Eczacı Emin ATLI yazdı...

        Uzun yıllar önce pırıl pırıl akan, içinde yüzdüğümüz, balık tuttuğumuz Özden bu gün bir lağım çukuruna dönüşmüştür.  Biz de vahim,  korkunç,  vicdanı dağlayan durumu sadece seyrediyoruz.  Arada sırada derenin bize sinirlenip kokuştuğu, ben mahvoldum diye bağırdığını dahi hissetmemeye çalışıyoruz.  Bakın beni tedavi ettirmezseniz hastalığımı size de bulaştırırım, zaten bulaştırıyorum da; ama siz ne vurdum duymaz insanlarmışsınız. Size verdiğim emekleri helal etmeyeceğim diyor ÖZDEN. Bakıyorum herkes içinden konuşuyor kokudan bıktık diyor, lakin hiç biriniz benim hakkımı aramak ve temizlemek için mertçe ortaya çıkıp haykırmıyor, yazıklar olsun Borlular, siz eskiden böyle değildiniz, her meselede birlik beraberlik içinde problemlerinizi çözer, dernekler kurar okullar, tesisler yapardınız, size ne oldu, üzerinize ölü toprağımı saçıldı diyor ÖZDEN.

         İşin edebiyat tarafını bir tarafa bırakalım. Mesele yeşil diye öğündüğümüz Bor için, Borlular için hayat memat problemi haline gelmiştir. Niğde’nin, organize sanayinin, üniversitenin daha bilmem nerenin kanalizasyon suları barajdan Bor’a aktarılmaktadır. En zehirli kimyevi maddeleri içinde taşıyan bu mikrop yuvası acilen temizlenmelidir.  Bizim her şeyden önce bir numaralı problemimiz bu olmalı, barajdan çıkan sular hizmete girmeden önce mutlaka arıtılmalıdır. Bu güne kadar yapılan projeler, tabii yapıldıysa, rafta bekliyor olmalı, yapılmadıysa Borlular eskiden olduğu gibi el ele verip derdimizi açık seçik, içimizden konuşarak değil bağırarak yüksek sesle belediyelere, çevre bakanlığına duyurmalıyız. Miting mi yapacağız, yürüyüş mü yapacağız, Allah aşkına ne yapacaksak ortaya çıkıp yapalım. Duymayan kulaklara, anlamayan beyinlere anlatalım. Yeter artık! Yeter olsun! Bu denli zulmü cehalet!

 
Editör: TE Bilişim