<span style="font-family: Verdana; font-size: 11pt; text-align: justify;">Şu anda belki de en fazla ilgi gören Köşe Yazarlarımızdan Yılmaz Özdil'in İzmir Gazeteciler Cemiyeti ve Türkiye Gazeteciler Federasyonu Başkanı Atilla Sertel'le ilgili değerlendirmesini okudunuz mu?</span> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify"><span style="font-size:11.0pt; font-family:Verdana">Yılmaz Özdil'in 15 Aralık 2012 tarihli Hürriyet Gazetesi'ndeki “Gazeteci” başlıklı köşe yazısının özetini izninizle bir kez daha gözden geçirelim:<o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify"><i><span style="font-size:11.0pt;font-family:Verdana">“…Mustafa Balbay içeri tıkılalı yedi ay olmuştu, ha bugün ha yarın derken, çıkacağı yoktu. Kafalar karışık, yürekler pırpırdı, basın tırsıyor, tutuklu gazeteciler hakkında haber yapmak bile tehlikeli bulunuyordu.<o:p></o:p></span></i></p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify"><i><span style="font-size:11.0pt;font-family:Verdana">Bir kişi hariç…<o:p></o:p></span></i></p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify"><i><span style="font-size:11.0pt;font-family:Verdana">O güne kadar yapılmayanı yaptı, bindi otomobiline, Silivri'ye gitti. Savcıya başvurdu, izin istedi, kabul edildi, ailesi dışında görüşen ilk kişi oldu.<o:p></o:p></span></i></p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify"><i><span style="font-size:11.0pt;font-family:Verdana">İşte her şey o anda başladı.<o:p></o:p></span></i></p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify"><i><span style="font-size:11.0pt;font-family:Verdana">“Merhaba arkadaş” dedi,”Yalnız değilsin.”<o:p></o:p></span></i></p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify"><i><span style="font-size:11.0pt;font-family:Verdana">Bir kişi…<o:p></o:p></span></i></p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify"><i><span style="font-size:11.0pt;font-family:Verdana">Korku duvarını yıkmıştı.<o:p></o:p></span></i></p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify"><i><span style="font-size:11.0pt;font-family:Verdana">Arkasından kimsenin gelmesini beklemedi, açtığı o gedikten yine kendisi ilerledi. <o:p></o:p></span></i></p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify"><i><span style="font-size:11.0pt;font-family:Verdana">…<o:p></o:p></span></i></p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify"><i><span style="font-size:11.0pt;font-family:Verdana">İlk kez o ay 10 gazeteciyi Silivri'ye götürdü.<o:p></o:p></span></i></p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify"><i><span style="font-size:11.0pt;font-family:Verdana">Böylece, tek tük, cılız da olsa, gazete köşelerinde Silivri haberleri çıkmaya başladı.<o:p></o:p></span></i></p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify"><i><span style="font-size:11.0pt;font-family:Verdana">… <o:p></o:p></span></i></p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify"><i><span style="font-size:11.0pt;font-family:Verdana">Kapsamı genişletti, gazetecilerin sadece Mustafa Balbay'la, Tuncay Özkan'la değil, öbür tutuklularla görüşmelerini de sağladı.<o:p></o:p></span></i></p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify"><i><span style="font-size:11.0pt;font-family:Verdana">Çünkü, meslektaşları tarafından yalnız bırakılan profesörler, subaylar, O'ndan yardım rica ediyor, seslerini duyurabilmek için aracılık etmesini istiyordu.<o:p></o:p></span></i></p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify"><i><span style="font-size:11.0pt;font-family:Verdana">Nefes olmuştu…<o:p></o:p></span></i></p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify"><i><span style="font-size:11.0pt;font-family:Verdana">Sanırım o nedenle, Müyesser Yıldız serbest kalır kalmaz, ilk iş O'nu ziyarete gelmiş ve “Havamız, oksijenimiz oldun” demişti.