On sene önce doğan çocuklar büyüdüler…
On senede birer birey oldular…
On senede okumayı, yazmayı, düşünmeyi, problem çözmeyi öğrendiler… Soru sorma…
Bir de o sorarsa, çuvallarsın…
Cin gibi uyanıklar…
Sen uyanmadın…

On senede on binlerce gelişme oldu insan yaşamında…
Her şeyin akıllısını yaptılar…
Akıllı telefon…
Akıllı tava…
Akıllı araba…
Akıllı bina…
Akıllı klozet…
Akıllı kart…
Akıllı banka…
Akıllı yatak…
Fırının akıllısı çıktı mesela; tavuk koy, kızarınca “çevir” diye sesleniyor hanıma… Yani biraz daha akıl verseler, tavuğa “Geçmiş olsun birader, nasıl düştün?” diyecek…
Balık yerine içine hıyar koysan, itiraz ediyor…
Tanıyor çünkü fırın…
Sen?..
Akıllanmadın…

Ne yapmalı?..
On senedir; gurur duyduğun kahramanlarını hücrelere doldurarak, sana niyetlerini anlatıyorlar…
On senedir telefonla konuşmaya korkuyorsun, sana amaçlarını gösteriyorlar…
On senedir cumhuriyet değerlerini yıkarak kimliklerini kanıtlıyorlar…
Kömür dersen…
O kömür dahi, aslında sana on senedir yoksulluğunu ispatlıyor…
On senedir bakıyorsun…
On senedir dinliyorsun…
On senedir anlamıyorsun…

10 sene oldu…
On yaz, on kış, on ilkbahar, on sonbahar geçti…
On kez yeni yıla girdi, on kez çıktı dünya…
On kez havaya, suya, toprağa cemreler düştü…
On kez beyaza büründü…
On kez yeşile döndü ova…
On kez meyve verdi ağaçlar…
Arılar on kez kovan kovan bal yaptılar… Ayı on kez uyandı kış uykusundan… Leylek on kez gelip buldu yuvasını…
Kır çiçekleri on kez açtı…
On senede taş, toprak on kez uyandı… Sen uyanmadın…

Peki söyle yazgım, canım, kanım… Ne zaman?..
Ne zaman uyanacaksın?..