Eurovision... 


Soru: 

“Niye kadın yoktu?..” 

Çünkü iyi değil... 

Başını örtüp iki adım arkadan yürüttükten sonra, bacağı gözükür diye koca 19 Mayıs bayramını kaldırdı ya imam... 

Erkek erkeğe artık... 



Soru: 

“Niye Musevi yarışmacı?..” 

Can Bonomo’nun doğup büyüdüğü şehre “Gâvur İzmir” dediler nasıl olsa... 

Bu da koç gibi gâvur İzmirli... 

Kedinin, kuşun, tavşanın, sincabın dahi saygı gördüğü... İnsanın aşka dönüştüğü... Sevginin din sayıldığı İzmir’den... 

Sadece insan... 



Soru: 

“Niye İngilizce?..” 

Çünkü Türkçe desen, dünyada bir tek Ramazan anlıyor... 

Ünlü bir tek otel adının, ünlü bir tek AVM’nin, ünlü bir tek büyük restoranın adının Türkçe olmadığı memlekette... 

Köftenin “cofte” olduğuna bakılırsa... 

Dil bilmez başbakanınızın, bildiği sadece iki kelime “van minit” ile diplomasi yapıp da dünyayı ayağa kaldırdığına göre... 

Anlamadığın İngilizce daha iyi sanki... 



Soru: 

“O gemi niye?..” 

Şarkıda gemi geçiyor çünkü... 

“Gemi” derken trene binseydi... 

Ayrıca otomobilimiz yok... “Yerlisini yapalım” diye koştular Kanada’ya, bize “yerli otomobil” yapsınlar diye... 

Uçağımız yok... Sahne koreografisinde uçak yapsan, yanına bir de kesimlik deve lazım ki uçtuğunda konsun... 

Metro?.. 

Japonlarda... 

Ama Karadeniz’de bir testere ve bir keserle dünyanın en görkemli teknelerini yapıyorlar, biraz olsun uydu... 



“İktidarın ilgisiz?..” 

Tam tersi... 

2003 yılında Sertab Erener ile Eurovision şarkı yarışmasında birinciliği kazanan TRTGenel Müdürü Yücel Yener ve arkadaşları hakkında soruşturma açıldı... 

Takip başladı... 

İstifa edip canlarını zor kurtardılar... 



Soru: 

Eurovision’da ne işimiz var?..” 

Ben de onu söyleyecektim zaten: 

Ne işin var?.. 

Sanatın içine tükürüp, heykelleri yıkıp, tiyatroyu kapatıp, edebiyatçıyı sürüp, yazarı hapishaneye kilitleyip... Sonra “Müzik sanatımızı beğensinler” diye medeni dünyanın kıçına takılıp koşturmanın ne anlamı var?.. 

Mekke’de “cüz okuma” yarışması yapılıyor... 

Ona gidersin...