Bizi hakikate ve ebedi mutluluğa ulaştıracak Allah’ın son indirdiği ilahi kitap Kurân-ı Kerim’in bir ismi de “Şifa” dır. Kurân ayetlerinde, surelerinde ve dualarda birçok hikmetler ve bedenimizi ve ruhumuzu yüceltecek reçete ve dermanlar vardır.
 Bir insan günlük hayatında ve işlerinde öncelikli olarak üzerine düşenleri yapmalı gerekli tedbirleri almalı ve sonra da Allah’a tevekkül etmelidir. Dualarla ona sığınmalıdır. Kur’an ayetleri ve surelerinin faziletleriyle ilgili Peygamberimizin sözleri, alimlerin tavsiyeleri ve yaşanmış olay ve tecrübeler vardır. Örnek olarak belirtecek olursak Peygamber Efendimiz: “İhlas suresi Kurân’ın üçte biridir” buyurmuş. Yani İhlas suresini içinden gelerek ve inanarak üç kez okuyan kişi Kurân’ın tamamını okumuş gibi sevap kazanır. Yine Peygamberimiz, “Kafirun suresi, Kurân’ın dörtte biridir”, “Zilzal suresi, Kurân’ın yarısıdır” buyurmuştur.
 Bu yazımızda Yasin suresinin fazileti üzerinde duracağız. Kurân tefsircilerinin çoğuna göre Yasin, “Ey insan, Ey Muhammed” anlamlarına gelir ve aynı zamanda Peygamberimizin isimlerinden biridir. Bu mübarek sureyi hem ölüler hem de diriler için okumanın sayısız yararları ve hikmetleri vardır. Peygamber Efendimiz: "Her şeyin bir kalbi vardır. Kurân'ın kalbi de Yâsin'dir. Kim Yâsin'i okursa, Allah onun okumasına, Kurân'ı on kere okumuş gibi sevap yazar" buyurmuştur.
 Yasin suresinin faziletiyle ilgili daha birçok söz vardır. Ve ibret alacağımız, yaşanmış olaylar vardır. Bu olayların bazılarını örnek olarak anlatmakta yarar var.
 Peygamberimize ve ilk Müslümanlara Mekkeli müşrikler birçok baskı ve işkenceler yaptılar. Müslümanlığın gelişmesine engel olamayınca Peygamberimizi öldürmeye karar verdiler. O günkü Mekke toplumunda kan davaları ve kabileler arası savaşlar yaygın olduğu için bir kişi tek başına Peygamberimizi öldürmeye cesaret edemiyordu. Mekke’nin ileri gelen kabilelerinin her birini temsilen çok güçlü ve savaşçı birer kişi belirlediler. Bu belirlenen kişiler topluca peygamberimize saldıracak ve öldüreceklerdi. O zaman Peygamberimizin mensup olduğu Kureyş kabilesi diğer kabilelere karşı kan davasını göze alamayacaktı.
 Bir gece vakti, belirlenen bu kişiler Peygamberimizin evinin etrafını kuşattı. Sabahın ilk aydınlığında onu öldüreceklerdi. Bu durum Peygamberimize vahiy meleği Cebrail(a.s) tarafından önceden bildirildi. Bunun üzerine Peygamberimiz Medine’ye hicret etmeye karar verdi ve yatağına da Hz. Ali’nin yatmasını söyledi.
 O gece Peygamberimiz evinden çıkarken Yasin suresinin ilk dokuz ayetini okudu ve yerden bir avuç toprak alarak evin etrafını kuşatanların üzerine doğru savurdu. Ve yanlarından geçip gittiği halde hiçbiri peygamberimizi göremedi.
 Bir başka olay “Diriliş Ertuğrul” dizisinde ismi çokça geçen İbni Arabi yani Muhyiddin-i Arabi Hazretleriyle ilgili. Büyük alimlerden ve evliyalardan Muhyiddin-i Arabi Hazretleri çocuk yaşlarında iken çok ağır bir hastalık geçirmiş. Öyle ki, annesi, babası ve diğer yakınları baygın halde yerde yatan çocuğun başında toplanmışlar ve öldü diye ümidi kesmişler. Babası Kurân okumaya başlıyor. Bu arada belirtelim ki; ölüm döşeğindeki kişilere Yasin okumak sünnettir. Bir süre sonra İbni Arabi gözlerini açıyor ve sağlığına kavuşuyor.
 Muhyiddin-i Arabi Hazretleri yerde baygın olarak yatarken yaşadıklarını eserlerinde şöyle anlatıyor: ” O anda kendimi çok kötü insanların arasında buldum. Beni öldüreceklerdi. Sonra nur yüzlü genç bir adam geldi, o kötü insanları dağıttı ve beni onlardan kurtardı. Bu kişiye, ‘kim olduğunu sordum’, dedi ki: ‘Ben Yasin suresiyim’. O anda gözlerimi açtım, baktım babam ağlayarak Yasin suresini okuyor.” Dolayısıyla Hazret sağlığına kavuşmasında babasının okuduğu Yasin suresinin etkisi olduğunu belirtiyor.
 Allah tüm Müslümanları, Yasin suresi ve bu surenin de içinde olduğu Kurân’ın ve bu Kurân’ın indirildiği son peygamber Hz. Muhammed Mustafa(s.a.v) hürmetine affı mağfiret eylesin. (Amin)