Yaşadığımız hayat çok kısadır ve fırsatlar da geçicidir. Onun için her günün değerini bilmek ve zamanı boşa geçirmemek gerekir.
 
Hepimiz hayatın kısalığından dert yanarız. Fakat o kadar çok boş zamanımız var ki, ne yapacağımızı bilemeyiz. Çoğunlukla boş şeylerle uğraşırız, ciddi konulardan uzak kalırız.
 
Vaktini değerlendiren akıllı bir insan, sayılı günlerini kullanırken boş durmaz. Hayattan alabileceği oranda yararlanır. Kendini beğenmeyen insan olmaz. Aklın rehberliğini seçebilen kimse, zamanı en iyi kullanabilendir. “Tecrübe değerli bir derstir. Fakat ahmaklar bunu geç fark ederler.” Tecrübeler uzun deneyimler sonucunda ortaya çıkar. Bedelsiz, öğüt almanın da tadı olmaz. .
 
    Kötü alışkanlıkları tecrübe olarak kabul etmek yanlış olur. İyi ve kötü öğütler nasıl anlaşılır? Usta bir veznedarın, kalp parayı fark etmesi gibi, şaşmadan, aldanmadan anlamalı.
     Edepli,  olgun, ağırbaşlı, hoşgörülü, gayretli olmak, öncü olmaktır. Söylenen makul sözleri kabul, aykırı olanları atmak gerekir. Bilinmelidir ki, büyük felaketler çoğu zaman küçük ihmallerden, küçük kötülüklere göz yummaktan ileri gelir.
 
     Kutsal değerlerini koruyan, ciddi olan kimse onurunu korur, itibarını düşünür, ağırbaşlı, sabırlı olanlar, her türlü tehlikeyi önlemiş ve itibarını yükseltmiş olur.
 
Bir insan çalışır, çabalar zengin olabilir. Gün gelir iflas da edebilir. Yılmadan, usanmadan, sabır ve azimle kaybettiklerini tekrar kazanabilir. Ama hiçbir zaman itibarını kaybedenler, bir daha eski konumlarını koruyamazlar.
 
     Bencil, kibirli kimseler başkalarını hakir görürler. Her şeyde, her işte aşırıya kaçmadan kararlı, kibar ve nazik olunmalıdır. “Nezaketle fethedilemeyen kale yok gibidir” Daima olduğumuz gibi görünüp ve göründüğünüz gibi olmalıyız.  Size yapılmasını istediğiniz şeyleri başkalarına da isteyiniz. Sevmediğiniz konuları başkalarına da uygun görmeyiniz.
 
  Sabır ve kanaat, en büyük fazilettir ve sizi her türlü kötülükten korur. Her defasında sizden üstün olanları değil, aşağıdakileri düşünün. Kararlı olmak, başarılı olmaktır. Bununla birçok zorluklar yenilebilir.
 
   Şahsiyetin olgunlaşması neticesi sevgi, saygı artar. “ İki günü eşit olan zarardadır.” Onun için gününü gün etme yerine, her günü yeniden yaşamak ve değerlendirmek gerekir.
 
   İnsanın en çok özlediği şey huzurdur. Ahlaki kuralların, gelenek ve göreneklerin, inanç sisteminin zayıfladığı bir sistemde huzur ve mutluluk olmaz. Bu illet, insanların sağlığını etkiler. Birtakım kimselerin aile bağlarını kopma noktasına getirir.
 
  Bir ülkede büyük ahlak buhranı varsa, gören gözleri, işiten kulakları sağır edercesine kötü sonuçlar doğurur. Bunun çözümü;”Hiç ölmeyecek gibi dünya için, yarın ölecekmiş gibi de ahreti kazanmakla” elde edilir.