Öğrencilerin 25 günlük özürlü devamsızlık haklarını sağlık raporu almaksızın kullanabilmesini sağlayan MEB genelgesi, eğitim siteminin sınava dayalı olduğunu bir kez daha apaçık gösterdi. 

              Bakanlığın bu son açıklaması nasıl okunmalı!Sınavları dayattık ve hazırlığınıda özel sektöre havale ettik demenin diplomatik söylemi olarak mı okumalıyız.Yoksa okullarımızdaki müfredatın içini boşalttık 190 iş gününde kavranacak konular 145 iş gününde de verile bilir diye mi okunmalı.Hiç kuşkunuz olmasın MEB bu genelgenin velilerin yoğun talepleri üzerine yayınlandığını iddia edip,  ortaöğretim kurumlarında öğrenim gören son sınıf öğrencilerinin sınavlara daha rahat hazırlanabilmeleri gerekçesi olarak okumasını isteyecektir.(Orta ve İlköğretimlerde süreç  son üç,dört yıldır bakanlığın açıklaması beklenmeksizin "okul başarısını artırma" amaçlı olarak bu yönde işletiliyordu.)

             Yüzbinlerce öğrenciye yaşamlarının ilk baharında sınavları dayatanlar, özel okul ve dershanelerin kucağına gönderenler yarattıkları olumsuz tabloyu bu yolla ört bas etmeye çalışıyor.

             Gencecik beyinlere eve kapanmayı, ders kitaplarına gömülmeyi, acımasız rekabetin bir sonucu olarak sıra arkadaşına düşmanlaşmayı, 'kazanmak' için gerekirse okula bile gitmemeyi dayatanların öğrencilerimize vaat ettikleri tek şey ise koca bir hiç! Hergün bir yenisi açılan üniversitelerde yıllarca oyalanmayı, sonucunda da işsizliği vaat ediyorlar.Şimdi tam da "sınavlara inat yaşasın hayat" diye haykırma zamanı .Şimdi "bakanlık izni bırak,gençliğe bak","yaşasın sınavsız hayat" diye avazımız çıktığı kadar bağırma zamanı!

            Bakanlığın genelgesi düpe düz okunduğunda ," öğrencilerimizde yarattıkları tahribatı, bunalımı, stresi vs. engellemeye çalıştıklarını" iddia ediyor. Eşitsizlik gittikçe derinleşirken, eğitim tamamen ticarileştirilip okullar emekçi çocuklarının yüzüne kapatılırken, her yaşta yüzbinlerce insan sınavlar ile elenip öğütülürken bu genelgenin pek çok okuma yöntemi vardır.

            Bu sınav merkezli eğitim sisteminde okula zaman ayırmak dahi gereksizdir. Daha fazla dershane, daha fazla özel kurs demektir. Rekabet ve yabancılaşmadır. Daha fazla hayattan soyutlanma, yemek yememe, uyumama, dinlenmemedir. Az soru cevaplayanın yarışın dışında kalmasıdır. Okul,iş,atama bulamaması kısaca yarınlardan umutlu olmaması demektir!

            Uygulanan bu sistemde dershaneye gitmeyenin, özel kurs almayanın şansı olmadığı herkesçe biliniyor. Bırakın dershane masraflarını okul masraflarını ödeyemeyen, bu nedenle okulu bırakmak zorunda kalan, intihar eden, bunalıma giren öğrencilerimizin varlığı bu eğitim sisteminin sonucudur.

           Sadece ilk öğretim 7.8. sınıflarla ortaöğretimdeki  son sınıf öğrencilerin sorunu da değildir bu tek başına. SBS ile başlayan, KPSS'den TUS'una, doktora sınavlarına kadar tüm bir toplumu kuşatan bir cenderedir yaşanılan.Geleceği karartılan gençlere düşense; genelgelerini de, içi boşaltılan müfredatlarını da, piyasacı-rekabetçi eğitimlerini de, yaşamlarını zindana çeviren sınavlarını da  top yekun reddetmektir.