Geçen haftalarda bir iki yazımında “bu bahar emeğin baharı olmaya aday”, “Arap ezilenlerinin baş kaldırışı tüm Ortadoğu’yu saracak güçte” ve “8 Martla, Nevrozla başlayan bahar eylemlilik düzeyi yeni, yeni etkinliklerin muştucusu” diye yazmıştım. İşte o muştuların ilk örneği Metal İş Kolunda çalışanların Greve başlama haberleri dün ajanslara düştü. (cemrelerin havaya suya toprağa ısıttığı gibi emekçi yığınların mücadelesini ısıtmaya başladı.)
 
          Hatırlanacağı üzere işveren sendikası MESS’İN toplu sözleşme aşamasında yüzde 5.35 gibi sefalet artışı  önermesinin yanı sıra her işyerine farklı zam uygulamasını pazarlık konusu yapması, DİSK/Birleşik Metal İş Sendikası tarafından kabul edilmeyerek grev kararı alınmıştı. Birleşik Metal-İş Sendikasının 21 yıl sonra 33 iş yerinde aldığı ve yaklaşık 15 bin metal işçisini kapsayan grevin ilk adımı dün (23.03.2011 Çarşamba günü),  Eskişehir'de faaliyetini sürdüren, İtalyan sermayeli Candy grubunun kontrolünde bulunan Doruk işyerinde atıldı.*(kor düştü)
 
            Metal Grevinin Kazanması Birleşik Metal’in kazanması tüm emekçi sınıfların kazanması anlamına gediğini biran bile unutmadan “Tüm Emek Güçleri Birleşmeli top yekun mücadele araçlarını geliştirmelidir.” Unutmamalıyız ki işçi ve emekçilerin kazanılmış haklarını hedef alan saldırılar,  uluslararası sermaye merkezleri ve yerli uzantılarıyla tam bir işbirliği içinde yürütülüyor. Her konuda birbiriyle çatışan, rekabet eden tekeller ve kapitalist devletler biz emekçilerin hakları söz konusu olduğunda çıkarları için birleşerek tek vücut haline gelebiliyorlarsa biz emekçilerde kendi kazanımlarımızı korumak ve yeni haklar elde edebilmek için birlikte mücadele etme ve yan yana durma pratiğimizi geliştirmeliyiz. (Tekel direnişinin olumlu örneklerini daha da geliştirici eylemlilikler sergilemeliyiz.)
 
           Unutmayalım artık bu saldırılara “dur “ demenin vakti geldi de geçiyor bile. Eskilerin güzel bir deyimi var “bıçak eti geçti kemiğe dayandı” diye. Evet, emekçiler için bıçağın kemiğe dayandığı günlerdeyiz.
 
           İşte bu bilinçle Birleşik Metal-İş Sendikası  işçileri  MESS’in  düşük zam ve esnek çalışma dayatmalarını kabul etmeyerek aldı bu grev kararını ve bu kararını hayata geçirerek tüm Türkiye emekçilerine mücadelenin yolunu açmış olmanın haklı gururuyla Eskişehir de halaya duruyor Birleşik Metal İş e üye greve çıkan işçiler.
 
           Güçleri giderek artan ve yoğunlaşan sermaye güçlerinin saldırısı altında olan emek mücadelesi bu saldırıları boşa çıkaracak güce ve deneyime sahiptir. Yeter ki, aynı saldırıların hedefi olan emekçi kesimler olarak, din, dil, cinsiyet, siyasi düşünce,  işçi-memur, kadrolu-sözleşmeli, ayrımı gözetmeksizin sınıf dayanışmasını esas alarak tüm emekçilerin birleşik mücadelesini örgütlemede kararlı olalım.
 
            İşte o zaman, mücadelesini sadece ekonomik iyileştirmelerle sınırlamayan  Birleşik  Metal İşçisinin “inanmayanlar da inanacak, bu mücadele kazanacak” söylemi hayat bulacaktır.
 
            Biz sınıf sendikacılığına inanan sendika üyeleri olarak, bu mücadelenin kazanması için,  Birleşik Metal İşçisinin haklı mücadelesinin yanında yer alarak bütün grev alanlarında dayanışmanın örgütlenmesi için önerilerde bulunacağız. Örgütlü ya da örgütsüz bütün emek ve demokrasi güçlerini Birleşik Metal İş grevinin etrafında kenetlenmesi için, “çok ses tek yürek olmaya”,  hep birlikte, bu mücadelenin ve Birleşik Metal İş işçilerinin kazanması için dayanışmaya çağırmaya her platformda devam edeceğiz.
 
*Cemre = kor halindeki ateş