O seni yakalamış aslında…
Bırakmıyor da…
*
Yargı diyorsan…
Hâkim, savcı kendini kurtaramıyor…
Seni nasıl kurtarsın?..
*
Yasama?..
Zaten olmayan muhalefeti saymazsan…
TBMM tek kişiden ibarettir:
İmamdan…
*
Sandık?..
Seçmenin yüzde 74’ü “Evet, hırsız var” diyor…
Ama bugün seçim olsa, hâlâ ortalama yüzde 43 seçmen oyunu “Soyuyorsa beni soyuyor, sana ne?” diye kendisini soyana veriyor…
*
Kısacası bunun adı:
Kaos…
Nasıl kurtulacaksın?…
*
Yine de “Demokrasi gibi bir şey olsun” diyorsan…
Tek yolu kalıyor:
O yüzde 43’e derdini anlatacaksın…
*
İyi de…
Nasıl?..
*
Belki rastlarsan, ona dünyanın en bereketli toprakları üzerinde niye normal dünya insanları gibi yaşayamadığını sor…
İmamın söylediği gibi durumu iyi ise; niye valinin kömürüne, belediyenin makarnasına, nohuduna muhtaç kaldığını…
Mesele din iman ise; Allah’ın hırsızlar ve yalancılarla işbirliği yapmayacağını anlatabilirsen anlatacaksın…
*
Yok eğer; bunca kutu, bunca kasa, bunca dolar, bunca villa, bunca kaset, bunca kanıt, bunca itiraf, bunca yalan, bunca kir, bunca pislik, bunca rezillik…
Bunca dolan…
Bunca talan…
Bunca yalan…
Bunca vurgun…
*
Yine de anlamıyorsa…
Öp yanaklarından gitsin…
Dünyanın en aptal insanını öptün…