Sağlık emekçilerinin ve sağlık hakkı mücadelesi verenlerin haftalardır sürdürdüğü meclis örgütlülükleri Ankara’da bir araya geldi ve Türkiye Büyük Sağlık Hakkı Meclisi’ni kurdu. Etkinlikte AKP’nin yıkım politikalarına karşı bir arada durma ve örgütlenme vurguları yapıldı.

 

Sağlık Emekçileri Sendikası Niğde İl Temsilcisi Yılmaz Yıldız’ın konu ile ilgili basın açıklaması ;

 

 SES Niğde Temsilciliği olarak bizlerde; Niğde Sağlık Hakkı Meclisini oluşturup 11 Martta açılış yapılan Türkiye Büyük Sağlık hakkı Meclisine katılımda bulunduk.Niğde de gerek sağlık hizmeti üretenlerin gerekse sağlık hizmetinden yararlananların (Halkın) sorunları üzerinden görüşlerimizi ifade ettik. SAĞLIK HAKKI İÇİN ALANDAYIZ YASTA DEĞİL İSYAN DAYIZ. Pankartıyla salonda çoşku yarattık.

Türkiye Büyük Sağlık Hakkı Meclisi (TBSHM) bugün (11 Mart) Ankara’da yapılan büyük buluşma ile kuruldu. 38 kentte sağlık hakkı meclislerini kuran hekimler, sağlık çalışanları, taşeron sağlık işçileri, tıp fakültesi öğrencileri, sağlık hizmeti alan mahallelilerin Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu’nunda bir araya geldi. Toplantı öncesinde Ankara Sağlık Hakkı Meclisi, Anadolu Gösteri Merkezi önünde buluşarak spor salonuna yürüdü. Ankara Sağlık Hakkı Meclisi’ni illerden gelen meclis temsilcileri salonda alkışlarla karşıladı.
 

Çok sayıda milletvekili, siyasi parti, demokratik kitle örgütü, meslek örgütü, sendika ve kurum temsilcisinin katıldığı etkinlikte pek çok temsilci de faks çekerek desteklerini bildirdi. Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu, Kürtçe ve Türkçe meclis pankartları ile süslendi.
 

Etkinlik, Hacettepe Band’in müzik dinletisiyle başladı. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konsey Üyesi
 Osman Öztürk etkinliğin programını sundu. Öztürk’ün sunumunun ardından “Bize Yalan Söylediler Sağlık Sistemi Soygun Sistemine Dönüştü” adlı slayt gösterisi yapıldı. Slayt gösterisinde 2012’de yürürlüğe giren Genel Sağlık Sigortası’nın getirdiği sorunlar ve sağlık sisteminin dünden bugüne yaşadığı dönüşümlerin halka zararı aktarıldı. Son çıkarılan kanun hükmünde kararnameler sonucu yasalaştırılan Kamu Hastane Birlikleri ve Tam Gün yasalarının getireceği zararlardan bahsedildi. 

Sunumun ardından tekrar söz alan Öztürk, kamu özel ortaklığı adı altında özel sektörün masrafını devletin, halktan topladığı vergilerle öderken hastanelerin otel ve alışveriş merkezine çevrilebileceğinin altını çizdi. Öztürk sözlerini şöyle noktaladı:
 ”Kendilerine AKP dedirtmiyorlar, AK Parti dedirtiyorlar. Eğer bu ülkede 2 aylık bebek açlıktan öldüyse, aciller paralıysa, insanlar primlerini ödeyemiyorsa sizin adınız ak olsa ne yazar”. 


’Biz buluştuk ve artık bahar geliyor’ 
Meclisin açılış konuşmasını Sağlık Hakkı Meclisleri’nin çağrıcı kurumları adına TTB Merkez Konsey Başkanı
 Eriş Bilaloğlu aldı. Uzun bir kışın geride kaldığını, artık baharın geldiğini söyleyerek sözlerine başlayan Bilaloğlu, “düzelteceğiz” diyen AKP’nin sağlık alanını giderek paralılaştırdığını ifade etti. Bu dönüşüm sürecinde ilk başta sağlıkçıların ayrı düştüğünü belirten Bilaloğlu, zamanla toparlandıkalarını ve işyeri meclislerini kurduklarını anlattı. Sağlık hakkı mücadelesinin sadece sağlıkçılarla başarıya ulaşamayacağının altını çizen Bilaloğlu, ”Bu bizi aşar. O yüzden herkesi çağırdık, herkesi davet ettik, geldiniz. Bir kere daha hoş geldiniz” dedi. 

