Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Kuraklıktan etkilenen çiftçilere devletin destek olmasının elzem bir durum olduğunu, çiftçilere dekar başına 200 lira kuraklık desteğinin yanında, Tarım Kredi Kooperatifleri, Ziraat Bankası ve özel bankalara olan borçlarının 3 yıl faizsiz taksitlendirilmesi gerektiğini söyledi.

Bayraktar, bazı ürünlerde üretici ile market arasındaki fiyat farkının 4 katı aştığını vurgulayarak şöyle devam etti: “Karpuz 4,4 kat, kuru soğan 4 kat, patlıcan 3,7 kat, nohut 3,2 kat, salatalık ve kabak 3,1 kat fazlaya tüketiciye satılmaktadır.

Üreticide 34 kuruş olan karpuz 1 lira 50 kuruşa, 41 kuruş olan kuru soğan 1 lira 63 kuruşa, 1 lira 34 kuruş olan patlıcan 4 lira 54 kuruşa, 4 lira 35 kuruş olan nohut 13 lira 93 kuruşa satılmaktadır.  Üretici ve market arasındaki fiyat farkı en fazla yüzde 341,18 ile karpuzda görülmektedir. Karpuzu, kuru soğan yüzde 297,56, patlıcan yüzde 266,13, nohut yüzde 220,23, salatalık ise yüzde 207,02 oranında takip etmektedir.” Haziran ayında markette 14, üreticide 12 üründe fiyat artışı, markette 26, üreticide 13 üründe fiyat düşüşü olduğunu belirten Bayraktar, markette 2, üreticide ise 8 üründe fiyatın değişmediğini söyledi.

“Hasat edilen ürün miktarındaki artışlar fiyatların düşmesine neden oldu”

TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar fiyat değişimlerinin gerekçelerini ise şöyle açıkladı:

“Kiraz, karpuz, patlıcan, salatalık, kabak, domates, marul, kuru soğan, taze fasulye, salatalık, kabak, sivri biberde fiyat düşüşünün nedeni hasat edilen ürün miktarındaki artıştır.

Haziran ayında fiyatı en fazla artan ürün kırmızı mercimek olmuştur. Bu fiyat artışı yeni sezona ait olup, kuraklıktan dolayı yeterli ürün arzının olmamasından kaynaklanmıştır.

Patateste ki fiyat artışında ise Adana’da hasadın bitmesi nedeniyle arzdaki yavaşlama etkili olmuştur.

Kayısıda meydana gelen don, kuru kayısı fiyatlarının yükselmesinde rol oynamıştır.

Havuçta sezon sonuna gelinmesi fiyat artışında etkili olmuştur. 

Ispanak, maydanoz ve yeşil soğanda havaların ısınması nedeniyle hasat edilen ürün miktarındaki azalma fiyata yansımıştır.

Zeytinyağındaki fiyat artışı yeni sezona yaklaştıkça üreticinin elinde kalan ürün miktarının azalmasından kaynaklanmıştır.”

“Kuraklık topyekûn mücadeleyi gerektirmektedir”

TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, haziran ayı üretici market fiyatlarındaki değişimle ilgili yaptığı değerlendirmelerin ardından tarım sektörünün gündeminde ilk sıralarda yer alan konulara da değindi.

Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre ülkemiz son elli yılın en sıcak mayıs ayının bu yıl yaşandığına dikkat çeken Bayraktar, “Doğal olarak bunun sonucunda kuraklığın her şeyi yok eden yakıcı etkisini bütün şiddetiyle görmeye devam ediyoruz. Kuraklıktan en çok etkilenen kesim ise hiç kuşkusuz büyük bir özveriyle tarımsal üretim yapan üreticilerimiz oldu” dedi.

Mayıs başında yayınlanan Türkiye Ziraat Odaları Birliği 2020-2021 Tarımsal Üretim Dönemi Kuraklık Risk Tahmin Raporu’nda kuraklıktan zarar gören il sayısı 22 iken bu sayının mayıs ayı sonunda 41’e yükseldiğini hatırlatan Bayraktar, kuraklığın etkilerini ise şöyle aktardı:

“Mayıs ayı yağışlarının Türkiye genelinde geçen yılın mayıs ayına göre yüzde 66 oranında düşük olması ve Marmara Bölgesi hariç tüm bölgelerde yağışların azalması nedeniyle kuraklıktan etkilenen il sayısı artarak haziranın ilk haftasında 52’ye çıktı.

