70’li yılların üniversite gençliğinin yakından bildiği, eylem ve etkinliklerde üniversite gençliği tarafından hep bir ağızdan söylenen ve türkü formunda bir marş olan *Ertuğrul Ağıdın da geçen “Ortadoğu’nun yolları jandarma vermez âmânı” dizeleri bu günlerde ODTÜ yerleşkesinde direniş ruhuyla yeniden söylenmeye başlandı.
 
   Direniş türküleri söylenirde sırça köşklerinde oturanlar koro halinde egemenlerin ve efendilerinin çıkarları doğrultusunda kalemlerine sarılmaz mı? Sarıldılar ve ODTÜ’de yaşananları “öğrencilerin başlattığı şiddet” olarak resmedip, 3500 polis, 8 Tomo, yüzlerce gaz ve biber bombalarıyla gerçekleştirilen operasyonu haklı göstermek için tüm yaygın medya kanallarına seferber oldular. Aslında kınanan ODTÜ’de yaşanan kaynağı kim ve neresi olursa olsun şiddet değil tam da YÖK esaretine ve geleceksizleştirme çalışmalarına karşı gelişen muhalefettin ta kendisidir.
 
    Anlaşılan o ki; tüm toplumu kuşatarak içten içe yerleştirilmeye çalışılan baskılama ve susturma mekanizmaları daha da yaygınlaşarak devam edilecek. Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde geçen hafta yaşanan olayları takip eden günlerde “bilimsel, demokratik ve kamusal üniversiteyi” savunan gençlere yönelik kolluk kuvvetleri, yaygın medya ve bazı üniversite senatoları eliyle koordineli olarak siyasi iktidardan aldıkları cesaretle bir cadı avı başlatıldığı  günlerden geçmekteyiz.
 
   Siyasal iktidar kendine biat etmeyi reddeden, kendisinin yeniden yapılandırdığı tutucu, otoriter bu sömürü düzenine muhalefet eden herkese tahammülsüzlüğünü bir kez daha gözler önüne serdi.
Eşit, özgür ve demokratik bir ülke için mücadele edenlere karşı kurmaya çalıştığı korku imparatorluğunda baskı, sindirme ve zorla yok etmeye dayalı izlediği strateji, demokrasinin tamamen askıya alındığı bir yönetim anlayışı ile açıklana bilir. Üniversitelerinin satılık olmadığını haykırarak demokratik hakkını kullanmak isteyen gençlere binlerce çevik kuvvet polisi, onlarca TOMA, gaz bombaları, tazyikli su, ses bombaları ve plastik mermilerle acımasızca saldırılmasın ardında yukarıda bahsettiğim strateji vardır. 
 
    Duyarlı ve vicdanlı her bir bireyin sorması gerekir, bu saldırganlığınızın kaynağı kaybedeceğinizi bilme gerçekliği midir? Kendi kurmaya çalıştığı korku imparatorluğunun esiri olma hali midir? Böylesine pervasız bir saldırganlığı yapan, bu uygulamasıyla bile yetinmeyerek ev, ev dolaşarak ODTÜ’lü öğrenci avına girişen kolluk kuvvetlerinin hesap sorulamaz tavırları düşündürücüdür. Yine evlere sabaha karşı yapılan baskınlarda öğrencilerle birlikte suç delili gerekçesiyle kitaplar ve yayınlar da “gözaltına” alınması, 12 Eylül’ün tüm kurum ve kuruluşlarıyla ve elbette “zihniyetiyle” günümüzde de  davam ettiğinin göstergesidir.
 
   ODTÜ’de milyonlarca insanın sesine dönüşen öğrenciler bu ülkenin onuru, aydınlık geleceğidir. Onlar savaş çığırtkanlarına, bir avuç zorba sermayenin temsilcilerine, bilim düşmanlarına karşı sonuna kadar direneceklerinin iradesini geçmişinde olduğu gibi bu günde ortaya koymuş, tüm bileşenleriyle “protesto” hakkına sahip çıkıp, dersleri boykot ederek uzlaşmaz tavırlarını sergilemişlerdir.
 
    Özünde üniversitelerin gerçek sahipleri yani öğrenciler, akademisyenler ve üniversite çalışanları ile üniversitelerimizi sermayeye peşkeş çekmek isteyenlerin saflaştığı süreçleri yaşıyoruz. Elbette bizim safımız bir avuç sömürgenin değil “eşit, demokratik, bilimsel, anadilinde eğitim hakkını” savunan öğrenci, akademisyen ve çalışanların safı olacaktır.
 
    Örgütlü ve haklarını arayan toplum istemeyenle şunu iyi bilmelidir ki; eşitlik, özgürlük ve adalet mücadelesinin sesini kısmayı, kesmeyi hiçbir zaman başaramayacaklar. ODTÜ’de yeniden devrimci marşlar söylenmeye başlanması tüm emekçilere ve ezilenlere var olma sevincini ve zemheri ayazında gelecek sıcak, güzel günleri muştuluyor.
 
 
*ERTUGRUL AĞIDI
Orta doğunun dumanı/Jandarma bilmez amanı/Ertuğrul'a düğün ettik/Ot biçim, orak zamanı
Orta doğunun yolları/Gide gide kavuşuyor /Ertuğrul’u vuran faşist/Albaylarla konuşuyor
Osman seni Osman seni/Yoz yetirmiş ustan seni /Vururlar mı arkasından /Sizde "arkadaş" diyeni
…………..
Hasına canım hasına
Haber salın babasına
Okulda bir yiğit ölmüş
Kuşlar dönüyor yasına