Ne yapacak Sağlık Hakkı Meclisleri?
 
Bilaloğlu, sağlık alanındaki dönüşüm programının insanları mağdur etmesine karşı mücadele edileceğini, sağlık hakkı meclislerinde her şeye karar verileceğini belirtti.
 
“Bunu herkese soracağız. Bu sözü amele pazarlarına, tersanelere, köylere, kantinlere, her yere taşıyıp herkese ‘sağlık haktır’ diyeceğiz”
 diyen Bilaloğlu, sözlerini de “Sağlık haktır” sloganını haykırarak bitirdi. 




Biloloğlu’nun konuşmasının ardından kentlerde kurulan sağlık hakkı meclislerinin isimleri okundu: Adana, Antalya, Aydın, Bartın, Batman, Bolu, Bursa, Denizli, Diyarbakır, Düzce, Edirne, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, Isparta, İstanbul, İzmir, Kırklareli, Kilis, Kocaeli, Konya, Kırşehir, Manisa, Malatya, Mardin, Mersin, Muş, Niğde, Rize, Samsun, Urfa, Tekirdağ, Ankara, Muğla, Hopa, Ayvalık, Karabük, Balıkesir.
 

AKP’nin sağlık politikaları reddedildi
 
İllerin okunmasının ardından TBSHM, AKP’nin sağlıkta dönüşüm programını oyladı:
 Türkiye Büyük Sağlık Hakkı Meclisi, muayenelerde soyulmayı, GSS primini ödeyemeyenlerin hastane kapısından geri çevrilmesini, istisnai sağlık hizmeti uygulamasını, acil servislerin paralı hale getirilmesini, Sağlık Bakanlığı’nın sağlık holdinge dönüşmesini, Kamu Hastane Birlikleri Yasası’nı, sağlık bütçesinin özel hastanelere aktarılmasını, sağlık hizmetinin meta haline getirilmesini, sağlıkta özelleştirmeyi oy birliğiyle kabul etmedi. 

AKP’nin sağlıkta dönüşüm programının oy birliğiyle reddedilmesinin ardından TBSHM’nin gündemleri oylamaya sunuldu; bu maddeler de oy birliğiyle kabul edildi.
 

Sağlık Hakkı Meclisi’nin gündemini oluşturan maddeler:
 
*
 Sağlık haktır, herkese eşit, ulaşılabilir ve parasız olmalıdır. 
*
 Sağlık masrafları katkı, prim, katılım gibi ödemeler olmadan, genel vergilerden karşılanmalı. 
*
 Kar değil toplumsal yarar, piyasa değil insan olan bir sağlık sistemi oluşturulmalıdır. 
*
 Koruyucu sağlık hizmetlerine öncelik verilmeli, sağlık hakkı için ayrılan kamusal kaynaklar kamusal sağlık hizmeti için kullanılmalıdır. 
*
 Sağlıkta taşeron çalışma yasaklanmalı, sağlık işçileri insanca yaşayabilecekleri güvenceli bir çalışma koşuluna kavuşturulmalıdır. 
*
 Sağlık çalışanlarına yönelik mesleki dayatmalar son bulmalı, performans uygulaması kaldırılmalı. 




Bedriye Yorgun’dan mesaj var
 
Oylamanın ardından eski SES Genel Başkanı
 Bedriye Yorgun’un mesajı okundu. Yorgun, Sincan Hapishanesi’nden gönderdiği mesajda TBSHM’nin parasız, nitelikli ve ana dilde sağlık hakkı mücadelesini yürüteceğine inanarak herkesi selamladı. Yorgun’un mesajının ardından “KESK’li tutsaklar onurumuzdur” sloganı hep birlikte atıldı. 

İl temsilcilerinin konuşmaları öncesinde Çankaya Belediyesi Halk Oyunları Topluluğu (Hoy-Tur) bir gösteri sundu. Halk oyunu izleyicilerden büyük alkış aldı.
 




