Hatay'ın Reyhanlı İlçesi’nde bombalı araçlarla doğrudan halkı hedefleyen bir katliam yapıldı. Cilvegözü’ndeki patlamanın acı anısı halen belleklerimizde tazeliğini korurken, bu yeni olay yediden yetmişyediye emekçi halklarımızda daha da derin bir üzüntüye neden olmuş,yarattığı derin travmaya rağmen emekçi halklarımız soğukanlılığını korumuş, provokasyon girişimlerine “papuç bırakmayarak” istenilen kaos ortamına düşmemiştir.


Emekçiler olarak biz bu vahşeti çok iyi tanıyoruz. Halkı bombalamak “kontrgerillanın”, emperyalist ajanların eylem tarzıdır. Irak'ta, Suriye'de mezhep çatışması kışkırtmak için sürekli patlatılan araç bombalarının bir benzeridir Reyhanlı'da patlatılan.


Evet ülkemiz yakın tarihinin en büyük kitle katliamlarından birisini yaşandık. Acımız bu oranda büyük ve tarifsizdir. Öncelikle yaşamını yitiren 46 yurttaşımızın yakınlarına ve tüm ülkemiz vatandaşlarına başsağlığı dileklerimi iletir, yaralanan 51'i ağır 200 yurttaşımıza da acil şifalar dileyerek bombaların yaratmak istediği kaos ortamına inat Reyhanlı katliamını doğru okumaya çalışalım.


Reyhanlı katliamı, Ortadoğuyu emperyalist çıkarları ile kan gölüne çevirenlerin günlük rutin uygulaya geldiği sıradan operasyonlardan bir olarak okunmalıdır. Tıpkı Akçakale'ye düşen top mermileri gibi... Tıpkı Cilvegözü sınır kapısındaki patlama gibi. Tıpkı Irak ve Suriye şehirlerinde patlatılan bombalar gibi…


Rüzgar eken, fırtına biçer diye bir atasözümüz var bilirsiniz. Bizim yöneticilerimizinki o hesap. Başta ABD ve AB emperyalistleriyle Afganistan’dan Libya’ya birlikte hareket edersen 900 küsür kilometre sınırın bulunan Süriye devletiyle Suriye halklarının iç savaşında da NATO güdümündeki “Özgür Suriye Ordusu”nun yanında yer alarak, her türlü lojistik desteği vererek ve sığınma kamplarında savaş eğitimi verip Suriye’ye içlerine göndererek,yaptığın tüm basın açıklamalarında Suriye devletini hedef alan beyanlarda bulunarak,yaralı ÖSO militanlarına sağlık hizmeti vererek ülkemizdeki siyasal iktidar aslında son iki yıldır Suriye'de iç savaşı emperyalistlerin güdümünde kışkırtığını da ikinci olarak net bir biçimde okumalıyız.


Bugün Reyhanlı’da yaşadığımız ve 46 yurttaşımızın canına mal olan bu kitle katliamı siyasal iktidarın izlediği savaş siyasetinin bir sonucu olduğu hafızamızdan çıkarılmalalıdır. Reyhanlı katliamının bütün siyasi sorumluluğu ortadoğuda emperyalist politikalarla “omuz omuza” hareket edenlerin boynunadır. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry Suriye’ye dönük emperyalist planları görüşmek amacıyla geçtiğimiz aylarda iki,üç kez ülkemizi “ziyaret” etmiş, daha birkaç gün önce ülkemiz en üst düzey yöneticileri ABD’den Suriye’ye saldırmasını isteyen açıklamalarına bir yenisini eklemişlerdi.


Bir bütüün olarak yöneticilerimizin savaş çığırtkanlığı yapan politikaları sonucunda Suriye’deki savaşı nihayetinde ülkemiz sınırları içerisine taşıma “başarısını” göstermiş bulunuyoruz. Ortadoğu coğrafyasında yaşayan Halklar özgürce ve barış içinde birarada yaşamaya bunca susamışken, egemenlerin ülkemiz topraklarını emperyalizmin savaş üssü haline getirmek istemeleri düşündürücüdür.


Reyhanlı’da halkımızın yaşadığı acı kayıpların başlıca sorumlusu sistemin efendileri olduğu gözden kaçırılmamalıdır.Uludere katliamını, üzerinden 502 gün geçtiği halde aydınlatamayanların, Reyhanlı'da bütün bağlantıları 7 saatte “açığa çıkarmaları” manidardır! Daha yaşamını yitiren yurttaşlarımızın kimliği belli olmamışken, bombalayanların kimliğinin belirlenmesi, yanın yasağı getirilerek sürecin gözlerden kaçırılmak istenmesi olsun gerekse bombalamanın doğrudan halkı hedeflemesiyle infaal yaratılmak istenmesi olsun bu katliamın tüm bağlantılarıyla çok yönlü okunmasını gerektiriyor.


Reyhanlı katliamı bilinçli olarak Suriye Devleti’yle ilişkilendirilerek ülkemiz adım adım savaşa itiliyor. Reyhanlı'da yaşanan acı, çok daha büyük başka acıların basamağı yapılmak istendiğini görmezden gelmek katiliamı doğru okumamaktır. Tüm ülke yurttaşlarını derin acılara sevk eden Reyhanlı katliamını lanetlerken, ülkemiz egemenlerinin Suriye'ye dönük savaş siyasetine ve Özgür Suriye Ordusu çetelerine verdikleri desteklerin durdurulması için duyarlı tüm yurttaşlarımızın alanlara çıkıp “Suriyede ve ortadoğuda emperyalist müdahaleye hayır” şiarıyla tepkisini göstermesi gerekmektedir.


Başta biz emnekçiler olmak üzere tüm dermokratik kişi ve kurumlar Reyhanlı katliamına ve egemenlerin Suriye'ye dönük savaş kışkırtıcılığına karşı mücadele hattını sağlam örmez ise Reyhanlı benzeri daha da büyük acıları yaşıyacağımız günlerin arifesinde olduğumuzu belirtmek isterim.