Mayıs ayında bölgesel olarak yağışlarda normaline göre en fazla azalma yüzde 83,3 ile Güneydoğu Anadolu, yüzde 82,7 ile Akdeniz, yüzde 69,2 ile İç Anadolu ve yüzde 65,5 ile Doğu Anadolu bölgelerinde gerçekleşmiştir. Mayıs ayında yağışlarda görülen yüksek orandaki düşüşler rekolte tahminlerinde de ciddi sapmalara neden olmuştur.

Hububat ve baklagiller kuraklıktan en fazla etkilenen ürünlerdir. Bu yıl arpa, buğday ve kırmızı mercimekte önemli üretim kayıplarının olacağı beklenmektedir. Kuraklık, sadece geçtiğimiz sezon ürünlerini değil, bu sezon ekilen ürünleri de etkilemektedir. Yeni ekilen mısır, şekerpancarı, patates, yeşil mercimek ve sebzelerde de kuraklık zararları görülmeye başlanmıştır. Meyveler, yem bitkileri ve meralar susuzluktan zarar görmeye devam etmektedir.

Önümüzdeki dönemde piyasada yaşanacak arz-talep dengesizliği sadece üreticileri değil tüketiciyi de olumsuz etkileyecek, öngörülebilirlik imkânsız hale gelecek ve tarım ürünleri fiyatlarında istikrar neredeyse hiç kalmayacaktır.”

Bayraktar, kuraklığın sebep olduğu bütün bu olumsuzlukların üstesinden gelmek için sadece TZOB üyelerinden çaba ve fedakârlık beklenmemesi gerektiğini ifade ederek, “Kuraklık, Türkiye için artık bölgesel bir sorun olmanın ötesinde millî bir meseledir ve üreticilerimizin tek başına üstesinden gelebileceği bir sorun olmaktan çıkmıştır. Kuraklık topyekûn mücadeleyi gerektirmektedir” dedi.

Et ve Süt Kurumu Ete % 25, Çiğ Süte % 8,5 Zam Yaptı Et ve Süt Kurumu Ete % 25, Çiğ Süte % 8,5 Zam Yaptı

“İkinci bir kuraklık yardım paketi gündeme alınmalıdır”

Kuraklıktan etkilenen çiftçilerimize devletin destek olmasının elzem bir durum olduğunu belirten Bayraktar, “Bu anlamda bizler çiftçinin sesi olarak Bakanlığımıza taleplerimizi ilettik” dedi ve şöyle devam etti: “Taleplerimiz doğrultusunda çiftçilerimize dekar başına 200 lira kuraklık desteğinin yanında, Tarım Kredi Kooperatifleri, Ziraat Bankası ve özel bankalara olan borçlarının 3 yıl faizsiz taksitlendirilmesi, elektrik ve sulama birliklerine olan borçları faizsiz 3 yıl ertelenmesi, yüksek olan TARSİM sigorta primlerinin düşürülmesi ve devlet desteğinin artırılmasını istedik. Kuraklığın sebep olduğu yaralara merhem olacak taleplerimiz kısmen karşılandı. Ancak alınan kararların uygulanması ve zamanlaması açısından yaşanan belirsizliklerin en kısa sürede giderilmesini bekliyoruz.  Örneğin, kuraklıktan etkilenen üreticilere verim kayıplarına göre 100 liraya kadar destek verileceği açıklandı. Ancak, şimdiye kadar yetkililerden desteklerin ne zaman, hangi orandaki zarara, ne kadar miktarda ödeneceği net olarak belirtilmedi. Ayrıca Ziraat Bankası ile Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borç ertelemesinin faizli mi faizsiz mi olacağı konularında da net bir açıklama yapılmadı. Beklentimiz bu belirsizliklerin ortadan kaldırılarak yaşadığımız olağanüstü kuraklık zararları göz önüne alınıp desteklerin netleştirilmesidir.

Taleplerimiz doğrultusunda hükümetimiz tarafından açıklanan ‘Kuraklıktan etkilenen buğday, arpa, yulaf, çavdar, nohut ve mercimek üreticilerine verim kayıplarına göre dekara 100 liraya kadar destek verileceği, kuraklığın oluştuğu bölgelerde hasar tespit çalışmalarının sonuçlarına göre çiftçilerin Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borçlarının erteleneceği, kuraklık sigortasında TARSİM devlet desteğinin yüzde 70'e, hasar ödeme oranının da yüzde 80'e çıkartılacağı’ açıklandı.

