Klasik silahların kaynağını bilirsiniz, hedefini bilirsiniz, menzilini bilirsiniz. Sonrasında ne kadar zarar verebileceğini de bilebilirsiniz. Ancak Siber silahların ne kaynağını ne hedefini ne menzilini nede doğuracağı zararları bilme şansınız yoktur diyen alkan şunları söyledi; “Dünyada ülkeler arasında ki siber savaşlar 7/24 saat dursuz duraksız devam ediyor. Gelişmiş bütün ülkeler çok yoğun bir şekilde siber ordularını ve siber polis teşkilatlarını kurmaya çalışıyorlar. Her yıl birlerce siber güvenlik uzmanı yetiştiriyorlar. Dünyada en çok siber saldırıya uğrayan ülkeler sıralamasında Türkiye sürekli ilk 10 da yer almaktadır. Bütün kritik bilgi kaynaklarımız, bütün kritik altyapılarımız ciddi derecede risk ve tehdit altındadır. Bu saldırılar sonucunda ne tür bilgilerimize erişildiğini, ne tür tahrifatlar yapıldığını ve kadar zararlar oluşturulduğunu bilmiyoruz.
Başta Enerji, Finans, İletişim, Ulaşım, Su, Barajlar, Gıda, Sağlık vb. olmak üzere bütün kritik alt yapılarımız tehdit altında olduğu gibi, kişi kurum ve kuruluşlarımızın, devletimizin bütün bilgi varlıkları da risk altındadır.
Bu savaşta yerimizi alabilmek ve siber savunmamızı oluşturabilmek için Türkiye’nin acilen en az 30 bin siber güvenlik uzmanına ihtiyacı var. Siber savunma için kullandığımız yazılım ve donanım altyapılarımızın %90’ı yabancı menşeilidir. Bu durumda siber güvenlikten ve ülke güvenliğinden bahsetmemiz neredeyse imkansız gibidir.
Gelişmiş ülkelerin yaptığı gibi biran önce yerli milli çözümlerimizi geliştirmenin yanı sıra, Siber alanda ihtiyaç duyduğumuz insan kaynaklarımızı biran önce yetiştirip, Çok güçlü siber ordulara sahip olmamız kaçınılmazdır.
Millet olarak bu kadar genç ve dinamik bir nüfusa sahip olmamıza rağmen ülke olarak doğru politika ve stratejiler geliştiremediğimiz ve bu konuda yeterince farkındalık oluşturamadığımız için üzülerek söylemek isterim ki, bilgi çağının en güçlü ülkesi olması beklenen Türkiye sanayi çağını ıskaladığı gibi bilgi çağını yakalama şansını da kaçırmak üzeredir. Bu çağı da ıskalamak üzeredir.” Diyen Alkan,
Devlet olarak bu alanda acil eylem planlarını oluşturmalı, Oluşturulan Siber Güvenlik Strateji Belgesi ve Siber Güvenlik Eylem Planı’nı kararlı bir şekilde hayata geçirmelidir. Aksi takdir de yarın için çok geç olabilir ve bu yüz yılda da hak ettiğimiz yerde olamayabiliriz.” Dedi.
Gençlere de seslenen Alkan, “Geleceğin en gözde mesleklerinden birisi olacak olan siber güvenlik uzmanlığı noktasında kariyer planlamalarınızı yapın ve bu alanlarda yoğun çalışmalara başlayın ki hem kendi geleceğinizi hem de ülke geleceğini güvence altına alasınız” dedi.
Yoğun bir ilgi ve katılımın olduğu konferansın sonunda Türk Ocakları Niğde Şube Başkanı Prof. Dr. Metin Hakan Severcan tarafından Sayın Prof. Dr. Mustafa Alkan’a konferansın anısına Türk Ocakları Niğde Şubesi anı plaketi takdim edildi.
Editör: TE Bilişim
