Kent merkezimizdeki ağaçları kesme gaflet ve delaletinde bulunan yerel yöneticilerimiz bu sözüm sizedir. Ağaçlar size “miras değil emanettir.”
 
     Zaman zaman kentimizi “güzelleştirme” adına yapılmakta olan ve çevre düzenlemesi başlığı altına saklanarak tam bir ağacı ve yeşili tahrip etme harekâtına dönüşen ve elbette çok uzun zamanlar, çok büyük emekler harcanarak elde edilmiş Niğde’mizi Niğde yapan “yeşil” değerlerin birer bireryok edilmesi üzüntü verici olduğu kadar düşündürücüdür de.      
   
      Bu gün kentimiz meydanında bırakılan iki ağaç neyi yok ettiklerinin, neyi katlettiklerinin en güzel örneğidir. Bakın iyi bakın o iki ağaca ve biz ne “halt” ettik diye dizlerinizi dövünüz. Evet, şakulle ölçün Niğde’mizin tam merkezinde “yeni meydan” elde edeceğiz diye yıların emeği yeşil alanı göz göre göre ve pervasızca yok edildi. Bir gece yarısı operasyonuyla yarım asırlık ağaçları kesildi. Tepkiler çoğalınca da “belediye encümenin” kararı var minvalinde açıklamalar yapılarak tepkiler sönümletilmeye çalışıldı.
 
     Değerli okurlar Niğde’miz adına endişe verici çevresel düzenlemeleri bir biri ardına yaşadığımız günlerden hep birlikte geçiyoruz. Unutmayalım kimlikli şehirler; geçmişleriyle, kazandıkları birikimleriyle vardır. Aksi halde herhangi bir yer olmaktan öteye geçemez ve kendi farkındalığımızı yaratamayız. Niğde’mize “bozkırın vahası’’ olma kimliğini kazandıran, en küçüğü 30–40 yıllık olan Akasya, çınar, çam ve söğüt ağaçlarıdır. Yani kısaca o güzelim kendine has yeşil dokusudur. Son yıllarda sistemli bir şekilde bu yeşil doku katledilerek ne kentimizin kimliğine ne de iklimine hiçbir şekilde uymayan sözüm ona “yeni” bir yeşil doku kazandırma gayretleri endişe vericidir.
 
      Son olarak Niğde Hükümet Meydanıyla Belediye Sarayı arasında bulunan yarım asırlık çınar ağaçlarıyla bezeli yeşil alan bir gecede katledilmiştir. “Kes-yok et kurtul anlayışı”, “Ben yaptım oldu” anlayışını taşıyan yerel yöneticilerimiz bu katliamdan sonra Niğde halkının yüzüne hangi yüzle bakacaktır bilemiyorum. Bildiğim Niğde de çevresine duyarlı yurttaşlarımızın, demokratik kitle örgütlerinin böyle vahşice gerçekleştirilmiş bir ağaç katliamını unutmayıp, gereken örgütlü tepkiyi vereceğidir.
 
       Hâlbuki bu çevresel düzenlemeler yapılırken  “kes - yok et – kurtul” anlayışı yerine, üzerinde daha fazla düşünülmüş, tartışılmış ve daha korumacı bir mantıkla çalışılmış projeler üretilebilseydi Niğde’miz daha da güzelleşecek ve bütün kamuoyunun beğenisini kazanmış projeyi üreteni de, uygulayanı da Niğde’yi de mutlu eden sonuçlar ortaya koymak daha kolay olacaktı. Niğde’mizin yeni park ve bahçelere kavuşmasına, yollarının genişletilmesine, yol akslarının düzeltilmesine karşı değilim. Ancak bu iyileştirmelerin, “ağaç katliam” yapılmadan veya en az “zayiatla” yapılacağı gerçeğinin göz ardı edilerek yapılması bütün duyarlı kamuoyunu olduğu gibi beni de rahatsız ediyor.
 
       Tepe cuması mevkiinde ve daha birçok yerde bin bir emek ve para harcanarak dökme toprakla alanlar tertip edilerek ağaçlandırmalar yapılırken şehir merkezindeki yarım asırlık çınarların kesilmesi son derece üzücü ve düşündürücüdür. Yaşanılan ağaç yok etme pervasızlığı Niğde kamuoyunun tepkisizliği ya da tepkisini örgütlü olarak ortaya koyamayışından kaynaklı olarak daha da fütursuzca devam edeceğe benzemektedir. Sırada Niğde Devlet Hasta hanesi, Adliye Sarayı, Valilik ve Defterdarlık hizmet binalarının bahçelerindeki ağaçların katledilmesi çalışması vardır.
 
       Proje hazır. Adı “Yeni Şehir Meydanı” projesi. Proje kapsamında bu binalar “yeni” hizmet binalarına taşındıktan sonra komple yerle bir edilip, sır gibi saklanan yeni projeler hayata geçirilecek.  Şehrimizin akciğerleri olan ve bir soluklanma anı yaşadığımız avuç içi kadar yeşil alanların katledilmesine bir anlam veremiyorum. Bu olsa, olsa yeşile ve ağaca olan düşmanlıktır. Gözünü rant ve para bürümüş olanların “gölgesini satamayacağı” ağacı kesip kurtulacağını o yeşil değeri  “odunlaştırarak” satılığa çıkaracağını çok iyi biliyorum.
 
       Ankara, İstanbul, Bursa gibi anakentlerimiz başta olmak üzere “AK Belediyecilik” uygulaması olan her yerde Niğde’mizde yaşadığımız gibi sayısız yeşil tahribatı yaşanmaktadır. Bu gün en çarpıcı örneğini ilimiz Niğde de yaşıyoruz. “Belediye Sarayı Önü Düzenlemesi”, “yer altı otopark yapımı” veya her hangi bir başka projede zihniyet “kes - yok et – kurtul” anlayışını olursa bu projelerin doğruluğundan her duyarlı yürek kuşkuya düşer.
      Yitirilen bu son yeşil değer olması dileğiyle biran evvel bu ve benzer projelerin çevresel etkilerinin değerlendirilmesinin tüm taraflarca oturulup konuşularak ve çıkan raporlar sonucunda projeleri hayata geçirerek asgari uzlaşma sağlayarak yeni düzenlemeler yapılmalıdır.
 
      Niğde ilinde yaşayan herkesi yeşil alanlara sahip çıkmaya, bundan sonra yapılacak olası bir ağaç katliamına engel olmak için uyanık olamaya ve sayın yerel yöneticilerimize de “biz bu yeşili babalarımızdan dedelerimizden, gelecek kuşaklara teslim etmek üzere emanet olarak aldık, ağaçlar size miras değil emanettir. Evet, sizi emanetlerimize sahip çıkmaya davet ediyor, yaş kesen baş keser atasözümüzü hatırlatıyorum.