<o:p></o:p></span></i></p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify"><i><span style="font-size:11.0pt;font-family:Verdana">Hakarete uğradı tabi, yalanlarla iftiralarla linç etmeye çalıştılar, durdurmak için darbeci bile dediler O'na, yılmadı, göğüsledi. Neredeyse her duruşmaya geldi. 200'den fazla muhabiri-köşe yazarını Silivri'ye götürdü. İçeridekilerin hayatı hakkında bu güne kadar yayınlanan haberlerin-yorumların yüzde 80'ini O'na borçluyuz.<o:p></o:p></span></i></p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify"><i><span style="font-size:11.0pt;font-family:Verdana">…”<o:p></o:p></span></i></p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify"><span style="font-size:11.0pt; font-family:Verdana">Yılmaz Özdil, Hürriyet'teki köşesinde Atilla Sertel'le ilgili böyle yazıyor.<o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify"><span style="font-size:11.0pt; font-family:Verdana"> Bana göre, yüzde 80'i yüzde 95'e çıkarmak abartı olmaz.<o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify"><span style="font-size:11.0pt; font-family:Verdana"> Özdil'in değerlendirmelerinden Sezar'ın hakkını vermeye çalıştığını çıkarabiliriz. İçinde özeleştiriye de yer verildiğini söyleyebileceğimiz yazıdan güzel bir analiz yapma olanağı bulabiliriz.<o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify"><span style="font-size:11.0pt; font-family:Verdana">Dumanlı havanın dağılmasını bekleyen kurt gazetecileri (!) düşünebiliriz.<o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify"><span style="font-size:11.0pt; font-family:Verdana"> Örneğin, Ankara Gazeteciler Cemiyeti'ni sorgulayabiliriz. Ankara Gazeteciler Cemiyeti olmanın sorumluluğu yok mu? Ne yerler, ne içerler, nerelere takılırlar, bilen var mı?<o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify"><span style="font-size:11.0pt; font-family:Verdana"> İsterseniz Ankara Gazeteciler Cemiyeti'nin ne yaptığına geçmeden önce Yılmaz Özdil'in anlatmaya çalıştığı Atilla Sertel'in pek duyulmayan yanlarını ele alalım.<o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify"><span style="font-size:11.0pt; font-family:Verdana"> 2009'da Türkiye Gazeteciler Federasyonu Başkanlığı'na seçilen Sertel, 12 yıl boyunca dikili ağacı bile olmayan TGF’ye öncelikle idare bina satın aldı. Bu kurumu kendine ait binaya taşıdı, özgüvenli ve daha rahat çalışma ortamı yarattı.<o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify"><span style="font-size:11.0pt; font-family:Verdana">Daha da önemlisi, Federasyon'daki antidemokratik uygulamaları kaldırdı, tekelci zihniyeti yıktı. Delege ağalığına son verdi. Tüzük değişikliği yaparak, seçimlerde her ilin eşit sayıda delegeyle oy kullanmasını sağladı.<o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify"><span style="font-size:11.0pt; font-family:Verdana">Bu ne demekti? Federasyon'un kurumsallaşması ve demokratikleşmesi.<o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify"><span style="font-size:11.0pt; font-family:Verdana">Nazmi Bilgin'in 12 yıl boyunca Ankara Gazeteciler Cemiyeti'nden yönettiği Türkiye Gazeteciler Federasyonu'nu düşünebiliyor musunuz?<o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify"><span style="font-size:11.0pt; font-family:Verdana">Utanç verici değil mi?<o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify"><span style="font-size:11.0pt; font-family:Verdana">350 delegesi bulunan Federasyon'un Nazmi Bilgin dönemindeki kongrelerde sayının hiçbir zaman 150'yi geçmediğini biliyor musunuz? <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify"><span style="font-size:11.0pt; font-family:Verdana">Neden acaba?<o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify"><span style="font-size:11.0pt; font-family:Verdana">Burada, yüzde 40'ı bulmayan katılımın sürekli neden çok düşük olduğu sorusu gelebilir aklımıza.<o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify"><span style="font-size:11.0pt; font-family:Verdana">Sözde, soran, sorgulayan konumdaki toplumun doğal önderleri denilen gazetecilerin yarısından fazlası kendi genel kuruluna neden katılmıyordu dersiniz?