Türk Ocakları Genel Merkezi’nin düzenlediği ve bir gelenek haline gelen Ocakbaşı Sohbetleri’nin bu haftaki programında, “Turan Coğrafyasının Hüzünlü Toprakları ve Afganistan Türkleri” konuşuldu.

 

Araştırmacı-Yazar Gazi Karabulut’un konuşmacı olarak katıldığı programın açılış konuşmasını Türk Ocakları Genel Sekreter Yardımcısı Osman Oktay yaptı. Oktay, Afganistan’ın Türk Dünyası için öneminden bahsettikten sonra Türk Dünyasıyla alakalı önemli çalışmaları olan ve yanı zamanda Türk Ocaklarının Afganistan’da kurban kampanyalarını yürüten kişi olan Gazi Karabulut’u konuşmasını yapmak üzere kürsüye davet etti.

 

GÜNEY TÜRKİSTAN’IN HALEP’TEN KERKÜK’TEN FARKI YOK

 

Konuşmasına Türk Ocakları Genel Merkezine ve katılımcılara teşekkür ederek başlayan Karabulut, önceki dönemlerde taşrada görev yapmış bir Türk Ocakları şube başkanı olarak Ocakbaşı sohbetlerinde konuşmacılık yapıyor olmanın mutluğunu ve heyecanını yaşadığını belirtti. Afganistan’ı Türk Dünyasının hüzünlü toprakları olarak niteleyen Karabulut, “Bu milletin ıstıraplarıyla ıstıraplanan, dertleriyle dertlenen ve maziyi atiye taşımaya gayretli insanların olması, hüzün topraklarına umut oluyor” dedi. Başbuğ Alparslan Türkeş’ten atıfla, “NeredeTürk varsa ilgimiz alanındadır”, diyen Karabulut, “Samimiyetle söylüyorum ki Güney Türkistan’ın Kerkük’ten Halep’ten farkı yok” dedi.

 

Karabulut, sık kullanılan bir yanlışlığa da dikkat çekerek, “Orta Asya kavramını dilimizden düşürmeliyiz, oralar Türkistan’dır” dedi. Türk Dünyası yaralı bir kurt pozisyonundadır. Bozkurt’un yeniden diriliş hamlesi yapması gerekiyor diyen Karabulut, Afganistan’da 12 milyon Türk bulunduğunu ve bunun görmezden gelinemeyeceğini ifade etti. O topraklarda 1300 yıl kesintisiz Türk hakimiyeti olduğunu sözlerine ekleyen Karabulut, “Babür Şah’ın evlatları bugün yetim haline gelmiştir” dedi. Karabulut, 1747 tarihinden itibaren ise İngilizlerin büyük oyunlarıyla coğrafyanın karıştığını dile getirdi.

 

BOZKURT TÜRK DÜNYASI’NIN SEMBOLÜDÜR

 

Tarih şuurumuz ve milliyet şuurumuz olmadığından bugün oralara çok uzak duruyoruz son 300 yılda sarsılmamış olsaydık bugün Türkistan coğrafyası böyle olmayacaktı diyen Karabulut, Afganistan’da yaşadığı bir anıyı dinleyicilerle paylaştı. “Biz Türk Şehitliğine giderken gençler bizi bozkurt işaretiyle karşıladı. Bozkurt’un Türk Dünyasının sembolü olduğunu bir kere daha anladık” diye konuşan Karabulut, Milli Mücadele zamanında Mustafa Kemal’in Afganistan’a 20 subay gönderdiğini ve askerleri eğittirdiğini anlattı.

 

TÜRK KÜLTÜRÜ GÜNEY TÜRKİSTAN’DA YAŞATILMALI

 

1979’da Sovyet işgali ile Afganistan’da her şeyi yıkan bir fırtına başlamıştır ifadesini kullanan Karabulut o günden sonra düzenin bir daha sağlanamadığını da anlattı. Türk kültürünün Güney Türkistan bölgesinde yaşatılması gerektiğini de dinleyicilerle paylaşan Karabulut, Türk Dünyasının kurtuluş reçetesinin Türk milliyetçiliğinde olduğunu da sözlerine ekledi. Türk illerinde Türk milliyetçilerinin müesseselerinin olması gerektiğini söyleyen Karabulut, okullar yurtlar ve kültür merkezlerinin inşa edilmesinin gerekliliğinden bahsetti.

 

Konuşmasının sonunda Güney Türkistan ve Afganistan Türklerinin Türk Dünyası bağlamındaki önemini anlatan Karabulut, Türkiye’nin bölgeyle daha yakından ilgilenmesi gerektiğini ve bu durumun Afganistan’ın geneli içinde çok önemli bir kazanım olacağını ifade etti. Ardından konuşmasını sonlandırdı.

 

Kapanış konuşmasını gerçekleştiren Genel Sekreter Prof. Dr. Mehmet Şahingöz de kendisinin de geçmişte Afganistan’a gittiğini anlattı. Afganistan Türkleriyle olan diyaloglarıyla ilgili hatıralarını anlatan Şahingöz, bölge insanının Türkiye’den gelen insanlara ciddi bir saygı ve sevgi duyduğunu ifade etti.

 

Program daha sonra yapılan soru cevap kısmının arından sona erdi.





Editör: TE Bilişim