Bu kararlar kuraklıkla mücadelede ilk etapta önemli desteklerdir fakat bu kadar büyük ölçüde zararı maalesef yeterince karşılayamamaktadır. Hükümetimizin bu desteklere ek olarak ikinci bir kuraklık yardım paketini gündeme almasını bekliyoruz.”

“Kuraklıktan arıcılarımız da zarar gördü”

Pandemi sürecinde, gıda maddelerinin tedarik zincirinin en sağlam halkası olan tarımsal üretimin ne kadar önemli olduğunu tüm dünyaya gösterdiğini belirten TZOB Genel Başkanı Bayraktar, “Bu nedenle ‘üzerinde üretim yapılmayan bir karış toprağımız kalmamalıdır’ ifadesi hayatî önemi giderek daha iyi anlaşılmak zorundadır. Bunun için atıl durumda bekleyen 2 milyon hektar civarındaki arazimiz ivedilikle tarımsal üretime kazandırılmalıdır” dedi.

Bayraktar, kuraklık sürecinde arıcıların da zarar gördüğünü belirterek şöyle devam etti: “Kuraklık nedeniyle yem ham maddelerindeki üretim kaybının yanı sıra, bitki boylarının kısa kalması, meraların erken kuruması, saman ve kaliteli kaba yem bitkileri fiyatlarının artması hayvancılık sektörünü olumsuz etkilemektedir. Özellikle arıcılarımız tabii floranın erken kuruması nedeniyle kuraklıktan zarar gördüğü için bu yıl bal rekoltesinde de düşüş beklenmektedir.

Kuraklıktan etkilenen hayvancılık sektörümüzün bu süreçten en az zararla çıkması için büyükbaşta anaç hayvana destek verilmeli, küçükbaşta anaç hayvan başına verilen destek ve arıcılara kovan başına verilen destekler artırılmalıdır.”

Kuraklığın dışında sel, fırtına, hortum, dolu, don gibi afetlerden de üreticilerin etkilendiğini açıklayan Bayraktar, önemli ürün kayıplarının yaşandığını da vurguladı. Bayraktar şöyle devam etti:

“Geçtiğimiz yılın ekim ayından bu yılın haziran ayına kadar olan dönemde 36 ilimizde doğal afet meydana geldi. Bazı illerimizi defalarca etkisi altına alan bu olağanüstü doğa olayları nedeniyle sadece tarım ürünleri değil aynı zamanda üreticilerin kullandığı yapılar da önemli oranda zarar gördü.

Hububat, baklagiller, yem bitkileri, diğer tarla bitkileri, sebzeler, meyve ağaçları ve seralarda ciddi verim kayıpları meydana geldi. Balıkçı barınakları, üreticilerin evleri, ahırları, hayvanları önemli oranda zarar gördü.

Ziraat Odaları Başkanları’ndan alınan bilgilere göre, doğal afetler nedeniyle yüzde 20 ile yüzde 100 arası değişen oranlarda zarar gerçekleşti.”

Bu afetlerden zarar gören üreticilerimizin kredi borçlarının faizsiz ertelenmesi, üreticilere hibe olarak fide, fidan, tohumluk dağıtılması ve faizsiz kredi verilmesi için TZOB olarak girişimlerinin devam ettiğini açıklayan Bayraktar, şunları söyledi:

“Doğal afetlerden dolayı önemli zarar ve kayıplara uğrayan üreticilerimizin tarım sektöründen kopmamaları için bütün yetkililerden ve ilgililerden daha fazla çaba göstermelerini beklemekteyiz. Çünkü tarımsal girdi fiyatlarındaki aşırı artışlar ve üretim maliyetlerindeki istikrarsızlık nedeniyle pek çok üretici zorluklarla üretime devam ediyordu. Buna bir de kuraklık ve diğer doğal afetlerin verdiği zararlar eklenince, üreticilerimizi rahatlatmak için Bakanlığımızca kalıcı tedbirlerin alınması artık zaruri hale gelmiştir.”

Editör: TE Bilişim