<o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify"><span style="font-size:11.0pt; font-family:Verdana">Demokrasiden, demokratlıktan söz eden Nazmi Bilgin'in, tüzüğünü kendisinin hazırladığı, kurallarını kendisinin belirlediği Federasyon'da dilediği gibi yaptığı genel kurullara en az 50 Ankara delegesiyle katılıyor olmasından olamaz mı? <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify"><span style="font-size:11.0pt; font-family:Verdana">İşte burada Atilla Sertel'in farkı çıkıyor ortaya. Sertel, “İzmir'den 20 delege, Artvin'den 2 delege oy kullanabilir” dayatmalarını tüzükten kaldırdı. Eşitliği sağladı, adaleti getirdi. Her ilin 4 delegeyle temsil edilmesinin önünü açtı. <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify"><span style="font-size:11.0pt; font-family:Verdana">Böylece, Atilla Sertel'in yaptığı ilk Federasyon seçimlerinde yüzde 98 gazeteci katılımı sağlandı.<o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify"><span style="font-size:11.0pt; font-family:Verdana">Gel gör ki, Sertel, Bilgin'e bir türlü yaranamadı. Herhalde saltanatın çöküşü sindirilemedi. Mahkeme kapıları mesken tutuldu.<o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify"><span style="font-size:11.0pt; font-family:Verdana">Federasyon'un, Basın İlan Kurumu'ndan ne kadar “Bayram ilanı” aldığının savaş tamtamları çalmaya başladı.<o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify"><span style="font-size:11.0pt; font-family:Verdana">Çok ayıp. <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify"><span style="font-size:11.0pt; font-family:Verdana">Ankara Gazeteciler Cemiyeti'nin götürdükleri ise gündeme bile gelmiyor. <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify"><span style="font-size:11.0pt; font-family:Verdana"> Deniyor ki, “Türkiye Gazeteciler Federasyonu'na resmi ilan verildiğini öğrendim. Cemiyetimizin 24 Saat Gazetesi, ne kadar zarara uğratıldı? Tarafıma bildirilmesini rica ederim.” <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify"><span style="font-size:11.0pt; font-family:Verdana">Çok ilginç, bunun adını koyamıyorum.<o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify"><span style="font-size:11.0pt; font-family:Verdana"> Ankara Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, “Federasyonu ben kurdum. Atilla Sertel'in Başkan seçilmesini ben sağladım. O tarihten son genel kurula kadar bir büyük kurucu ağabey olarak her türlü kulis ve dedikodudan uzak durdum. Federasyon'u yönettiğim 12 yıl içinde demokrasiyi, çok sesliliği, “Tek yumruk ve tek ses” sloganını benimsedim” dediği mektuplarla Atilla Sertel'e gönderme yapıyor. <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify"><span style="font-size:11.0pt; font-family:Verdana">Oysa övünürken, “Ben” merkezli iç dünyasını yansıtıyor: “Federasyon'u ben kurdum. Atilla Sertel'in Başkan seçilmesini ben sağladım” derken, kendisinin dışındaki gazetecilere “Evetçi” gözüyle baktığı ortaya çıkıyor.<o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify"><span style="font-size:11.0pt; font-family:Verdana">Bilgin, ulu dağları ben yarattım edasıyla dolaşıyor. Kulislerin göbeğinde yer aldığı ve Atilla Sertel'in karşısına Nuri Kolaylı'yı itekleyerek harcanmasına neden olduğu biliniyor. 12 yıl boyunca çok sesliliği savunduğunu, aynı anda “Tek yürek ve tek ses” sloganını benimsediğini söylemesi, çelişki içindeki ruh halini gösteriyor.<o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify"><span style="font-size:11.0pt; font-family:Verdana">Nazmi Bilgin'e bunlar hiç mi, hiç yakışmıyor. <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="text-align:justify"><span style="font-size:11.0pt; font-family:Verdana">Atilla Sertel ise adam gibi duruşuyla, üretken, uygulamacı ve demokrat yapısıyla fark atıyor.<br /> <br /> <br /> <br /> <o:p></o:p></span></p>