Bu gün 21 Mart. Bu günün Mezopotamya da yaşayan kadim kavimlerinin yeni günü karşılama bayramı. Kutlu olsun. Böylesi güzel bir günde yazıma ilimizde güvenlik görevlerine yönelik yapılan saldırıyı şiddetle kınayarak ve yaşamını yitiren polis, jandarma ve sivil vatandaşımıza Allahtan rahmet acılı ailelerine ve camialarına başsağlığı diler, başkaca acı-ağıt görmememizi temenni ederim.

      Ülkemizde geçtiğimiz yıl milyonların katıldığı kutlamaların ardından yükselen barış umudu, AK Parti iktidarı tarafından siyasi çıkarlar için kullanılmak ve maniple edilmek istenmiş, ancak barış için hiçbir gerçek adım atılmamıştır. Aksine iktidar Kürt sorunu başta olmak üzere bu ülkenin sorunlarını özgürce tartışmak isteyen herkesi susturmak istemiş ve 2014’ün yeni gününe twitter erişimini de yasaklanmış olarak giriyoruz.


Kürt sorununun kalıcı çözüm yolu, halkların gönüllü, özgür, eşit ve kardeşçe birliğidir. Bu nitelikte bir birliğin, tarihten gelen kader birliğimiz çerçevesinde zengin olanakları olduğunu görmeyen siyaseten kördür.

        Yaşanan bunca büyük acılara rağmen inancım odur ki, bu coğrafya halklarının bilgeliği, emperyalist kapitalizmin ve diktatörlerin savaşa ve kitle kıyımına dayalı çığırtkan politikalarından çok daha köklüdür. Bu tarihsel mirasın canlı bir kanıtı olan Newroz’un şenlik ateşleri ve Gezi Direnişi’nin yaktığı direniş ateşi halkların kardeşliğinin bir simgesi olarak tüm engellemelere, provokasyonlara rağmen yanmaya devam edecek.

        Unutmayalım 2014 Newroz’unu ülkemiz halklarının eşitlik mücadelesi için açtığı yeni başlangıcın birinci yıl dönümünü de kutluyoruz. Bir yıldır yaşanan çatışmamazlık ortamı “demokratik siyaset kanallarının” açık tutulması iradesi ile mümkün olmuş ve bu yılda barışın kalıcılığı için milyonlarca insan newroz alanlarını doldurmuştur.

        Başta Kürt siyasal hareketi olmak üzere ülkemizin tüm demokratik güçleri barış ve çözüm süreci için sorumluluklarını yerine getirirken AK Parti iktidarının üzerine düşeni yapmadığını tespit etmemiz gerekir. Gezi direnişinde giriştiği zalim bastırma harekâtıyla barış iklimini yerle bir etme eğilimine evrilen siyasal iktidar hızla tek adam diktatörlüğüne doğru yol almaktadır.

      2014 tarihi Newroz’un verdiği tarihi fırsat “teğet” geçilmemelidir. Ülkemizde yaşayan tüm halkların varlığının, insan olarak doğmaktan gelen kimliğinin, dilinin ve kültürünün anayasal ve yasal güvenceye alınması; halkların kendilerini yerinden yönetmesinin ifadesi olan demokratik yerel yönetimlerin inşası için yasal düzenlemelerin bir an evvel parlamentodan çıkarılması gelen Yeni Günün ortak kesen talebidir. Bu talebi görmezden gelmek, yok görmek daha vahimi hor görmek yeşeren barış ikliminin milliyetçi histerilere kurban edilmesi demektir.

        Yerel seçimlerin ön gününe gelen 2014 Newroz Kutlamaları sandıktan çıkacak sonucun önceden ne olacağının göstergesidir. 18 Marttan buyana bölgede kutlanan ve bu gün Diyarbakır da kutlanmakta olan Newroz etkinliklerine toplanan kalabalıklar açık bir irade beyanıdır.

       Gelen yeni günde Kürt sorunu dâhil ülkemizin demokratikleşmesi sorununun çözümü AK parti iktidarına bırakılamayacak denli önemli ve sistem sorunu olarak algılanmalı çözümü yönünde ülkemiz dâhilindeki tüm demokratik kitle örgütlerini, kadın ve çevre hareketlerini, demokratlarını, gençlerini, emeklilerini girilen yeni günün sıcaklığında mücadele saflarında yer tutmaları gerekmektedir.
        Başta üyesi ve yöneticisi olduğum HDP-HDK örgütlülükleri dâhil tüm kitle örgütleri Özgürlük ve Eşitlik için mücadele ederek, ülkemizde barışı ve demokrasiyi kalıcılaştıracağız. Gökten zembille değil kendi ellerimizle barışı ve demokratikleşmeyi inşa edeceğimiz gerçekliği bilinerek mücadele edilmelidir.

        Tüm bu duygu ve düşüncelerle başta coğrafyamızda yaşayan tüm halklarının Newroz Bayramını içtenlikle kutluyor, barış için meydanları coşturan emekçi halkların özgürlük ve eşitlik heyecanını selamlıyor NewrozPîroz Be! Diyorum.