Ne zaman yerel seçim olsa, yıllarca ortalarda görünmemiş, yerel yönetimlere, ülke ve dünya siyasetine karşı en ufak bir tavır veya söylemi bilinmeyen, kerameti kendinden menkul bir sürü tip beliriverir.
     Gözlerine kestirdikleri, AKP iktidarı döneminde çoğunlukla da “kazanma garantisi” gördükleri koltuklara ve pozisyonlara aday adaylıklarını açıklayıverirler. Belediye Başkanlıklarına, il genel meclisi üyeliklerine ve belediye meclisi üyeliklerine aday adayı olurlar.
     Aday adaylığı, elbette demokratik düzende ilke olarak herkesin hakkı olan olağan bir süreçtir. Zaten hak edilen bir adaylığa kimsenin diyeceği de olamaz. Ama ne kapasitesi, ne üretkenliği, ne mücadelesi, ne muhalefeti, ne birikimi, ne de tecrübesi yeterli olmadığı halde, ya devlet bürokrasisi içerisinde hızla yükselmek ya da başında bulunduğu müteahhitlik firmasını inkişaf ettirmekten kaynaklı olarak başta iktidar partisi olmak üzere tüm düzen partilerinde aday belirleme sürecinin son virajına girilmesine rağmen kelimenin tam anlamıyla bir aday adayı enflasyonu yaşanıyor.
      Seçim ve adaylık sürecine kadar, ortalıkta görünmeyen, suya-sabuna dokunmamış, kamuoyunda bilinen yerel bir projeyi, mücadeleyi bırakın yaşadığı toplum içerisinde kendi farkındalığını dahi yaratamayan çok sayıda kişi, büyük bir heves ve şişirilmiş bir özgüvenle kendilerini “kazanma garantisi” gördükleri koltuklara aday adayı görüyorlar.
     Şehrimiz cadde ve sokaklarını süsleyen (siz görüntü kirliği olarak okuyun) büyük boy resimlerle kendilerini tanıtmak isteyen aday adaylarının bence % 99’u belediye başkanlığına aday gösterilmeyeceklerini bile bile aday adayı oluyor. Çünkü başta da belirtiğim gibi kişisel veya şirketsel hesap içerisindeler. Olursa ne ala. Olmazsa zaten aday oldukları parti 12 yıldır iktidar partisi. Eee. 2015’ekadar da iktidarları devam ediyor. Yani aday olamaz ise de, aday olup kazanamaz ise de kendince kazanmış oluyor.
     Bunların elbette çok az sayıda bir kısmı, iyi niyetle, siyasette bir yerlere gelebilmek ve geleceğe yatırım yapmak arzusuyla veya adını kestirmeden duyurabilmek amacıyla Belediye Başkanı adayı olarak gösterilmelerinin imkânsız olduğunu bilmelerine rağmen, böyle bir teşebbüste bulunuyorlar.
     Yerel seçimler öncesi partileri adına emek verip mücadele etmemiş, kamuoyunda esamisi bile okunmayan, parti ve seçmen tabanının tanımadığı, deneyimi, bilgi birikimi bulunmayan, şehircilik vizyonları yeterli olmayan, bu heveskâr, kurnaz ve uyanık tipler başta iktidar partisi olmak üzere kanaatimce tüm düzen partilerinin üst düzey yöneticilerince yeterince bilinmelerine rağmen bilerek isteyerek göz yumuluyor. Yumuluyor diyorum çünkü burjuva siyasetin kuralı bu!
      Tüm bu aday adaylarında hatta adaylığı kesinleşmiş belediye başkan adaylarında aşağıda belirteceğim kriterlere ne derece uyup uymadıklarını lütfen sorgulayınız. Sorgulayınız ki bu kriterlere yalnızca ezilenlerin, emekçilerin, gadre uğrayanların, ötekileştirilenlerin, yok ve hor görülenlerin başkan aday adayları veya başkan adayları uyar ve ancak onlar göğsünü gere gere emekçi kitlelerin huzuruna çıkar.
     Belediye başkanlığı, belediye meclis üyeliği, il genel meclis üyeliğine başvuran aday adaylarında olması gereken asgari kriterler neler olmalıdır? Diye soracak olursanız yanıtlayayım: Öncelikle emek mücadelesine, onun değerlerine, perspektiflerine sahip çıkmalıdır derim. Daha sonrada sıralarım kadın özgürlük mücadelesini ve toplumsal cinsiyet eşitliğini benimsemeli ve her koşul altında kadın özgürlük mücadelesi için çalışmayı esas tutmalı,  kent, ilçe ve mahalle meclisleri ile çalışmayı esas almalı,  halkın kendi karar mekanizmalarını ve kararlarını kabul etmeli, çalışmaları aleni ve şeffaf yürütmeli ve düzenli olarak halka rapor sunmayı ön kabul görmeli, Belediyeciliği sadece alt ve üst yapı çalışmalarıyla sınırlı olarak görmemeli, yerel yönetimlerde kültürel, sanatsal, sosyal politika ve ekoloji projelerini hayata geçirmeyi esas aldığını, yoksullukla mücadele ve alternatif ekonomik programların, toplumcu ekonomi modellerinin açığa çıkarılması ve sosyal belediyecilik için çalışmaları öncelik kabul etmesi, ticari değil, kentsel kamu hizmetlerini çoğaltmalı, emekçilerin ve ezilenlerin yararına ve toplumsal inisiyatiflere açık uygulamaları hedeflemeli ve el betteki doğa ve canlı yaşamının korunmasını, ekolojik sistemin tahrip edilmemesini gözetmelidir.
     Yukarıda da belirttim cadde ve sokaklarımızı süsleyen aday adayları sıraladığım kriterlere ne derece uyuyor sorgulayın derim.