Kürsü meclis temsilcilerinin
 
Ziya İncedere (İstanbul): Adana Balcalı’da taşeron sistemine ve hukuksuz ihalelere karşı çıktıkları için 27 yılla yargılanan taşeron sağlık işçilerinin davası 12 Mart’ta Adana Adliyesi’nde. Hepimiz Adana Adliyesi’nde olacağız. Samsun’da direnen taşeron sağlık işçilerinin ve direnişteki tüm işçileri de selamlıyoruz. Taşeron çalışmayı bu topraklardan silmeye ant içiyoruz. Bundan sonra hastanelerimizde sağlık hakkı meclislerini kuracağız, hizmeti üretenleri bir araya toplayacağız. Hastanelerdeki işten çıkarmalara karşı tüm sağlıkçıların hep birlikte eylemler yapılmasını öneriyoruz. Biz bunu Taksim’de, Okmeydanı’nda, Koşuyolu’nda gördük. İlaç tüketimini kışkırtan eczacıları tahsildara çevirenlere karşı kampanyalar yapmalıyız. İşçi sağlığı ve iş güvenliği mücadelesini mücadelemize katmalı, işyerlerindeki meclisleri sokaklarımıza yansıtmalıyız. Bu salonda sınırlı bırakmamalıyız. Taşeron sağlık işçilerinin örgütlenmesi çoğaltılmalı. Her türlü eylemi ve hatta süresiz grevleri de hedeflemeliyiz. AKP’nin getirdiği yıkıma dur demeliyiz.
 

Esat Altınışık (Batman):
 Bizim açımızdan büyük sevinçtir bu mecliste bulunmak. Biz bu önerilere ek olarak ülkemizde yaşanan savaştan dolayı yurdunu terk etmiş insanların sağlık hakkına sahip çıkmayı öneriyoruz. Bu savaşın bitmesi için de bu meclisin önerilerde bulunması ve mücadele etmesi gerekir. 14 Mart’ta Sağlık Bakanlığı’na yürünebilir. Meclislerin olduğu tüm illerde de eylemler düzenlenmelidir. 

Ferdan Çiftçi (İzmir):
 Sağlıktaki çalışma sürelerinin uzaması sağlık alanında olumsuz sonuçlar doğuruyor. Bu meclislerin sağlık hakkını savunması için önemli bir araçtır. Söylem ve eylem birliği yapabilmek için de önemli bir araçtır. Açık ve anlaşılabilir yöntemlerle mücadele gerçekleştirilebilir. 663 sayılı KHK başta olmak üzere sağlıktaki dönüşüme karşı çıkmalıyız. Milletvekilleri GSS kapsamına girmiyor ama herkesi bu GSS’ye dahil ediyorlar. Bu tür açık eşitsizlikleri reddetmekteyiz. 

Necdet Sezgin (Diyarbakır)
 Kürtçe yaptığı konuşmasında sağlık sorunlarının en önemli kaynaklarından birinin savaş ve göç olduğunu belirtti. Anadilde sağlık hizmetinin verilmemesinin büyük bir eksiklik olduğunu söyleyen Sezgin, 14 Mart’ta Sağlık Bakanlığı ve İl Sağlık Müdürlükleri önünde eylem yapmayı önerdi. 




Kemal Yılmaz (Ankara):
 Sağlık en temel insan hakkıdır. Ancak kapitalist sistem varsa, AKP ceberrutu varsa, sağlık hakkının kazanılması için Türkiye Sağlık Hakkı Meclisi de her yerde sağlık hakkı direnişleri örgütlenmelidir. Mamak’ta kurarak başlattığımız yürüyüşü büyütmenin sözünü veriyoruz. 

Yüksel Arslan (Samsun): İnsanlar parası olmadığı için hastane kapılarından dönmeye başladı. Biz nitelikli, parasız, ulaşılabilir sağlık hakkını alna kadar mücadele edeceğiz. Sizlere Samsun Gazi Devlet Hastanesi bahçesinde 411 gündür süren direnişten selam getirdik.
 

Kamuran Yıldırım (Mardin):
 Savaşın etkilerinin yarattığı sağlıksızlık, bölgemizde de yoğun olarak yaşanıyor. Birçok Kürdün geçim araçları yok edildi. Böylece halkımız kentlerde güvencesiz çalıştırılmaya zorlandı. Yeşil kartla geçinen insanlarımızın, GSS ile yeşil kartı da ellerinden alınacak. Hafta içi itibariyle eylemlilik süreci başlatmalıyız.

Tayyar Şaşmaz (Mersin):
 AKP’nin sağlık alanındaki yıkım politikalarının bir benzeri de eğitim alanında yaşanmaktadır. 4+4+4 yasası ile birlikte gericilik ve paralı eğitim yayılıyor. Mücadelemizi eğitim hakkı mücadelesi ile birlikte yürütmeliyiz. 




