EGEMENLERİN 4+4+4 EYLEMLERİNE VE 23 MAYIS GREVİNE YANITI EMEKÇİ SENDİKAL HAREKETE OPERASYON DÜZENLEMEK OLDU!
 
 
Yine bildik bir polis operasyonu, yine onlarca gözaltı haberi… Sözde “KCK operasyonu” adı altında yine sabaha karşı evler basıldı, sendikalar genel merkezleri dâhil didik, didik arandı. Uzun zamandır AK Partisi Hükümeti’nin emek ve demokrasi karşıtı politikalarına yüksek sesle itiraz eden, kitlesel, örgütlü bir yapıyla tepki gösteren konfederasyonum KESK ‘in 2004 yılından bu güne hedef tahtasına yerleştirilmiş olduğu ilgili kamuoyunca biliniyordu.
 
     Dün (25/08/2012 Pazartesi) sabah saatlerinde Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Genel Merkezimiz ve bağlı sendikalarımıza yönelik baskınlar yapıldığı genel medya tarafından sür manşetten verildi. Başta Ankara olmak üzere, birçok ilde yapılan baskınlar sonucunda aralarında üst düzey yöneticilerimizin de bulunduğu 72 KESK üyesinin “KCK bağlantısı olduğu iddiasıyla” gözaltına alındığı bildirildi.
 
      Aralarında,  konfederasyonum KESK Genel Başkanı Lami Özgen, Tüm Bel-Sen Genel Sekreteri İzzettin Alpergin, Tüm Bel-Sen yöneticisi Yılmaz Yıldırımcı, SES Genel Sekreteri Sıddık Akın, Eğitim Sen genel sekreteri Mehmet Bozgeyik ve Kadın Sekreteri Sakine Eryılmaz’ın da bulunduğu 72 kişinin gözaltına alınması  sistemin emekçi sendikal harekete karşı nasıl bir hınç ile saldırdığının göstergesi olması açısından tarihteki yerini aldı.
 
     AK Partisi kurmaylarının öngördüğü “itaatkar ve muhafazakar toplum” tasavvuruna, emek ve demokrasi karşıtı politikalarına karşı yükselen toplumsal muhalefeti baskı ve zorla susturmak, sindirmek istediğini biliyor idik.. “Usta bir at terbiyecisi” gibi bir elinde havuç, bir elinde sopa politikası uygulayan sistemin egemenleri, Türkiye’yi tehlikeli bir yola sürüklemekte ısrar etmektedir. Muhalif hiçbir partiye, sendikaya, demokratik kitle örgütüne, hiç bir sese ve soluğa tahammül göstermeyecekleri su yüzüne çıkmıştır. Sokaklarda muhalif hiç bir sendikacı, siyasetçi, hukukçu, gazeteci, sanatçı, yazar, genç, kadın görmek istemediklerini bu operasyonla bir kez daha göstermişlerdir.
 
     Tüm ezilenler, emekçiler, ilericiler, demokratlar siyasal iktidarın bu faşizan tutumunu kınamalı konfederasyonum KESK ve KESK’e bağlı sendikalar başta olmak üzere tüm muhalif odaklara karşı yürütülen “operasyonlara” son verilmesi çağrısı yapmak için alanlara inmeli ve gözaltına alınan tüm ilerici, devrimci, demokrat ve  yurtsever sendikacıların, siyasi parti yönetici ve üyelerinin serbest bırakılması çağrısı en gür bir biçimde seslendirilmelidir.
    Saldırının bugünkü hedefinin kamu emekçileri olması da şaşırtıcı olmadığı gibi birleşik karşı bir duruş sokaklarda gösterilmediğinde saldırının boyutlanarak devam edeceği de bilinmelidir. Zira kamu emekçileri başta olmak üzere ezilenler, ötekileştirilenler, mazlumlar kısacası sistem dışlına yitilenler bir araya gelip, fiili ve meşru bir mücadele hattından yürümedikleri sürece “operasyon” yemeye devam edeceklerdir.
 
     Siyasal iktidarın temsil ettiği egemen sınıf, “içerde ve dışarıda savaş ve saldırganlık” pozisyonunu elden bırakmak istemiyor. Dışarıda kardeş komşu halklara yönelik savaş naraları atarken, son günlerde yaşanan gelişmelerin de gösterdiği gibi Suriye'ye emperyalist bir müdahalenin zeminini hazırlamak için yoğun bir gayret gösteriyor.  Ülkemiz içinde ise her türlü hak arama eylemini bastırma, hak arayanları zindana tıkma gözaltı/tutuklama/ceza terörünü tüm hızıyla sürdürdüğü görülmektedir.
 
     Biz işçi ve emekçilere dönük sosyal yıkım, kölelik saldırıları ile “güvenlik operasyonlarını” püskürtebilmenin yolu sınıf mücadelesini büyütmekten, “emekçilerin birliği, halkların kardeşliği” şiarını inadına daha yüksek söyleyerek, alanları yaz sıcağına inat daha da ısıtarak boşa çıkartacağımızı bilince çıkararak eylem hattımızı örmeliyiz.