15–16 Ekim 2011’de, Kuruluş Genel Kurulu’nda, hep birlikte yeni bir meşaleyi tutuşturmuş, büyük bir heyecan ve coşku içinde Kongre’mizin ilk adımını atmıştık. Altı aylık bir zaman diliminden sonra, şimdi de barış, eşitlik, özgürlük ve kardeşlik ateşini yakmaya hazırlanıyoruz.

     Kısa, ama önemli deneyimler kazandığımız, birbirimizden, hayattan ve gelişmelerden öğrenerek sonuçlar çıkardığımız bir süreç yaşadık ve yaşıyoruz. Yılların birikimi, onca deneyim, onca girişimden sonra canlı, direngen ve umut dolu yanımızla başlattığımız Kongre Girişimi, Türkiye’nin önemli toplumsal örgütlenme modellerinden biri olma yolunda ilerliyor ve yavaş, yavaş egemen güçler karşısında demokratik bir siyasal seçenek haline geliyor.

     Altı ay önce başlattığımız çalışma yerellerde yaygınlık ve güç kazanıyor. Özel günlerde, canımız yandığında bir araya geldiğimiz, geçici platformlarla yetindiğimiz durumdan, birlikte mücadele etmenin olağanlaştığı bir sürece doğru yol alıyoruz. Bu kalıcı birlikteliğin kök salması, halka, emekçilere, işçilere, aydınlara dayanması için yeni politik kültür yaratmanın heyecanıyla ilerliyoruz.

      Hemen her kesimden ve çevreden gözlerin ve dikkatlerin HDK’ye yöneldiğini biliyoruz, görüyoruz. Yetersizliklerimiz, zayıflıklarımız olmakla birlikte, her tutum ve girişimimiz gücümüzü ve güvenimizi arttıran hamleler oluyor. Kongremiz daha şimdiden, Türkiye gibi çok kimlikli, çok inançlı, çok kültürlü, çok dilli bir ülkede geleceğin güzel günlerini örebilecek düşünce ve eylemin odağı olmaya başladı.

     Alan etkinliklerinde halklarımızın gösterdiği tutum, HDK’nin düşünce ve eylem yönünü perçinledi. Türkiye’nin karanlık ve acılarla dolu tarihinin sorgulanmasında, soykırım ve katliamlar karşısındaki yaklaşımımız halkları birbirlerine yaklaştırdı. İşçi sınıfının, emekçilerin, ezilen ve sömürülen halkların “Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs”ta ortaya çıkan olumlu tablo, kutlamalardaki yaygınlık, HDK’nin gücünü ve desteğini arttırdı.

      Dayanışmaya, mücadeleye, birlikte örgütlenmeye ve güçlü ses çıkarmaya duyulan ihtiyaç, HDK’yi Türkiye’nin en önemli demokratik kitle hareketi olmaya aday kılıyor. Dipten gelen hareket, gücümüzü her geçen gün biraz daha açığa çıkarıyor.

      Farklı kimliklerden, inançlardan, kültürlerden halklarımız, eşit, özgür ve kardeşçe bir geleceğin kurulabileceğinin umut ışıklarını görüyor. Farklı siyasi geleneklerden gelenler, Halkların Demokratik Kongresi’nde, yeni bir mücadele birliği, kararlı bir duruş sergilemenin yarattığı atmosferi soluyor. Suya atılan taşın oluşturduğu halkaların yarattığı tabloyu görmek, tüm emek, demokrasi, barış ve özgürlük güçlerini mutlu ediyor.

     12–13 Mayıs’ta Ankara’dayız. Türkiye’nin dört bir yanından, eşitlik ve özgürlük için; emeğin hakkı, barış ve demokrasi için; tüm renklerimizle, farklı dillerden sesimizin birbirine karışarak oluşturduğu insanlık korosuyla; dirençle, umutla Ankara’da Genel Kurulumuzu yapıyoruz.

     Demokrasinin, eşitliğin, özgürlüğün, emeğin hakkının, barışın kazanıldığı bir Türkiye yaratma mücadelesinde güçlü ve kararlı adımlarla ilerliyoruz. Yeni bir döneme, daha etkin, güçlü, kapsayıcı ve mücadeleci bir sürece, daha çok deneyim edinmiş olarak giriyoruz. Büyüyerek, genişleyerek, öğrenerek, birbirimizden destek ve güç alarak yürüyoruz.    

    Delegeler olarak, yerel yürütmelerde ve meclislerde aktif çalışanlar olarak 12–13 Mayıs’ta Ankara’da gerçekleştireceğimiz Genel Kurul’da yaptıklarımızı değerlendireceğiz; çıkaracağımız sonuçlarla yaşanılan ana ve geleceğe daha etkili müdahale etmenin zeminini güçlendireceğiz.