Ara karne tatiliyle gelen kış mevsiminin olmazsa olmazı yoğun kar yağışı nedeniyle memleketim olan Bahçeli Kasabasındaki baba ocağımızın çırasını yakıp, bahçe içinde tek katlı mütavazi  bağ evinin "damındaki karları kürümek" ve bi biçimiylede 1. dönem çalışmalarının yorgunluğunu atmak,sessizlik ve dinginlik içerisinde bitiremediğim 2,3 kitabı okuyup bitirmek başlamaya niyet edip elime alamadığım kitapları elime alabilmek hele hele de  "kuzine soba" keyfini yaşamak üzere baba ocağına vardım.

       Yoğun bir kar temizleme mücadelesinin ardından sobamızın yanmasının ardından bacadan çıkan dumanı izlemenin mutluluğu ve tarifsiz kıvançı tüm fiziki ve ruhi yorgunlukların bedeninden akıp gitmaesine,yep yeni bir enerjinin dolmasına neden oluyor.Kuzine sobanın çıtırdısından gayri sesin olmadığı tek katlı taş evin duvarlarındaki çoktan ebediyete intikal etmiş aile büyüklerinin çerçeveli fotorafları ve onlardan kalan tesbih,saat,baston vb.eşyaların sergilendiği bölünden  annannem Feride Orhan'ın babası "Köstüklü Süleyman Hoca'nın" kitap okuma rahlesini alıp sobanın yanında ısınmış minderide dizim altına alarak yarım kalan kitapları okumaya başladım.

         Hani derlerya "anlatılmaz yaşanır" öylesi bir haz benim için köyde baba ocağında olmak.Kış şartlarında köy yaşantısı meşaggatli öncelikle soba sönmeyecek,yeterinden kat ve kat fazla odun mevcut (elma hasatı "bozumu" sonrası yapılan budama işlemi sonucu kış ne denli zor geçerse geçsin fazla fazla yakacak oluşur) ancak kuzine sobanın "kovası" boyutlarına getirmek için baltayla bir hakli uğraşmak gerek.En iyi günlük sportif faliyet bu! Günün yakacağını hazırlarken ter temiz havada sporunuda yapmış oluyorsun.Bu yetmez dersen ekmek evinin,elma anbarının damlarına yağan karları kürümek nabız atışını direk 120 lere rahat çıkarır.Fakat bunca uğraş sonucu soba üzerinde demlenmiş ve yer minderi üzerinde oturarak içtiğim bir bardak çay ile yediğin cevizli bizidan pekmezli dürümü (yufka ekmek ile) güne başlarken yaptığın zorunlu sporun tüm yorgunluğunu üzerinden alıp yeniden canlanmanı sağlar.

        Bence kış mevsiminin köy şartlarında yaşanılacak kılan en büyük gereç "kuzineli soba" bu araç gerçektende harikalar yaratıyor.Önce hızlı bir biçimde ortamı ısıtıyor.Kuznelerinde (en az bir veya iki göz bulunur)öğün yemeklerinden tutunda "fırın kebab'a" kadar ne isterseniz yapa biliyorsunuz.Patates közlemeden ,kestane kebab a ,köfter tatlısından şeker pare dolmasına hüneriniz neyse gerçekleştirebileceğiniz mütiş bir araç.Kaldığımız süre boyunca eskiden yeniden becerilerimiz ölçüsünde "kuzineli sobamızın" hakkını verdik! Müthiş tatlar ve damak zevkimize uygun yemekler yaptık.Yaptık diyorum çünkü kardeşim Tansel Özkan'ın emeklerini yadsıyamam.Ağabey olmanın, kardeş sahibi olma zenginliğini bu kış dinlencesi boyunca tüm iş ve işlemlerde  öz veriyle yardımcı olarak  layıkıyla yaşattı.Tüm kalbimle teşekkür ederim sevgili kardeşim.(Şekerpare dolmasının tadı damağımda kaldı,onun içinde birkezdaha teşekkür ederim)

       Rahlede okuyup bitirdiğim kitaplardan önereceklerim. Can Yücel "Lüsyen" i Şair-i Muazzamın Abdülhak Hamid Tarhan'ın yaşamını farklı ve belgesel tadında anlatmasıyla öne çıkıyor. Can Yayınlarından çıkan kitap "tarihe gizlenmiş bir aşk hikayesi"etrafında Osmanlının son dönemi ve genç Cumhuriyetin ilk yıllarındaki entellektüellerin yaşam biçimini tanıtması açısından da okunmaya değer.(541s.28.50TL)

     2.kitap Mihri Belli "İnsanlar Tanıdım" Mihri Belli'nin anıları Doğan Kitapçılıktan sunuluyor Mihri Belli "insanlar Tanıdım'da kişisel tarihini yazmakla Türkiye tarihine ve içinde yer aldığı devrimci mücadele tarihinede tanık ediyor.(1412s. 2 cilt 58TL)

     3. kitap tabir yerindeyse "çerezlik" "Mösyö" Hanefi Avcı'nın Yazamadıkları alt başlığıyla Kara Kutu Yayınlarından okuyucuya sunulmuş,Mehmet Baransu günceli yakalamış baştada  belirtiğim gibi "çerezlik" keyfle okunuyor.(447s.19 TL)

     4. Kitap"Piraye"Canan tan'ın Kitabı Altın Kitaplar Yayınevi tarafından 10.kez okuyucusuyla buluşturuluyor.Bir solukta okunuyor.Diyarbakır şehrini görmeyenlerin biran önce Diyarbakır'ı göresini getirtecek denli usta işi bir roman, okumaya başladığın an okuyucusunu içine alıp son sayfasına kadar  bırakmayan bir roman.(432s.19.50TL)

     5.kitap "Kan Kurumaz" Sami Özbil'in romanı Ceylan yayınlarından basımı yapılmış, "Soluk Soluğa" birinci romanıydı Kan Kurumaz ikinci romanı Sami Özbil eserlerini ağır cezaevi koşullarında üretmesi açısındanda okunması gerekli yazarlarımızdan.Halen Kocaeli 1 No lu F tipi hapishanesinde yaşamakta (396s.18TL)

    6.kitapta Ceylan Yayınlarından Hasan Oğuz'un "Sınıf Felsefe İnsan" Postmodernizim ve Nietzsche Eleştirisi Alt başlığı ile okuyucuyla buluşturuluyor İnsanı aramak "insan olmak" yabancılaşmanın kökenlerini bulmamıza rehberlik edecek güzellikte bir çalışma Hasan Oğuz'un "İşçi Sınıfının Anatomisi" çalışmasıda mutlak okunması gereken bir araştırma inceleme kitabı. Sınıf Felsefe İnsan "baş ucu kitabı" olacak nitelikte her an elimizin altında olması geren kitaplardan.(255s.16TL)

    Günlerinizin okuyarak geçmesi dileğiyle sevgiyle kalın hoşçakalın. (Sevgi demişken 14 Şubat "sevgililer günü" geyiğinde illa hediye almanız gerekiyorsa sevdiğinize "kitap" hediye edin derim!)