’Mahalle meclislerimizi yaygınlaştıralım’
 
Elif Yıldız (Eskişehir):
 Ben Eskişehir’in Ömürbağ Mahallesi’nden geliyorum. Sağlık hizmeti alanlar ve hizmeti verenler olarak yan yana geldik. Mahallemizde toplantı yaptık ve 8 maddelik öneri getirdik. Mahalle düzeyinde örgütlenmeli ve meclisleri yaygınlaştırmalı, mahalle kahve toplantıları ve etkinlikleri düzenlemeli, mahalledeki mağduriyetlerin takipçisi olmalı, gündeme ilişkin açıklamalar yapmalı, 14 Mart’ta bütün illerde sağlık hakkı yürüyüşleri gerçekleştirmeli, sağlık çalışanlarının ekonomik demokratik mücadelesinin destekçisi olmalı, hekime yönelik şiddete karşı mücadele etmeli, katkı paylarına karşı mücadele başlatmalıdır. Biz ev ev dolaşarak mücadelemize başladık. Türkiye meclisimize de mahallelerde de örgütlülüğü büyütme çağrısı yapıyoruz. 

’Eşkıyaları bir de şimdi görün’
 
Kamil Ustabaş (Hopa):
 Hopalı eşkıyaların yürek dolusu selamını getirdim. Hopa halkı su ve yaşam hakkına sahip çıkarken, dere başlarında nöbet tutarken eşkıyalıkla damgalandılar. Sağlık hakkı mücadelesi verirken esas eşkıyalığı göreceksiniz. İki yer var: Rize ve Hopa. Hopalı eşkıyalar buraya Rize Sağlık Hakkı Meclisi ile birlikte geldi. Hastane önlerinde göreceksiniz eşkıyaları. Hopa’dan çıkacak ve Tayyip Erdoğan’ın memleketi Rize’ye kadar bu mücadeleyi büyütme sözü veriyoruz. 

Bir tek AKP yok
 
İlker Büyükyavuz (Isparta):
 Sağlık hakkı mücadelesi yaygın ve ısrarcı olmalı. Her alanda olmalı, her alana yayılmalı ve ısrarla yılmadan mücadele etmelidir. Isparta Sağlık Hakkı Meclisi’nde şu örgütler olarak bir araya geldik ve parasız sağlık talebinin altına imzamızı attık: CHP, DSP, MHP, BBP, Demokrat Parti, HAS Parti, Saadet Partisi, TKP, ÖDP, EMEP, ÇYDD, ADD, İP, köy dernekleri, muhtarlar. 

Mustafa Çeker (Manisa):
 Sermaye sağlığı kârlı bir alan haline getirmek ve fazla kâr elde etmek isterken, halk da hakkı olan sağlık hizmetini parasız almak istiyor. Bizler, bu çelişkiyi görüyoruz ve parasız sağlık hakkı mücadelemizi büyütüyoruz. 



Yılmaz Yıldız (Niğde): İllerden gelen temsilcilere ve bu meclisi yaratan herkese teşekkür ediyorum. Sermaye büyüyor, işçiler ölüyor. Bu gidişe karşı tek çözümümüz birleşmek. Birleşe birleşe kazanacağız.
 

Ercan Küçükosmanoğlu (Antep): Sağlık önemli bir hak. Ancak sağlık kadar, sağlıklı yaşayacağımız çevre ve eğitim de önemli haklarımız. Bilindiği gibi AKP eğitim hakkımızı da gasp ediyor. 4+4+4 teklifi ile eğitimi gericileştiriyor. Sağlıkta da mütedeyyin hekim ve hemşirelerin olduğu, kadına kadının, erkeğe erkeğin baktığı bir durum bizi bekliyor. Halkın sağlıktan memnun olduğu iddia ediliyor ama insanlar olması gereken ameliyatları olamazken, olmaması gerekenleri oluyor.
 

Hüseyin Bozkuş (Sarıyer Sağlığıma Engel Olma Platformu):
 Eski SSK hastanesinin faaliyete geçmesini, sağlık ocaklarının düzenli çalışmasını, ilk yardım derslerinin verilmesini istiyoruz. Mahallelerimizde sağlık taraması talep ediyoruz. Sosyal güvenceleri olmayanlar için ‘halk eczaneleri’ olsun istiyoruz. Sarıyer’e devlet hastanesi kurulması için de bir eylem öneriyoruz. 

