31 Mayıs 2013 sabahında İstanbul Taksim Meydanı Gezi Parkında başlayan “Gezi Parkı Direnişi” ülkemiz sathına yayılmasından öte ülkemiz sınırlarından çok çok uzaklarda bile yankı uyandırması, kolluk gücünün orantısız gaz ve güç kullanmasına rağmen çeşitli biçimlerde devam etmesi, başlama nedenini aşarak “evrensel demokratik haklar” önündeki tüm sınırlandırmaların kaldırılması talebiyle birlikte siyasal iktidarın günlük yaşama değen politikalarına “dur deme” eylemlerine dönüşmesi köyüm  olan Bahçeli Kasabasına hiçbir etki yapmamış gibi!
     Yapmamış gibi dememin nedeni Bahçeli de “erken” kayısı hasadının kendine özgün telaşının olması. Nasıl bir telaş olduğu ancak yaşanarak anlaşıla bilir. 20-25 gün süren bu “telaşenin” ilk haftalarına sevgili annem Leman Özkan’ın emir kipinden ricasıyla mecburen tanıklık ettim. Annem “Gezi Parkı ağaçları mücadelenizle yerinde duruyor, benim dikmelerde deki kayısı rüzgâr karşısında yerinde duramıyor. İki gün daha geçerse hep çiğini yerden toplayı verir bi hayrını da göremeyiz.” “ Kiraz’ın, kayısının dalda duracağı vakit değil Göksel oğlum tez vakit köye yetiş” çağrısıyla birlikte erken hasat günlerine tanıklığım başlamış oldu.
      Kasabamız halinde kayısı, kiraz borsası çoktan kurulmuş, 7/24 alımlar metropol şehirlerin hallerinden gelen verilerle saatlik değişkenler göstermezse de günlük olarak değişmekte. Malatya (Tokalıoğlu) cinsi kayısı kalibre ve kalitesine göre 40 kuruştan 110 kuruşa kadar ağaçtan indirilmiş haliyle alıcı buluyor. Iğdır cinsi kayısı ise kilo başı 130 kuruştan başlayıp 2 liraya (200 kuruş) kadar daldan inmiş haliyle alıcısını buluyor. Günlük kamyon bazında alım yapanların yanı sıra kamyonet, pikap benzeri görece küçük araçlarla alım yapanlarla “kayısısını, kirazını bozupkantar başına getireniyle, malını ağaç başında verip bozucubekleyeniyle kasabamız tam bir erken hasat anaforuna kapılmış. Ee.. Anafor diyorum bizi de içine alıp son hızla kendi devinimine katı verdi.
      Gökhan Akın (Felsefe öğretmeni ve HDK İl yürütme kurulu sekreterimiz), Veysel Oyardı (Emekli Sıtma Savaş Uzmanı ve HDK Yürütme Kurulu Üyemiz) Erdal Özdemir (eğitim emekçisi ve biricik yuvalımız) ve bendenizden oluşan bozum ekibinin başı dayım Mustafa Orhan’dı. Emekli Sağlık Ast Subay  Kıdemli Baş Çavuş olmasından kaynaklı çalıştırma metotları bozum ekibinin “kayısıya karşı duran adam eylemi”, “kiraza ellemeyen adam eylemi” ve  “oturan bozucu eylemi” gibi taktiksel eylemliliklerle “gönüllülük ve yapa bilecekleri işe göre çalışma” prensiplerine bağlanınca tahta üçayak merdiven ayakları Minik Erdal’ımız kilolarından kaynaklı kırılmaktan, Veysel Dedemiz eğilip kalmaktan, Gökhan Akın’ımız dala çıkmaktan kurtuldu. Bendeniz ise kolaylaştırıcıolarak hepsine yardım etmekten kurtuldum.
     Gün, gece esen rüzgârdan kaynaklı döküntü kayısıların yerden toplanması zorunlu hareketleriyle başlayıp, dalından kayısı bozma egzersizleriyle devam ediyor. 10.30 ya da saat 11 gibi çay molası veriliyor. Yeri gelmişken Yüksel Yengem (Yüksel Orhan Em. Hemşire) yaptığı yemeklerle, demlediği çaylar ve yanındaki ikramlarla kaysı haşatımızı kelimenin tam anlamıyla kaysı şölenine dönüştürüverdi. Tüm lojistik destekleriyle teşekkürlerimizi fazlasıyla hak etti. Teşekkürler Yüksel Yenge.
     Öğle yemeği kayısının bozum seyrine göre 13,13:30,14 hatta bozumun o günlük bitim saatine sarka biliyor. Çünkü “dalından kasalara indirdiğin malı (kayısı, kiraz, Iğdır) kasaba haline götürüp alıcısına günün raşinden vermen ve deftere yazdırmadan peşin nakde çevirme zorunluluğun var. Deftere yazım işi paranın ele geçme süresini bir iki gün geciktirdiği için başta annemin ve tüm bozum ekibinin moral motivasyonu üzerinde olumsuz etki bıraktığı geçmiş deneyimlerden bilindiği için emeğimizi esirgemeden “alıcının kasalarına” yeniden yerleştirme işlemlerini hiç erinmeden bir iki kez tekraren geçekleştirsek de günlük bozulan malı günlük nakde çevirme başarısı gösterdik.
    Kasabam Bahçeli’de kayısı hasat anaforu tüm hızıyla devam etmekte. Bizim ekip “Şeker Pareler olgunlaşana dek hasada ara verdi. Annem “hazır buradayken bağlara kükürt atma, vişne ve ak kiraz reçelini kaynatma…” yollu taleplerini “hepsi olacak Leman sultan hepsi olacak daha zamanı var, önce sağlığına dikkat et” sakinleştirmeleriyle karşılayarak köyümün hasat ve iş anaforundan birkaç günlüğüne de olsa dışarı atma fırsatını buldum.
   Evet, Gezi Direnişinden demokratikleşmeye, yerlimizdeki gelişmelerden ülkemizin gündemine oturan konularda yazarak “hasbihâl” etmeye “kayısı hasadı” nedeniyle kısa süreliğine de olsa ara verdiğim için tüm okurlardan özür diler, anneler gününün mayısın ikinci pazarı değil her gün olduğu bilinciyle hareket ettiğimi bilmelerini isterim.