Yunus Emre hazretleri “bir ben vardır benden içeri” der. İnsanların bir görünen beni vardır bir de görünmeyen beni vardır. Bunun gibi şehirlerinde bir görünen birde görünmeyen yanları vardır. Yüce kitabımız Kuran-ı Kerim’de geçen Hızır Aleyhisselam ile Musa Aleyhisselam arasındaki kıssa bu zahir batın meselesini anlamak açısından önemlidir. 
 
İnsan ilk önce nasihate kendisinden başlamalı daha sonra ailesine ve şehrine doğru ulaşmalıdır. Günümüzün nasihatçileri direk dünyayı kurtarmaya çalıştıkları için etkili olamamaktadırlar. Bizim Niğde’yi merkeze alarak bu konuyu işlememizin sebebi bu düşünceden dolayıdır.
 
Niğde Selçuklu ve Osmanlı ruhunu korumak zorundadır. Bunun için gereken tedbirler şimdiden alınmalıdır. Niğde’nin kadim medeniyetimizden gelen ruhu bizi cennetlere taşıyacak olan ruhtur. Bu ruh yaratılış gayesini Allaha kulluk yapmak olarak gören ruhtur. Bu ruh ay yıldızlı bayrağın gölgesinde yaşamak için gerekirse canını verecek olan ruhtur. Bu ruh büyüğünü küçüğünü bilen ruhtur. Niğde Anadolu’nun madden ve manen korunmuş yerlerinden birisidir. Elimizin altından kayıp giden dünyada nesillerimiz heba olmadan kendimizi ve şehrimizi müdafaa etmek zorundayız.
 
Yabancılaşmaya ve kültürel emperyalizme karşı yerel değerleri koruyarak, evrensel ve yeni değerler üreterek karşı çıkmak mecburiyeti doğmuştur. Sosyal ve iktisadi hayatta kendi şehrimizi el üstünde tutmazsak başka şehirler hızla gelişirken bize sadece seyretmek düşer. En basitinden bir ürün Niğde’de varken gidip başka yerden almak şehrin ahengini bozar. Bu konuda esnafın fırsatçılık yapmaması ve kendini yenilemesi önemli bir husustur. Yoksa sermayenin dışarı akması engellenemez. En basitinden yerel bir lokanta varken gidip uluslar arası bir zincirin parçası olan yerde beslenmek bindiğin dalı kesmekle eşdeğerdir. Başımıza bir sıkıntı gelse yanımızda hemşehrimiz olan lokantacı olacaktır. Uluslar arası şirketler bizim derdimizle hiçbir zaman dertlenmez.
 
Kültürel yozlaşmanın hızla arttığı dünyada şehrimizde bu yozlaşmadan nasibini almaktadır. Yaşamın amacını yeme içme ve eğlence olarak gören bakış açıları her yerde revaç bulmaktadır. Bu durum tedbir alınmadığı takdirde başta aile müessesesi olmak üzere toplumu ayakta tutan tüm unsurları hızla yok edecektir.
 
Madde bağlılığının ve alkolizmin hızla artması gençlerin rotasız bir gemiye döndürmektedir. Para kazanmak için her türlü değeri bir kenara bırakmak bizim medeniyetimizin kıstaslarıyla hiçbir zaman uyuşamaz. Batının çökmüş ve yozlaşmış insan algısının bize sirayet etmesi ile geçmişimizle olan bağlarımız hızla kopmaktadır. Batının kendi içinde kuvvet zoruyla oluşturduğu ahlak algısının cazibesine kapılanlar dönüp “bizden adam olmaz” nutukları atmaktadır. Bu aşağılık kompleksi bizim elimizi kolumuzu bağlamaktadır.
 
Bunun için bizi biz yapan değerlere bir an önce sahip çıkmalıyız. Zahiri perdeleri kaldırdığımızda görünmeyenler bize görünür kılınacaktır. Niğde içindeki Niğde’yi kaybetmeden kutlu medeniyetimizin bayrağını dalgalandırmalıyız. Yüce Allah cümlemizi bu niyetle niyetlendirsin, bizi her türlü musibetten emin eylesin..