Direnişçi işçiler meclis kürsüsünde
 
Cem Durukan (Billur Tuz direnişçileri adına):
 Billur Tuz’da işveren işçileri çıkarıp, yeni işçiler aldı ve üretime devam etti. Sendikalı bir şekilde işimize geri dönmek için mücadele ediyoruz. Her direniş bir haykırış, bir isyandır. Direnişimizde bizi yalnız bırakmayan Tek Gıda-İş’e ve kardeş sendikalara hem teşekkür hem de selam ediyoruz. Sağlık çalışanlarının mücadelesi bizim de mücadelemizdir. 




Kadir Aksoy (Çapa direnişçileri adına):
 Adımız taşeron, soyadımız köle, bir ömür geçmez böyle. Biz İstanbul Üniversitesi’nin asıl işçileriyiz. Senelik izinlerini mahkeme kararıyla almış taşeron işçileriyiz. Ancak biz, kurduğumuz çadırla, bizi yok sayanlara, emeğimizin hırsızlarına karşı mücadele edeceğimizi haykırıyoruz. Sizin de mücadelemize katılmanızı istiyoruz. İÜ Rektörü Yunus Söylet, “Taşeronla insan çalıştırmayı kölelik olarak görüyorum. 400 sağlık çalışanı bizim tercihimiz ve yetkimiz dışında sonlandırdı” demişti. İşçileri işten çıkardı. 21 Şubat’ta kurduğumuz çadırda hasta yakınlarını bilgilendiriyor, GSS hakkında konuşuyoruz. Sağlık Hakkı Meclisleri ile haklarımızı alacağız. Sağlıkta taşeron ölüm demektir! 




TBSHM Sonuç Bildirgesi
 
İl meclislerinden temsilcilerin hep birlikte kürsüye çıkmasının ardından SES Genel Başkanı
 Çetin Erdolu, meclisin sonuç bildirgesini okudu. Erdolu, meclisin milletvekilleri, demokratik kitle örgütleri, dernekler, sendikalar, il meclisleri ve meslek odalarının katılımıyla gerçekleştiğini belirtti. 

Erdolu sözlerini şöyle sürdürdü:
 “Meclisimiz katkı ve katılım paylarını, GSS primini ödeyemeyen hastaların geri çevrilmesini, ilave ücret adı altında bıçak parası alınmasını, istisnai sağlık hizmetleri ve ilave ücretleri, acil servislerden alınan katkı ve katılım paylarını, 663 sayılı KHK ile Sağlık Bakanlığı’nın sağlık hizmeti sunumundan çıkıp sağlık holdinge dönüşmesini, devlet hastanelerinin şirkete çevrilmesini ve kamu sağlık bütçesini oylamış ve oy birliğiyle reddetmiştir”. 

TBSHM’nin toplantı başında onayladığı maddelerin oy birliği ile kabul edildiğini açıklayan Erdolu, işçi sağlığı ve iş güvenliği kurallarına uygun çalıştırılmayı da kabul ettiklerini söyledi.
 




TBSHM 14 Mart’ta sokakta olacak
 
Erdolu, yapılan öneriler çerçevesinde sağlıkta özelleştirmeye karşı mücadele edeceklerini, mağduriyetlerin raporlandırılacağını ve güvenceli çalışma için yerel ve merkezi olarak eylemlilikler gerçekleştirileceğini duyurdu.
 

TBSHM, ilk olarak 14 Mart Tıp Bayramı’nda Ankara’da Sağlık Bakanlığı, illerde de il sağlık müdürlükleri önünde eylem yapacaklarını duyurdu.
 

Kararların ardından Hacettepe Band’ın şarkılarıyla etkinlik sona erdi.
 



TÜRKİYE BÜYÜK SAĞLIK HAKKI MECLİSİ
SONUÇ BİLDİRGESİ
Türkiye Büyük Sağlık Hakkı Meclisi (TBSHM) açılış töreni, sağlık örgütlerinin çağrısı ile 11 Mart 2012 tarihinde Ankara’da 38 İl Sağlık Hakkı Meclisi ve çok sayıda meslek örgütü, sendika, siyasi parti, hasta hakkı derneği temsilcisinin katılımıyla gerçekleşmiştir.
 
