken olsun, defin töreni esnasında olsun, evinin önündeki taziyelerde olsun Vedat Ağabeyin hep ama hep devrimci kişiliği, örgütlü yaşam biçimi öne çıktı.70’li yıllarda tanıştığı devrimci siyasete bağlılığı, çalışmalarındaki samimiyeti, lakabı da olan “sarı”şınlığı ve pırıl, pırıl bakan mavi gözleriyle bulunduğu ortamların ümit ve neşe kaynağı olduğu da sıkça söylendi.

       Acılı ailesine, yol arkadaşlarına, sevenlerine ve tüm tanıdıklarına baş sağlığı dileklerimi iletir, gelen vakitsiz ölümün acısını paylaşır, mücadeleci kimliği ve örgütlü yaşam biçiminin demokratik bir ülke yaratma mücadelesinde bizlere daima rehber olacağını belirtirim.