Türk milletinin sabrı deneniyor. Türk milleti sürekli tahrik ve saldırı altında… AKP’nin tavizleri ve beraber yol yürümeleriyle şımarttığı PKK, Türkiye’de iç çatışma çıkarmanın her türlü kıvılcımını yakmaktadır.

PKK’nın Diyarbakır/Silvan’da gerçekleştirdiği alçak saldırı ve PKK adına siyaset yapanların haddini aşan açıklamaları iç çatışma çıkarma tezgâhının son adımları olmuştur.

Son günlerde Türkiye genelinde yaşanan olaylar ve tırmanan gerginlik, ülkenin geleceği adına tehlike sinyalleri vermektedir.

PKK sempatizanlarıyla- halkın çatışma ortamına sürüklenmesi ve etnik kavgaya dönme ihtimali yüksek olaylar, Türkiye’de yaşanabilecek bir felakete davetiye çıkarmaktadır.

PKK’ya karşı halk ve vatandaş değil, devletin güvenlik güçleri mücadele etmelidir. Aksi bir durum Türkiye’de etnik temelde iç çatışma çıkarmaya çalışan küresel güçlerin ekmeğine yağ sürecektir.

Küresel güç odaklarının siyasette konumlandırdığı AKP bu durumun önüne geçecek dirayette ve şuurda değildir. Çünkü 9 yıldır uyguladığı politikalar küresel güç odaklarına hizmet etmiştir ve PKK’nın daha çok güçlenmesine neden olmuştur.

Türkiye’yi Türk milleti adına yönetmeyen zihniyetle yönetilen bir ülke manzarasıyla karşı karşıyayız. ABD’nin bölgedeki kaos planları adına hareket eden AKP’nin zaten PKK ile mücadelesi söz konusu olmaz. Ya ne olur?
PKK’ya yol verme ve PKK’yı her yönden meşrulaştırma vazifesi olur. PKK terör örgütünü Kandil dağında koruyan, besleyen ve yönlendirenin ABD, Barzani ve Talabani olduğunu bildikten sonra, AKP’nin siyasetteki konumunu da çok net görebilirsiniz.Çünkü AKP küresel projelerde bunlarla hareket etmektedir.

ABD’nin bölgede hedef seçtiği tüm ülkelerde kaos ve istikrarsızlık yaratma planları olduğu tüm uygulamalarından bilinmektedir.

Terör örgütü PKK’da bu planlar için maşa olarak kullanılmaktadır.

Türkiye’de herkes bu oyunu görmeli ve PKK’nın tahrikleri karşısında etnik çatışma oyununa düşmemelidir.

Kandil ve İmralı arasında sürekli devlet birimlerini pazarlık heyeti olarak kullanan ve “bu birimlerin başı hükümettir” havası atan Recep Tayyip Erdoğan uyarılmalı ve onun aklını başına alması sağlanmalıdır.

PKK’ya karşı vatandaş değil, AKP’nin yönetiminde olan devlet mücadele etmelidir. Toplumsal baskı bunu sağlamalı ve bu hedefte olmalıdır.

12 Haziran 2011 seçimleri bunun için fırsattı ama maalesef aksi yönde gelişti. Seçimlerde uyarılmayan AKP, uyuyan bir Türkiye yaratmaktadır.

Türkiye AKP’nin basiretsizliği ve PKK’nın tahrikleri sebebiyle bir karanlık meçhule doğru sürüklenmektedir.

Türk milletinin sağduyusu ve sabrı sürekli zorlanmaktadır. Toplumsal bir patlama olduğunda ülkenin büyük kayıplar yaşayacağını herkes çok iyi idrak etmelidir.

Öyle bir atmosfer var ki, her yan provokasyon kokmaktadır. Taş atanla taş atılanın aynı kişiler olma ihtimali bile çok yüksektir.

Karanlık yüzler için en verimli ortam hazırlanmaya çalışılmaktadır.

Vatandaşlarımız terör olayları karşısında yanan yüreğini böyle bir atmosfere kaptırırsa bölücü örgütlerin oyununa hizmet etmiş olur.

O yüzden devletin emrinde bir milyon askerin, bir milyon polisin olduğunu sağduyulu bir şekilde düşünerek, onların mücadelesine manevi destek vererek vatandaşlık görevi yerine getirilmelidir.

57.Hükümet zamanı terörün sıfırlanmasıyla, AKP iktidarı zamanında terörün artması ve PKK’nın adeta ülke yönetme noktasına getirilmesini çok iyi analiz edenler, meselenin tamamen zihniyetten kaynaklandığını görecektir.

PKK’ya karşı tavizsiz mücadele eden kazanır, PKK ile yol yürüyenler bu ülkeye acıdan başka bir şey yaşatamaz. Meselenin idraki bu kadar basittir.