TBSHM;
1.      Katkı-katılım paylarını,
2.      GSS primini ödeyemeyen hastaların hastane kapılarından geri çevrilmesini,
3.      Özel hastanelerde “ilave ücret” adı altında alınan bıçak parasını,
4.      Vicdanın, ahlâkın, insanlığın sıfır noktası “istisnai sağlık hizmetleri”ni,
5.      “Yeşil alan uygulaması” adı altında acil servislerin bile paralı hale getirilmesini,
6.      Sağlık Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Sağlık Bakanlığı’nın sağlık hizmeti sunumundan çekilerek sağlık holdinge dönüşmesini,
7.      Devlet hastanelerini şirket hastanelerine dönüştüren kamu hastane birliklerini,
8.      Kamu-özel ortaklığı adı altında riski devletin alıp kârı yerli/yabancı tekellerin/konsorsiyumların toplayacağı, katrilyonlarca liralık soygunu,
9.      Kamu sağlık bütçesinin özel hastanelere peşkeş çekilmesini,
10.Sağlık hizmetlerinin meta haline getirilmesini, sağlık alanının piyasanın vahşi koşullarına terk edilmesini, sağlıkta özelleştirmeyi oylamış ve reddetmiştir.
 
TBSHM,  sonradan yapılacak katkılarla birlikte hep birlikte çoğaltmak üzere, sağlıkla ilgili temel görüşlerini şu şekilde belirlemiştir:
1.            Sağlık, bütün insanların doğuştan kazandığı temel bir haktır.
2.            Sağlık hizmetleri herkes için eşit, ulaşılabilir, nitelikli ve parasız olmalıdır.
3.            Bütün sağlık harcamaları, başkaca hiçbir katkı-katılım payı, ilave ücret, sağlık primi koşulu olmadan genel vergilerden karşılanmalıdır.
4.            Odağında kâr değil toplumsal yarar, piyasa değil insan olan kamu sağlık hizmetleri devletin vazgeçilmez ve zorunlu görevidir.
5.            Sağlık örgütlenmesinin her düzeyleri toplum katılımına açık olmalıdır.
6.            Bedensel, ruhsal ve sosyal bir iyilik hali olan sağlığın korunup geliştirilebilmesi için koruyucu sağlık hizmetlerine öncelik verilmelidir.
7.            Sağlık için ayrılan bütün kamusal kaynaklar kamu sağlık sistemi için kullanılmalıdır.
8.            Sağlıkta taşeron çalışma yasaklanmalıdır.
9.            Bütün sağlık emekçileri güvenceli istihdam, insanca yaşayabilecekleri ve emekliliğe yansıyan güvenceli ücret ve grevli, toplu sözleşmeli sendikal haklara kavuşturulmalıdır.
10.       Sağlık çalışanlarının mesleki bağımsızlıklarını yok eden her türlü idari-mali kısıtlamalara son verilmeli; kamuda performansa dayalı döner sermaye, özelde ciro baskısı gibi sağlık mesleklerinin insani doğasına aykırı olan uygulamalardan vazgeçilmelidir.
 
Meclisimiz;
Başta GSS, 663 sayılı KHK ve KHB olmak üzere uygulanan sağlık politikalarından doğan ve doğabilecek mağduriyetler ve politikalara karşı yürütülecek sağlık hakkı mücadelesine ilişkin birlikte mücadele kararlılığını göstermiştir.
 
Bu çerçevede;
ü      İl sağlık hakkı meclislerinin bütün Türkiye sathında kuruluş çalışmalarına hız verilmesine, var olanların genişletilmesine,
ü      Hazırlanmış olan ve hazırlanacak yazılı, görsel materyallerle halkın bilgilendirilmesi için etkin bir faaliyet yürütülmesine,
ü      Mağduriyetlerin izlenerek raporlandırılmasına, belli periyotlarla kamuoyu ile paylaşılmasına,
ü      Prim, katkı-katılım payı ve ilave ücretlerin olmadığı nitelikli, ulaşılabilir sağlık hakkı ile Türkiye’deki herkesin güvenceli iş ve güvenceli gelir hakkı için imza kampanyaları, referandum, mitingler, grevler de dahil yerel ve merkezi eylemler yapılmasına, 14 Mart Sağlık Haftası’nda illerde sağlık müdürlükleri, Ankara’da Sağlık Bakanlığı önüne yürünerek taleplerin dile getirilmesine,
karar vermiştir.
 
Bu talepler için emekçileri, halkı, halkın örgütlü kurumlarını “Herkese Eşit, Parasız Sağlık Birleşik Mücadelesi”ne katılmaya davet ediyoruz.
                                                                   
 
                        TÜRKİYE BÜYÜK SAĞLIK HAKKI MECLİSİ a.
 
                                        Yılmaz YILDIZ



Editör: TE Bilişim