CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Hükümetin uyguladığı yanlış tarım politikalarının  her alanda etkisinin yaşandığına  dikkat çekerek; “ Ekonomi Bakanı Nihat  Zeybekçi  2017 yılının ilk dokuz ayında  63.865  baş  86.4 milyon  dolar canlı sığır, 1.966 ton  7.8 milyon dolar  karkas sığır eti ithal ettiğimizi açıkladı. 27.6.2017  tarihli Resmi Gazetede  yayınlanan  Bakanlar Kurulu Kararı ile  canlı hayvan ithalatında  uygulanan gümrük vergisi  % 135’ten % 26  ya, Karkas  sığır etinde  %  100’den % 40  düşürüldü. Bu değişim besicileri doğrudan etkiledi. Çünkü tüccar besicileri maliyeti altında ürünlerini almaya zorladı. Gittiğim yerde besiciler hayvan satmakta zorlandıklarını anlatıyorlar. Ayrıca yem fiyatları ciddi tırmanış içinde. Bir yıl boyunca hayvanlar kapalı alanda  kalıyor. Meraları  hızla tüketiyoruz. Cumhuriyetin ilk yıllarında  44 milyon hektar  mera alanımız varken  mera ve çayır alanlarımız 14.6 milyon hektara kadar gerilemiştir. Yayılmaya gidecek mera azalınca  hayvan kapalı kalmakta ve tükettiği yem artmaktadır. Yemin  torbası  60 liraya kadar çıkmış durumdadır. Yem girdi maliyetleri ile besicinin durumu oldukça zor duruma ermiş, kimi besici bu işe başladığına pişmandır. Mazota ve diğer girdilere gelen zamlarla besiciler doğrudan etkilenmektedir. Ayrıca Buzağı ölümleri de durmuyor. Bakan Fakıbaba, Buzağı ölümlerini önleyeceğiz diyor ama  devlet kurumu olan TİGEM’de bile buzağı ölümleri ülke ortalaması altında değil. Önce Bakan oradan işe başlasın. Devlet kurumunda buzağı ölümlerini engellesin ki  besicilere alınan sonuçlara dayalı destek sağlansın” dedi. 

Gürer’e Niğde’de sorunlarını anlatan besici İbrahim Gülümser konuşmasında şu ifadelere yer verdi; “Saman fiyatı ciddi miktarda yükseldi fakat piyasada saman bulamıyoruz. Şeker fabrikalarıyla kota sorunu yaşayan çiftçilerden tonu 80 liraya şekerpancarı satın alıp, hayvan yemi olarak kullanıyoruz. Bir torba yem 60 liraya çıktı. Bugün bir buzağının piyasa fiyatı 2 bin lira. Biz sadece ilaca buzağı fiyatının 4’te biri oranında fiyat ödüyoruz ama yine de ölümlerin önüne geçemiyoruz. Ölen buzağıya otopsi yaptırıyoruz. Yüzeysel olarak yapılan otopsiden bir sonuç alınamadı. Geçmiş yıllarda da aynı sorunu yaşadık. Konya’ya ölen buzağının iç organlarını gönderdik, araştırdılar ve hiçbir hastalık tespit edemediklerini bildirdiler. Veteriner tavsiyesiyle torbası 500 liraya ilaç aldık ancak ölümlerin önüne bir türlü geçemedik” diye konuştu.

Ülkemizde tarım ve hayvancılığın samanı bile ithal edecek kadar kötü duruma geldiğine dikkat çeken Ömer Fethi Gürer; “Besiciler, samanın tonunun 650 liraya çıkmasına rağmen hayvanlarına yedirecek saman bulmakta zorlanıyorlar. AKP hükümeti samanı bile ithal edilecek noktaya taşıdı ülkeyi. Buna rağmen çözüm üretemiyor. Besicilerin girdi maliyetleri artıyor. Hayvancılıkta yem temininde sorun yaşanıyor. Bakım masrafı, veteriner masrafı ve diğer girdiler karşısında çaresiz kalan besicinin sorununun, gelip alanda görülmesi ve bu sorunların çözümüne yönelik gerçek manada çareler üretilmesi gerekiyor.  Besici 3 litre süt için 1 kilo yem veriyor.

Buzağı ölümlerinin engellenebilmesi halinde Türkiye’de et sorunu da sonlanacaktır. Besiciler buzağı ölümlerini engellemek için buzağı fiyatının 4’te biri fiyatına ilaç alıyor ama sorunu çözemiyor. Yapılan tahlil ve analizlerden de bir sonuç çıkmıyor.   Kontrollü hayvanda dahi ölümler var. Bu soruna acil ve kalıcı çözüm üretilmesi gerekiyor. Önceki dönemlerde ineğe teşvik veriliyordu, şimdi ise teşvikler buzağına veriliyor. Buzağı ölünce destek de verilmiyor. Türkiye’de buzağı ölümleri engellenemiyor. Sırbistan gibi bir ülkeden et ithal ediyoruz. Vatandaşımız kaynağı belirsiz ete mahkûm kalıyor. Hayvancılığın sorununu çözdük demekle sorun çözülmüş olmuyor ”dedi.

Editör: TE Bilişim