Karısı dilsizdi. İş yerinde kendisine yapılan baskıların etkilerini ister istemez evine taşıyordu. Yine sinirli bir şekilde iş yerinden ayrıldı. Ortalık iyice kararmıştı. Eve gelinceye kadar çevrede gördüğü her şey öfkesini iyice artırmıştı. Anahtarıyla evinin kapısını açarak içeriye girdi. Karısı onu bekleye bekleye yorgun düşmüş ve oturduğu koltukta uyuya kalmıştı. Cemil karısını oturma odasında bu şekilde görünce : « Beni neden kapıda karşılamıyorsun ? » diye bağırarak önce onu korkuttu. Sonra sıçrayarak ayağa kalkan karısının yüzüne iri elleriyle vurmaya başladı. Aynur üzerine inen darbelerle önce yere düştü, sonra başı koltuğa çarptı. Cemil öfkesini cebindeki bozuk paraları ve anahtarları da Aynur’a fırlatarak sürdürdü. Aynur ayağa kalktı. Burnundan ve başından sızan kan sızıntıları elbisesinde lekeler oluşturmuştu. Sehpanın üzerinden daha önce hazırladığı bir sayfayı alarak kocasına uzattı.
 
Cemil, Aynur’un kendisine hitaben yazdığı yazıları sesli bir şekilde okumaya başladı : «Cemil’ciğim, biliyorsun ben konuşamıyorum. Bu sebeple düşüncelerimi bu sayfaya aktardım. Burada, yani Fransa’da senden başka hiç kimsem yok! Sen bana her gün bağırarak çağırarak içindekileri boşaltıyorsun. Halbuki benim kendimi savunma durumum veya cevap verme gücüm yok! Kafamı hergün bir yerlere çarpsan da, beni hırpalasan da ben seni çok seviyorum. Sen gelinceye kadar ha geldi, ha gelecek diye bir kaç kez hazırladığım yemekleri ısıtmak için getirip götürüyorum. Üzerime fırlattığın bozuk paraları toplamaktan, öfkelenerek dağıttığın eşyaları toparlamaktan her gün yorgun düşüyorum. Herhalde mutsuz etmek için benimle evlenmedin? Ne olursun biraz da beni düşün ! Yalvarıyorum sana, geç de olsa bir insan olarak beni kabullen…Bak gözlerime !» 
 
Cemil, Aynur’a yaklaştı… Göz göze geldiler. Cemil : « Sen ağlıyorsun? » dedi. Aynur «evet» dercesine başını salladı.
 
Sonra « bütün olup bitenler için üzgün olduğunu, iş yerinde kendisine yapılan baskılarla kendisini kontrol edemez hale geldiğini» söyleyerek   Aynur’a sarıldı : Bundan sonra istediğin zaman uyuyabilirsin. Bir daha cebimden çıkardığım bozuk paraları fırlatmayacağım sana… Seni insan olarak kabulleneceğim. Hatta… hatta kendimden de üstün göreceğim. Ben de seni çok seviyorum ! Karşılıklı konuşamayacağız ama, kalplerimizle anlaşacağız…. Bu günden sonra seni asla üzmeyeceğim… beni affet ! » dedi.
 
Aynur sevinçten gözyaşlarını tutamadı… Kocasının elinden tutarak mutfağa götürdü. Masa üzerindeki sımsıcak yemekler dahi sanki Cemil’e bir şeyler anlatıyordu.
 
Soğuk kış mevsiminde, sobasız evlerinde oluşan bu muhteşem sıcaklığı geleceğe taşıyacak güzel bir başlangıcın temeli de orada atılmıştı.
 
 Argenteuil, 13.03.1989
  
Nerede yer aldı?
 
http://tekulus.com/index.php?sayfa=yazaruyeyazi&id=176
 
http://www.urfahabermerkezi.com/yazar/disi-seni-yakar-ici-de-beni-1529.html
 
http://manavgathaberi.com/2011-08/disi-seni-ici-de-beni
 
http://guvercinevi.net/kultur/3735-d-seni-yakar-ci-de-beni
 
http://aktueldergi.de/index.php?option=com_content&view=article&id=2174:dii-sen-yakarc-de-ben&catid=41:rotator-news
 
http://www.dogukultur.com/haberdetay.asp?ID=2176
 
http://www.yenihaber.be/go.php?go=307225f&do=details&return=last_news&pg=1
 
http://www.ereglitr.org/disi-seni-yakar-ici-de-beni%E2%80%A6/
 
http://www.huryildiz.com/Yazar.asp?id=152
  
Selam ve sevgilerimle.
 
Üzeyir Lokman ÇAYCI
İç Mimar – Endüstri Tasarımcısı
55, rue Louise Michel
78711 Mantes la Ville
FRANCE
 
 ------------------------------------------------------------
 http://www.artmajeur.com/serap/
http://www.haberevet.com/haber/20110412/312336/siir-sevenlerin-cok-yakindan-tanidigi-dev-bir-isim-uzeyir-lokman-cayci.html
 ------------------------------------------------------------
 Resim : Üzeyir Lokman ÇAYCI