Bu millet huzur istiyor. Hem de Anadolu insanının her zamankinden daha ziyade, birlik ve beraberlik, kardeşlik içinde yaşamaya ihtiyacı vardır.
Siyasilerimiz; kırmadan, dökmeden, halkı kamplara bölmeden, gerginliğe, ötekileştirmeye, ayrımcılığa, tahrike, bunalıma meydan vermeden politika yapmalıdırlar.
Bir takım yalanlar üzerine kurgulanan siyaset, su üzerine yazı yazmak gibidir. Aslında burada tehlikeli olan oyun, kamuoyunun Devlete, Yargıya, Orduya, Kolluk kuvvetlerine karşı güvensizlik duygusunu gündeme getirmektir. Bu ise tehlikeli bir oyundur.
Yakın tarihimizde 1960 ve 1980 ihtilalları ülkeyi ne hale getirdiğini biliyoruz. Bir çok suçsuz insan ceza evlerinde çürüdü.  Anadolu, kurtarılmış bölgelere ayrıldı. Kardeş kardeşe düşman oldu. Bir çok genç bir hiç uğruna hayatını kaybetti. Fitne o günlerde bu milletin huzurunu bozdu.
Hiçbir zaman yanlış yanlışla düzeltilemez. Bunun geri dönüşü de yoktur. Son pişmanlık fayda vermez. Geçmişten ders çıkartmak gerekir.
Bakınız Ortadoğu kan ağlıyor. Irak’ı, Libya’yı, Filistin’i, Suriye’yi, Mısır’ı, Kerkük’ü, Musul’u, Karabağ’ı, Hoca Ali’yi, Bosna-Hersek’i kana bulayanların hedefinde şimdi de Anadolu toprakları vardır. AB ve ABD ülkeleri olanlara seyirci kalmışlardır.
Ben buradan, iktidar ve muhalefet parti yöneticilerine itidalli davranmalarını tavsiye ediyorum. “Kol kesilsin yen içinde kalsın.” ama hiçbir zaman yapılan suçlar da örtbas edilmesin. Eğer ortada yolsuzluk ve suç unsuru varsa, bağımsız yargı organları bunun gereğini yapmalı. Yargıya müdahale ediliyor şaibesi güven olayına zarar vermektedir. Yürütme, Yargı ve Yasama organlarının her biri kendi içinde bağımsızdır ve buna saygı duymak gerekir.
Siyasi arenada sapla saman karıştı. Kimin eli kimin cebindedir belli değil. Birinin siyah dediğine diğeri beyaz diyor. Birbirlerini suçlamalar, belden aşağı vurmalar, küfürler, ithamlar, hakaretler havada uçmaktadır. Bu millet bunları hak etmiyor.
Seçim çalışmalarında demokratik haklar sonuna kadar kullanılmalı, her siyasi irade kendi projelerini ortaya koymalıdır. Bu hizmetler fazilet çalışmasına dönüşmeli. Kişi hak ve hürriyetine saygı gösterilmeli. Hukuk tartışılır hale gelmemeli. “Ben yaptım oldu” yanlış bir anlayıştır. Milli iradeye saygı gösterilmeli. Demokratik haklar sandıkta aranmalı ve sonuna kadar da kullanılmalıdır.
Yeter artık! Bu milleti germeye, siyasi rant uğruna kardeşi kardeşe düşman etmeye hiç kimsenin hakkı yoktur. Partiler kavgalarla, suçlamalarla değil projelerle yarışmalıdırlar.