Şeker-İş Sendikası Bor Şube Başkanı Atalay Demirörs, yaptığı açıklama da ucuz tatlılarla sofranızı zehir etmeyin!. 


Yaşamakta olduğumuz Ramazan ayında halkımızı, ucuz ve sağlıksız ortamda imal edilen tatlılardan uzak durmaları konusunda uyarıyoruz.

  Sağlıksız ve merdiven altı diye tabir edilen ortamlarda üretilen tatlıları tüketmenin ileride başta genizde ve midede yanma olmak üzere obeziteye bağlı kanser, kalp rahatsızlıkları gibi birçok hastalığa davetiye çıkarabileceğinin,  vatandaşlara özellikle Ramazan ayında mısır şurubundan üretimi yapılan tatlı çeşitlerini tüketirken bir kez daha düşünmeleri tavsiyesinde bulunuyoruz.“Yaz sıcaklarına rağmen büyük özlemle karşıladığımız.Mübarek Ramazan Ayında bedenlerimiz gün boyunca açlık ve susuzlukla bir şekilde ilahi bir imtihan vermektedir. Özellikle açlık, kan şekerini de olumsuz yönde etkilediğinden vücudumuz tatlıya ihtiyaç duymaktadır. Burada insanlarımızın zihinlerini bulandırmak istemiyoruz. Ancak, gıda üreticileri tarafından tatlandırıcı olarak kullanılan ve pancar şekerinden daha ucuz olduğu için tercih edilen mısır şurubu şerbetinin, kalp ve damar sağlığını önemli ölçüde tehdit ettiği uzmanlar tarafından da sıkça dile getirilmektedir. Bir tarafta doğal pancardan üretilen şeker, diğer tarafta ise kimyasal işlemlerden geçirilerek elde edilen yapay tatlandırıcıları halkımızın tercihine bırakıyoruz. Ancak, sorumlu sendikacılık anlayışımız gereği de insanlarımızı Ramazan sofralarının tadını bozmamak adına mutlaka yüzde yüz doğal pancar şekerinden üretilen tatlıları tüketmeleri yönünde uyarmayı da vicdani bir sorumluluk olarak kabul ediyoruz” diye konuştu.

Pancar şekeri tercih ediliyor

   Şeker-İş Sendikası olarak başlattıkları çalışmaların yavaş yavaş meyvesini verdiğinin, başta tanınmış markalar olmak üzere Türkiye genelinde birçok tatlı imalatçısı ve içecek sektörünün ürünlerinde pancardan üretilen doğal pancar şekerini tercih ettiklerini görmekteyiz.

 “İnsan sağlığını ön plana çıkartan ve uyarılarımızı dikkate alan duyarlı üreticiler, pancar şekerine yönelerek bu konuda önemli bir adım atmışlardır. Kendilerine Şeker-İş Sendikası olarak bir kez daha teşekkür ediyoruz. Temenni ediyoruz ki; önümüzdeki günlerde imalat sektörlerindeki bu duyarlılığın daha da artmasıyla insanlarımız daha da bilinçlenecek, hasta değil, sağlıklı nesiller için önemli adımlar atılmış olacaktır. Burada ki önemli bir husus ise Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yeni çıkartılan Türk Gıda Kodeksi Gıda Katkı Maddeleri Yönetmeliği olan 5996 Yasa ile mücadele gücünün, merdiven altı imalat yapan işyerleri için kararlı bir şekilde sürdürülmesidir. Bakanlık, bu denetim gücünü hiçbir şekilde elden bırakmamalıdır.”

İnsanlarımızın sağlığı için Şeker Kanunu Tasarısı bu haliyle yasalaşmamalı

 Türkiye’de pancardan üretilen şeker miktarının yıldan yıla düşmesinin altında iki neden yatmaktadır. Bunlardan birincisinin kaçak yollarla ülkemize giren şeker, diğerinin ise yapay tatlandırıcılar olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle önümüzdeki günlerde Meclis’te görüşülmesi planlanan Şeker Kanunu Yasa Tasarısı’nın mevcut haliyle yasalaşmasının Türk Şeker Sektörüne vurulacak en büyük darbelerden biri olacağını düşünmekteyiz, piyasada Nişasta Bazlı Şeker ve kimyasal tatlandırıcıların önünün açılmasıyla insan sağlığının büyük ölçüde tehlikeye girebileceği uyarısında bulunuyoruz.

 Türk Şeker Sektörünün ülkemizin ihtiyacı olan 2,5 milyon tona yakın şeker ihtiyacının tamamını karşılayabilecek kapasiteye sahiptir.“Bütün uyarılarımıza ve Danıştay’ın bu yöndeki kararlarına rağmen, NBŞ kotaları Bakanlar Kurulu’nca her yıl yüzde 15’lere varan oranlarda arttırılmaktadır. Buna yasa dışı yollarla yılda 600–700 bin tona yakın kaçak şeker girişi ve 500 bin tonun üzerinde NBŞ üretimini de eklerseniz, şeker pancarı tarımı olumsuz yönde etkilenecektir. Dünyanın hiçbir ülkesinde bizde ki kadar NBŞ üretimi yok” Konunun çözümü için Başbakan Sayın Recep Tayyib Erdoğan ve milletvekillerine sesleniyoruz. Şeker Kanunu Yasa Tasarısı onaylanmadan önce mutlaka görüşlerinin alınması gerektiğini düşünüyoruz. Tasarının bu şekliyle yasalaşmaması gerektiğini düşünüyoruz.Şeker Kanunu’nun mevcut haliyle yasalaşmasının her fabrikanın en az 20 bin çiftçiye tarımsal istihdam sağladığı düşünüldüğünde 200 bin çiftçi ailesini doğrudan ve olumsuz yönde etkileyeceğini, yan sektörlerle milyonlarca insanın sektörden ekmek yiyemeyeceğini belirtmek istiyoruz.     

 Mübarek Ramazan Ayı’nın Ülkemize, Milletimize ve Tüm İslam Âlemi’ne şeker tadında hayırlara vesile olması temennisinde bulunuyoruz.



Editör: TE Bilişim