AİDS’in bulaşıcı bir virüs hastalık olduğunu ve Mikrobu HIV virüsünün girdiği vücudun mikroplara karşı koyma yeteneğini, bağışıklık sistemini yok ettiğini ve bulaşıcı bir hastalık olduğunu belirten Niğde Sağlık İl müdürü Dr. Erhan Değirmencioğlu, HIV bulaşıcılığı üst düzeyde olan bir virüs olmamasına rağmen, mutlaka korunulması gereken bir virüs olduğunu söyledi.
HIV tek başına yaşamını idame edemeyen, bu nedenle mutlaka konak ihtiyacı olan bir virüstür diyen Dr. Değirmencioğlu; “ Virüs açık hava şartlarında uzun süreli canlı kalamamakta, oksijenle temasta kısa sürede ölmektedir. Standart sterilizasyon uygulamaları virüse karşı korunmada yeterlidir. Virüsün bulaşma yolu temelde vücut sıvıları ile olmaktadır, bu nedenle kan, meni gibi virüsün daha yoğun olduğu vücut sıvılarının virüsün iletiminde yeri büyüktür. Ancak tükürük, ter, gözyaşı ve idrar gibi vücut sıvılarında virüs bulunmamaktadır. Bu nedenle öpüşmek, tokalaşmak, ortak duş-banyo alanlarını ve tuvaletleri kullanmakla bulaşmaz. HIV enfeksiyonu esas olarak üç önemli yolla bulaşmaktadır” dedi.
Bulaşma yollarından bahseden Dr. Değirmencioğlu ‘‘Korunmasız cinsel ilişki: HIV enfeksiyonunun en sık bulaşma şeklidir. HIV, korunmasız (kondom, kılıf, kaput, prezervatif kullanılmadan) yapılan her türlü cinsel temasla bulaşabilmektedir. 2. Kan ve kan ürünleri ile bulaşma: Kanda virüsün yoğun miktarda bulunması nedeni ile, virüsü taşıyan kişilerden alınmış kan ve kan ürünleri ile hastalık bulaşabilmektedir. 3. Anneden bebeğe bulaşma: HIV enfeksiyonu gebelik süresince, doğum sırasında vücut sıvıları ve emzirme sırasında süt ile bebeğe geçebilmektedir. Dokunmak, tokalaşmak, sarılmak ile, Gözyaşı, ter, tükürük İle, Aynı yerde oturmak, aynı havayı solumak ile, Aynı havuzu, banyoyu, tuvaleti, saunayı, duşu paylaşmak ile,Giysilerin ortak kullanılması ile,Tabak, çatal, kaşık, bıçak, bardak paylaşılması üe, Telefon kulaklığı, kapı tokmağı ile, Sivrisinek, böcek, arı sokması ile HIV bulaşmamaktadır’’ diye konuştu.
HIV enfeksiyonu önlenebilir bir hastalıktır ve diğer hastalıklarda olduğu gibi korunma önlemleri tedaviden çok daha etkili ve ucuz bir korunma olduğunu söyleyen Dr. Değirmencioğlu, ‘‘ Cinsel eğitim ve HIV/AIDS eğitim programlarının cinsel etkinlikler üzerinde uyarıcı etkisinin olmadığı ve bu etkinlikleri artırmadığı; tam tersine cinsel davranışı etkileyerek, azaltarak ya da kondom kullanımını artırarak riskli cinsel davranışları azalttığı saptanmıştır. Cinsel yolla bulaşmaya karşı korunma: En sık görülen bulaşma yolu cinsel temasla olduğu için bu yolla korunma büyük önem taşımaktadır. Kondom ve doğru kondom kullanımı, hastalığın cinsel yolla bulaşmaya karşı en güvenli ve basit korunma yoludur. Kan ve kan ürünleri ile olan bulaşmaya karşı korunma: 1987 yılından beri de ülkemizde kan ve kan ürünleri HIV yönünden test edilmektedir. Organ ve doku nakilleri öncesinde gerekli testlerin yapılması HIV geçiş riskini en aza indirmektedir’’ şeklinde konuştu.
 
 
Editör: TE Bilişim